İnsanlığın kirli tarihi ya da FIFA (13)
YORUM | M. NEDİM HAZAR
Sepp Blatter ve karanlık ekibi 2018 ve 2022 Dünya Kupası finallerini büyük paralar karşılığı Rusya ve Katar’a verdikten sonra işler arzu ettiği gibi ilerlemeyecekti. Önce FIFA Etik Kurulu (Her ne kadar kendi kontrollerinde olsa da), ardından özellikle İngiliz Medyası ve nihayet FBI… O güne kadar tüm badireleri bir şekilde atlatmayı başaran Blatter, bu kez kolay kolay sıyrılamayacak gibi görünüyordu.
Üstelik, iki önemli yol arkadaşını satmıştı. Ancak, perde gerisinde bir isim vardı ki, yazı serimizin şu anına kadar ismini biz de –özenle- sakladık. Çünkü iri kıyım cüssesinden dolayı her ne kadar ona “Santa Klaus –Noel Baba” dense de her zaman perde arkasında ve geride durmayı başarıyordu.
Bugün onun hikayesi eşliğinde olayları incelemeye devam edeceğiz…
“İntikam almak istiyorsan iki mezar kaz!” der bir Çin atasözü. Ve ihanet, ekildiği toprakta sessizce filizleniyor maalesef.
Muhammed Bin Hammam amacına ulaşmıştı ama onun için bu yeterli değildi. Blatter ile çok eskiden kalma bir hesabı vardı açıkçası. Bir kere Blatter’in bütün pisliklerini biliyordu ve onun sorunsuz şekilde köşeye çekilmesini istiyordu. Yoksa altındaki halıyı bir çırpıda çekecekti.
Bu aşamadan sonra bir gerçek daha su yüzüne çıktı.
Blatter ve Bin Hammam, kadim dost ve düşman!
Blatter, Rusya ve Katar’ın parasını almıştı ama Katar’a son dakikada bir kazık atmayı düşünmüş ve planlamıştı.
Özellikle ABD’nin almasına kesin gözüyle bakılırken bu finali Katar’a vermek onun için kariyer intiharıydı. İşte bu aşamada Bin Hammam devreye girdi, zira Arap milyoner iş adamı Blatter’i de aşan bir yozlukla işleri yürütmüştü.
Aslında Blatter bu tehlikeyi yıllar önce 2009 yılında görmüş ve Asya Konfederasyon seçimlerinde Hammam’ın rakibini desteklemişti. Hammam bu ihaneti asla unutmayacaktı.
Ancak Blatter gücünü kullanıyordu, mesela başka konfederasyon seçimlerinin yapılacağı ülkelere gitmemesi için vize almasına engel oluyordu Hammam’ın. Hammam pek çok konfederasyonun seçimlerine gidip kulis yapamıyordu bu yüzden.
Blatter CONCACAF seçimlerinde “Siz beş milyon dolar hediye ediyorum” diyerek rüşveti alenen veriyordu artık!
Ancak kimse Hammam kadar rüşvet işini bilemezdi…
Hemen Trinidad Tobago’da bir organizasyon düzenledi ve CONCACAF’ın bütün delegasyonunu davet ettirdi. Ulaşım işleri için turizm şirketi olan aynı zamanda konfederasyon başkanı olan Jack Warner’in şirketine 360 bin dolar ödemişti.
Blatter ve Warner; kirli ekibin iki önemli ismi.
Toplantıdan sonra Hyatt Regency otelinin odalarında her delegenin yatağına içinde nakit 40 bin dolar bulunan kahverengi zarf bırakılmıştı.
Delegelerin neredeyse tamamı bu zarfları aldılar. Birkaç kişi ise bunun rüşvet olduğunu söyleyip, bütün dünyanın duymasını sağladı.
Warner bir anda hedef haline gelmişti. Blatter onu harcamakta hiç tereddüt etmedi ve futbola ihanet ettiğini açıkladı.
Bir süre sonra ise Muhammed Bin Hammam’ın Blatter’in tuzağına düştüğü ortaya çıkacaktı. Blatter, Hammam’ın güvenilir adamlarına zarf işini dikte etmişti.
Blatter hemen FIFA etik kurulunu topladı ve Hammam’ın rüşvet dosyasını açtı.
Hammam kiminle dans ettiğinin farkına daha yeni varıyordu.
Hamle yapma sırası Katar emirine gelmişti.
Katar Emiri, Blatter’in seçimi kazanmak uğruna Bin Hammam’ı yıpratmak için Katar’ın kazanımını çöp etmesini göze alamazdı ve FIFA merkezinde Blatter ile buluştu. Yanlarında Bin Hammam da vardı. Prens, Blatter’e Bin Hammam’ı adaylıktan çektiklerini ve onu destekleyeceklerini açıkladı. Karşılığında Katar hakkında ileri geri konuşmaması gerektiğini söyledi.
