ANKARA – Mevcut anayasa metinlerinin egemen güçlerin pozisyonlarını korumaktan ibaret olduğunu vurgulayan HDP’li Nuray Özdoğan, “Anayasa tartışmaları ancak barış politikalarının sokağa yansımasıyla yürütülebilir” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları Haftası kapsamında, Ankara Mülkiyeliler Kültür Merkezi’nde “İnsan Haklarına Dayalı Anayasa” başlıklı bir panel düzenledi. Panele Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü ve pek çok sivil toplum örgütü katılım sağladı. Akademisyen Dinçer Demirkent, HDP Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Av. Nuray Özdoğan ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, panelist olarak katıldı.
‘MÜMKÜN GELECEK TOPLUMSAL DİNAMİKLERDE’
‘Suistimalci Anayasacılık’ kavramını anımsatan Demirkent, gündeme getirilen aile düzenlemesi başta olmak üzere seçim sürecinde atılan adımların toplumun belli kesimlerinin hedef gösterildiğini ve dinden kaynaklanan kuralların devlet kuralı haline getirilerek birçok şeyin önünün açılacağını vurguladı. Demirkent, “2007 yılında AKP dönemi anayasacılığı başladı. Seçilmiş ve çok yetkili bir cumhurbaşkanının olacağını gördük. Bütün hakların güvence altına alındığı bir anayasa bu sorunları çözecekmiş gibi yanlış bir perspektif mevcut. Türkiye’de eşitlik ve özgürlük sorununu tartışmak zorundayız. 6’lı masanın ortaklaşa yazdığı bir metin var. Bu metne bakıyoruz ve neyi güçlendirdiğini soruyoruz. Temel haklar ve özgürlüklere ilişki başlık değişikliği dışında çok küçük kimi rötuşlar var. Bizim mümkün bir geleceğimiz var ve bunlar toplumsal dinamiklerde ve onları güçlendirmekte yatıyor. Bugün anayasa tartışması muhalefetin örgütlenme tartışmasıdır” şeklinde konuştu.
‘YENİ ANAYASA BARIŞA DAYANDIRILMALI’
Türkdoğan, bir anayasasızlık halinin olduğunu belirterek, Türkiye’nin tarihi boyunca sivil bir anayasa yapamadığını vurguladı. Barış sürecinde Meclis’te kurulan Anayasa Komisyonuna birçok öneri sunduklarını ifade eden Türkdoğan, “Temel sorun alanlarının çözülmesini, Anayasanın yeniden, bütünüyle yazılmasını istiyoruz. Şu anki anayasa, anayasa olmaktan çıktı. Otoriter birisinin bizi nasıl yöneteceğine dair bir deklarasyon oldu. Yeni anayasanın barış, çoğulculuk, çok kültürlülük, insan hakları kavramlarına dayandırılmalı” dedi.
‘ANAYASA’NIN BAŞLANGIÇ METNİ KALDIRILMALI’
Türkiye’nin temel meselesinin militarizm olduğunu vurgulayan Türkdoğan, Kürt sorununun, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin, cinsiyet eşitliğinin sağlanması temelinde bir anayasa yapılması gerektiğini söyledi. Anayasanın resmi ideolojiden kurtulması gerektiğini vurgulayan Türkdoğan, şunları söyledi: “Anayasanın başlangıç metni kaldırılmalıdır. Orada bir ideoloji tarif ediliyor ve o ideoloji ile 21’nci yüzyılı karşılayamayız. Önce şu savaşı durduralım, barış sağlayalım. İnsan onuru esas alınmalı, Cumhuriyetin demokratik karakterine vurgu yapılmalı, hukukun üstünlüğü kavramları anayasada yer almalı. İnsanların anadilini yasaklayamazsınız. Türkiye’deki siyasi yapı resmi ideolojiyi sürekli yaşatmak istiyor. Yok olmaya yüz tutmuş kültürler anayasal güvenceye alınarak yaşatılabilir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi olmazsa olmazdır. Hukuk önünde ayrımcılık yasağı şarttır. Ayrımcılığın temelleri yeniden yazılmalıdır.”
‘ANAYASA BARIŞ SÜRECİ İLE TARTILIŞIR’
Panelde son olarak söz alan HDP’li Nuray Özdoğan, Mevcut anayasa tartışmasının belirli egemen güçlerin kendi pozisyonlarını korumak adına hazırladıkları metinlerden ibaret olduğunu vurguladı. Özdoğan, anayasanın yapım sürecine kimlerin katıldığına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Anayasa tartışmalarının hak öznelerinin dışında yürütüldüğüne işaret eden Özdoğan, “Türkiye’de yasaların hak tanımlarında tek devlet, tek millet, tek dil ruhu vardır ve bu değişmez. Sunulan metinler de bunu gösteriyor. Anayasa metni hazırlamış olmaları ne iktidarın ne millet ittifakının bu konuda yeterli olduğunu gösterir. Anayasa metni o toplumun tüm kesimleri ile birlikte yapıldığı takdirde anayasadır. Türkiye’de bir barış süreci tartışılmadığı sürece temel insan haklarına dair bir anayasaya erişim kapasitesi yoktur” diye konuştu.
‘KAPATMA KARARLARI İRADEYİ SONA ERDİRMİYOR’
Parti kapatma süreçlerinde yargının siyasi iradenin dışına çıkmadığına işaret eden Özdoğan, HDP’nin kapatılması sürecine ilişkin şunları söyledi: “Önce kapatma ardından tutuklama kararları başlıyor. Kapatma davası ile yetinmeyip ek tedbirler alınıyor. DTP ile başlayan sürecin HDP için startı 4 Kasım’da verildi. Oy oranları arttığı takdirde tepkiler daha sert oluyor. Tutuklama sürecinden itibaren başlatılan infaz süreci ile baskı devam ettiriliyor. Kapatma kararları hiçbir zaman halkların mücadelesini sona erdiren bir şey olmuyor. Bunun için tedbirleri arttırarak işlevsiz hale getiriyor. Anayasa ancak barış politikalarının sokağa yansıması ile yürütülebilir.”
Panel konuşmaların ardından katılımcıların soruları ile devam etti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***