T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla açılan davada hapis ve siyasi yasakla cezalandırılmasını örnek göstererek, yargının HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yönelik hakaretlerdeki tavrına dikkat çekti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında, Türkiye’nin günlerce konuştuğu çıplak arama skandalını gündeme getiren HDP’li Gergerlioğlu’na ağır ifadelerle hakaret ettiği için açılan hakaret davasını hatırlatan Tahincioğlu, yargının iki yıldır “hakaret suçunu” değil, “sözlerin doğruyu yansıtıp yansıtmadığını” araştırdığını söyledi.
Tahincioğlu’nun yazısının Gergerlioğlu’yla ilgili kasımı şu şekilde:
GERGERLİOĞLU TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Bu dokunulmazlık konusunda çarpıcı bir örnek, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun açtığı bir tazminat davası.
İçişleri Bakanı Soylu, bir dönem çok tartışılan, “çıplak arama” konusunu gündeme getiren Gergerlioğlu hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Çıplak arama iftirasını atmak alçaklık ve namussuzluktur… FETÖ’cü terör örgütünden olduğu herkes tarafından bilinen bir sözde milletvekili… Müptezeldir ve FETÖ’nün kurgusuyla bunu ifade etmektedir. Bu adam teröristtir… Defalarca suç duyurusunda da bulunduk…”
2020’de yaptığı bu konuşmadan sonra Gergerlioğlu, Soylu hakkında tazminat davası açtı.
Denilebilir ki memleketin İçişleri Bakanı, ağır bir söylemde bulundu, Türkiye’de siyaset böyle.
Ancak tersi söz konusu olsa, iktidar mensubu birine bu sözlerin onda biri söylense hakaret sayılan bir ortamdan söz ediyoruz.
MAHKEME HAKARETLERİ DEĞİL, SÖZLERİN DOĞRUYU YANSITIP YANSITMADIĞINI ARAŞTIRIYOR
Dava iki yıldır Ankara’da 35. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüyor. İki yıldır basit bir tazminat davasında karar verilemiyor.
Zira mahkeme, bu sözlerin hakaret oluşturup oluşturmadığını değil, sözlerin doğruyu yansıtıp yansıtmadığını araştırıyor.
Gergerlioğlu’nun alçak, namussuz, müptezel, terörist olup olmadığını…
* * *
Gergerlioğlu’nun HDP’li olmasından dolayı, binlerce kişi, mahkemenin doğruyu yaptığını söyleyecektir elbette.
Adaletin buna benzer bir şey olmadığını anlatmak nafile.
Bir tazminat davasında olması gereken bu değil ancak bir an için onlara kulak verip, yargının görevini yaptığını varsayalım.
O zaman mahkemenin bakması gereken yer, en üst yargı organının kararı.
Anayasa Mahkemesi’nin.
Gergerlioğlu’nun İzmit’teki “propaganda” davasından hapse mahkûm edilerek cezaevine konulmasının hak ihlali oluşturduğuna hükmederek, tahliyesinin gerektiğini kararlaştıran Anayasa Mahkemesi’nin.
Ancak alıştığımız yargı düzeninde, anayasaya göre kararları bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye de kulak asılmıyor malum…
‘GERGERLİOĞLU, NEREDEYSE AÇTIĞI TAZMİNAT DAVASINDA HÜKÜM GİYEN İLK KİŞİ OLACAK’
İşte mahkeme, Soylu aleyhindeki tazminat davasını, “ceza davasının sonucu bizi ilgilendirmez” diyerek sürdürüyor.
Soylu için araştırma yapacağına, Gergerlioğlu hakkında hazırlanan fezlekeleri getirtiyor, bunları inceliyor.
Gergerlioğlu’nun avukatı Bişar Abdi Alınak, bu tutuma, kararlara itiraz etti ama nafile.
Gergerlioğlu, son olarak mahkeme tane tane anlattı:
“Mahkeme hakimi davalı Süleyman Soylu’nun beyanlarını mahkeme kararlarından, istinaftan Yargıtay’dan, Anayasa Mahkemesi’nden hatta AİHM’den üstün tutmuştur . Bu karar yargıda siyasetin dolaylı ya da dolaysız ne kadar etkin olduğunu gösteren fecaat garabet ve karardır. Bu ülkede davacı olduğunuz kişi iktidar mensupları ise yargının tarafsız ve objektif davranmadığını davranamayacağını bir kez daha gördük.”
Öyle bir tablo ki neredeyse tazminat davası açan Gergerlioğlu için mahkeme kurulup, cezaevine konulmasına hükmedilecek. Gergerlioğlu neredeyse açtığı tazminat davasında hüküm giyen ilk isim olacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***