Muhammed Bin Hammam, Blatter’i emekli etmek isterken, adaylıktan çekildiğini açıklamak durumunda kalmıştı.
Blatter, geçerli 203 oydan 186 gibi rekor bir oy almıştı.
Ancak yolsuzluk soruşturması FBI’ın eline geçmişti ve yoz FIFA yöneticilerini kabus dolu günler bekliyordu.
Hammam’ın eli armut toplamıyordu bittabi.
Evet, sevgili dostlar…
Şimdi size aslında şimdiye kadar anlattığım hikayenin neredeyse her yerinde olan ama asla ön plana çıkmayan, aldığı rüşvetlerle onlarca milyon dolarlık bir servet kuran Chuck Blazer’den bahsetmenin zamanı geldi.
Blatter, Havelange’ı alt ettiğinde de, ilk büyük entrikasıyla Lennar Johanson’i ezip geçtiğinde de kuruldaki bir tek kişiyle göz göze gelmişti: Chuck Blazer!
Kendi deyimiyle o “Queensli şişman bir sahtekardı!” (Yardımcısı Mary Lyne’e söylemişti bunu.)
Şişmanlığı ve sakalından dolayı futbol kamuoyu onu “Noel Baba” olarak tanıyordu.
Başkanlığını CONCACAF’ın yaptığı Amerika konfederasyonunun ikinci adamıydı. Ancak, aynı zamanda başta Sepp Blatter olmak üzere, Muhammed bin Hammam’ın yaptığı bütün kirli işlerin organizatörüydü.
Aldığı rüşvetler o kadar ayyuka çıkmıştı ki ismi “Yüzde 10 Chuck”a çıkmıştı. Sadece CONCACAF’tan aldığı yüzde 10 yıllar içinde 15 milyon 317 bin dolara ulaşmıştı. Blatter’in diğer pis işleri ve kayıt dışı olanlar hariçti bu rakamdan.
Sonradan ortaya çıktı ki, Blatter kimi zamanlar onun üzerinden rüşvet alıyordu. Üstelik 15 yıldır tek “Cent” bile vergi ödememişti.
Blatter ve Şişman sahtekarı Blazer!
FBI, ele geçirdiği belgelerde hem bu oranı tespit etmiş, hem de vergilendirilmemiş mal varlığını tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmış ve itirafçı olması için ona bir şans tanımıştı.
New York’ta Trump Tower’ın hemen arkasındaki bir kafede onunla buluşan FBI ajanları, açık-gizli malvarlığını, aldığı yüzde 10’luk rüşvetleri önüne koydular ve şöyle dediler:
“Dolandırıcılık, kara para aklama, vergi kaçakçılığı, gizli banka hesapları ve daha pek çok suç… En az 75 ila 100 yıl arasında bir ceza alacaksın. Ya seni şimdi tutuklarız, ya da işbirliği yaparsın!”
Blazer derin bir nefes çekti ve “Sanırım size yardım etmek istiyorum” dedi.
FBI ajanları ona “Bu olay zannettiğinden çok daha ciddi ve büyük, avukat tutmanı tavsiye ederiz” dediler.
Sepp Blatter için kabus dolu günler başlıyordu.
Chuck Blazer, Blatter’in yıllardır FIFA içinde kurduğu yoz sistemi yıkmak için çok önemli bir silaha dönüştü.
Ve bir şema çıkardı Chuck Blazer. Tepesinde elbette Sepp Blatter vardı, hemen altında Jack Warner ve Platini vardı. Burada hakkını teslim edelim Türk delegesi Şenes Erzik’in ismi hiçbir listede geçmedi.
Tarih boyunca her hırsız yönetici, sonunun geldiğini anlayınca aynı şeyi yapar: yumuşar ve şeffaflık vaat eder.
Blatter tam da bu suçlamalarla karşı karşıya kaldığı zamanda öyle yaptı.
FIFA’nın yeni bir döneme girdiğini, demokrasi ve şeffaflığın artacağını söyledi. Yıllar önce rüşvetle yendiği Lennart Johanson’un vaatleriydi bunlar!
Bu arada itirafçı sayısı da her geçen gün artıyordu. Suçüstü yakalanan her FIFA yöneticisi hemen işbirlikçi/itirafçı oluyordu.
Blazer aleyhine, 3 Haziran 2015’te, (25 Kasım 2013’te ABD New York Doğu Bölgesi Bölge Mahkemesinde görülen) gizli bir mahkumiyet davası açıldı. Bu davadaki ifadesinde Blazer, 1998 ve 2010 Dünya Kupası ev sahiplerinin seçimiyle bağlantılı olarak diğer FIFA Yönetim Kurulu üyeleriyle rüşvet almak için komplo kurduğunu itiraf etti. 9 Temmuz 2015’te Blazer, FIFA tarafından futbolla ilgili tüm faaliyetlerden ömür boyu men edildi.
