Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın evsahipliğinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısında, işveren tarafınca devletin prim desteği vermesi şartıyla 2023 yılı için yüzde 50 oranında artış sinyali verdiği öne sürüldü.
Geçen hafta asgari ücret artışıyla ilgili görüşme takvimini belirlemek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Burak Akkol’un görüşmesinin ardından, bugün asgari ücret müzakeresi başladı.
Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl başkanlığında bakanlıktaki ilk toplantıda, işveren heyetine TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, işçi heyetine ise Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak başkanlık yaptı.
Basına kapalı toplantıda, işçi ve işveren tarafı ekonomik veriler doğrultusunda görüş ve taleplerini dile getirdi.
Bu toplantıyla eş zamanlı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca işçilere asgari ücret beklentisi olarak 7 bin 500 lira rakamı açıklanması ise dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl olduğu gibi kamuoyuna “yüzde 50 artış” açıklaması yapmak isteyebileceği ve bu nedenle net 8 bin 250 lira rakamında anlaşılabileceği iddiası söz konusu.
Ankara gündemindeki iddialara göre işveren tarafı, 2022 yılı için devlet desteğiyle asgari ücrette yüzde 50 artışı kabul edebileceklerini kaydetti ve 2023 yılı için de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) prim kesintisinde yeniden düzenleme talebinde bulundu.
Hali hazırda 2022 yılı için devlet, asgari ücret üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi alınmasından vazgeçmişti. Bu durum, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın bütçe sunumunda açıkladığı üzere devlet açısından 300 milyar liralık gelir kaybı anlamına geldi. Şimdi de net 5 bin 500 lira olan asgari ücrette net 8 bin 250 lira gibi bir rakama ulaşılabilmesi için devletin işçiden yüzde 14 ve işverenden yüzde 15.5 oranında aldığı SGK prim payında yeniden düzenleme önerdiği gündemde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise, dünkü TİSK Genel Kurulu’nda işveren tarafıyla asgari ücret artışına ve EYT düzenlemesine ilişkin değerlendirmede bulunduğu da iddia edildi.
Kürsüdeki konuşmasında “Asgari ücret gibi konularda işvereni ve devletiyle gereken fedakârlıkları yaparak, çalışanlarımızın; haklarını, hukuklarını, refahlarını ne kadar iyi korursak, bu ortak hedeflerimize o derece hızlı ve güvenli ulaşabiliriz. Şu anda masada zaten bu konularımız var. Onları da süratle bitireceğiz” diyen Erdoğan’ın, SGK prim desteğinde yeniden düzenlemeyle birlikte asgari ücret için “müjde” olarak 9 bin ile 10 bin arasında bir rakam da açıklayabileceği ileri sürüldü.
Türk-İş yarın ilk değerlendirmesini açıklayacak
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, bugünkü toplantı öncesinde “açlık sınırı 7 bin 785 lira” rakamını kırmızı çizgi olarak belirttiği için yapılan eleştirilere karşılık bu rakamı sadece pazarlıkta başlangıç noktası olarak ifade ettiğini anlattı.
AKP İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli’nin bütçe tartışmasında asgari ücretli açısından alım gücü artışı olduğunu savunmasına tepki gösteren Atalay, “Ya o markete gitmiyor, ya o pazara gitmiyor, ya görmüyor. Alım gücü bal gibi düştü. Geçen sene bu vakitte 35 lira olan peynir şu anda 150 lira. Alım gücü başka nasıl düşsün. Enflasyon da artmasın asgari ücret de artmasın” diye konuştu.
Bugünkü Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı bitiminde, Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ise, “Toplantıda konuştuğumuz konuları Türk-İş Yönetim Kurulu’yla değerlendireceğiz ve yarın hepsini tek tek açıklayacağız” ifadelerini kullandı. Kavlak’ın yarın saat 10.00’da açıklama yapacağı bildirildi.
TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç da yarın açıklama yapabileceklerini dile getirdi.
Bakan Bilgin’in yüzde 37 oranı ve bakanlık araştırması
Bu arada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in dünkü TİSK Genel Kurulu’nda Türkiye’deki asgari ücretli çalışan nüfus oranını yüzde 37 olarak açıklaması ise tartışma yarattı.
SGK rakamlarına göre bunun aslında yüzde 42 olduğu belirtildi. Ayrıca “ikramiyeler ve aile yardımı gibi ilave ödenekler alan çalışan nüfus açısından asıl çıplak maaş asgari ücret olduğu için bu oran yüzde 60’lara yaklaşıyor” görüşü de var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, 2023 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında yaptığı araştırma sonuçları tartışmalı karşılandı.
Araştırma sonucuna göre 2023 yılı için asgari ücret beklentisi, işçi kesiminde 7 bin 500 TL’nin üzerindeyken, işverenlerde 7 bin TL oldu. Kamuoyu beklentisi ise 7 bin 845 TL olarak paylaşıldı.
Araştırmada, “Asgari ücretin artırılacak olması ile birlikte işsizlik oranı da artar mı?” sorusu sorulması da göze çarptı. Bu soruya yüzde 55 oranında asgari ücrette artış olursa işsizliğin artacağı yönünde yanıt verildiği açıklandı.
DİSK: “Asgari ücret net 13 bin 200 lira olmalı”
Öte yandan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ise, “Gerek yüksek enflasyon, gerek yoksulluk sınırı, gerek gıda fiyatları artışı ve gerekse ekonomik büyüme dikkate alındığında asgari ücret en az net 13 bin 200 TL olmalıdır” açıklaması yaptı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “insan onuruna yakışır bir asgari ücret” için açıklama yaptıklarını belirterek, “Asgari ücret aileleriyle birlikte on milyonlarca yurttaşın derdi, milyonlarca işçi ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiren çalışma hayatının en temel konularından biridir. Ancak bu çarpıcı tabloya rağmen Türkiye’de asgari ücretin belirlenmesinde uluslararası standartlar dikkate alınmıyor, işçinin ailesinin geçimi hesaba katılmıyor, hala tek bir işçi üzerinden asgari ücret hesabı yapılıyor. Bir diğer sorun olarak, asgari ücret tartışmaları resmi enflasyona hapsedilmek isteniyor. Resmi enflasyon üzerinden hakikat çarpıtılmak istense de çarşıda, pazarda, markette, faturalarda yaşadığımız gerçek ortadadır. Bu yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda dört kez güncellenmesi gereklidir” dedi.
Türkiye’de asgari ücretin artık yaygın ve ortalama ücret olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katıyken, 2022 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 5 katına geriledi. Böylece ücretliler her yıl daha erken üst vergi dilimine giriyor, ücretler üzerindeki vergi yükü giderek artıyor” ifadelerini kullandı ve yeni vergi düzenlemesi talep ettiklerini de kaydetti.