Ancak yaşı ve kilosundan dolayı ciddi sağlık sorunları vardı. Buna rağmen alıştığı lüks hayattan taviz vermiyor ve kazanımlarını çöp etmek istemiyordu. Nereye giderse gitsin özel jeti ve en az iki genç kadınla gidiyor, lüks otellerde konaklıyor, en lüks restoranlarda yemek yiyordu.
Ve Noel Baba, 12 Temmuz 2017’de 72 yaşında bir New Jersey hastanesinde kolorektal kanserden ölünce kendi dosyası kapanmış oldu.
CONCACAF Başkanı Jack Warner, tüm pis işlerini iki oğlu (Daryan ve Daryl) üzerinden yapıyordu. Onların açtığı gizli banka hesapları ile kara paraları aklıyordu. FBI bir sabah vakti iki oğlunu da tutukladı.
Teklif açıktı: Bizimle işbirliği yap, cezan hafiflesin!
Warner, Blatter’in baskılarına dayanamayıp istifa ederken, FIFA’nın tüm pisliklerini açığa çıkaracağını söyleyerek tehditler savuruyordu.
Jack Warner utanç verici şekilde gitmişti. Ancak gelen gideni aratıyordu ve onun yerine gelen 47 yaşındaki banker Jefrey Webb, göreve başlar başlamaz rüşvet işlerine bulaştı. O kadar çok ses kaydı ortalığa düştü ki, üstelik Webb rakamları da yüzdeyi de yükseltmişti.
Ekonomi aleminde kadim bir kavram vardır: LIFO (Last In, First Out) Yani son giren ilk çıkar!
Bu kural FIFA’da da işleyecekti.
Ve nihayet o büyük gün…
27 Mayıs 2015.
FBI düğmeye bastı. Tutuklanacaklar listesinde 14 kişi vardı ve ilk sıradaki, son yoz adamdı: Jeffrey Webb.
FBI elbette bununla yetinmeyecek, 16 kişiyi daha ekleyecekti tutuklanacaklar listesine. Yolsuzluğun boyutu korkunçtu. Örneğin Eski Brezilya futbol federasyonu başkanı Ricardo Teixeira, “200 milyon doların (132 milyon sterlin) üzerinde rüşvet ve komisyon içeren suç planlarına karışmakla” suçlananlar arasındaydı.
Ancak şaşırtıcı bir şekilde tutuklananlar arasında Blatter yoktu.
Yine bir şekilde sıyrılmıştı?
İşi bir tür arsızlığa ve pişkinliğe vuruyordu
Ve bu pişkinlikle beşinci kez FIFA başkanı olmayı başardı başarmasına ama koltuğu ciddi sallantıdaydı.
İşte tam bu esnada çok ama çok ilginç bir şey oldu; seçimi kazanan Blatter, birkaç gün sonra istifasını verdi ve FIFA’yı olağanüstü seçime çağırdı.
Herkes bir kez daha şok olmuştu.
Ancak pusuda fırsat kollayan biri vardı: Michel Platini.
Hemen ortaya çıktı ve Blatter’in doğal varisi gibi FIFA başkanlığı için isminin anılmasını sağladı.
Lakin Blatter, kendisine yar olmayan bir makamı kimseye yar etmeyecekti.
Kısa süre sonra basına bir belge sızdı. 2011 yılında Blatter, Platini’ye 4 taksitte tam iki milyon İsviçre frangı vermişti! Platini’nin hesaplarında böyle bir kayıt yoktu, dahası Platini bu parayı ne için aldığını da izah edemeyecekti.
Ve Blatter’in gitmesinden sonra UEFA, hatta FIFA başkanlığı garanti olan Platini de gitti. Önce açığa alındılar, sonra 8 yıl futboldan men edildiler.
FIFA kısa süreliğine bir başıboşluk dönemi yaşayınca koltuğa apar topar ve geçici olarak bir basketbolcu olan ve 1988’den 2017’ye kadar Afrika Futbol Federasyonu Başkanı olarak görev yapan Issa Hayatou getirildi.
Ekim 2015’ten Şubat 2016’ya kadar geçici olarak FIFA Başkanlığı görevini yürüttü. Ancak görevde kaldığı süre içerisinde onun da kirli çamaşırları ortaya birer birer döküldü.
Evet, nihayet en sona geldik. Bir sonraki son yazımızda FIFA’nın son iki başkanı ile son durumu ele alıp bu konuyu bitireceğiz.
(Devam edeceğiz)
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***