Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi, 6 Aralık’ta Tiran’da yapılacak yıllık AB-Batı Balkanlar zirvesi öncesinde, Komisyon tarafından yeniden canlandırıldığına inandığı genişleme süreci hakkında euronews’e konuştu.
Varhelyi’ye göre Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı AB’nin Batı Balkanlar’a genişleme ihtiyacını “güçlendirdi” ve uzun vadede “barış, güvenlik ve refah tesis etmenin bir yolunu” oluşturdu.
İşte Varhelyi’nin Batı Balkanlar’daki genişleme süreci ve aşılması gereken engeller konusunda düşünceleri:
“Hepimiz aynı zorluklarla karşı karşıyayız: Enerji, göç…”
“Eğer bu savaşın olumlu bir sonucu varsa, o da Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemesi ihtiyacının çok net bir şekilde ortaya çıkması. Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaştan en çok etkilenen üç ülkenin, barış, güvenlik ve refah için tek araç, tek olasılık ve tek uzun vadeli garanti olarak gördüğü üyelik için derhal başvuruda bulunmaya karar verdiğini gördük. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin uzun vadede barış, güvenlik ve refahı tesis etmek istiyorsa genişlemeye devam etmesi gerektiği artık son derece açık; zira Birliği çevreleyen bölge, Birliğin bir parçası olmazsa, bu bölgedeki kırılganlıkların daha da kötüleşeceği şüphe götürmez. Bu nedenle, bu savaşın bize, Avrupa Birliği’ne Batı Balkanları entegre etmenin çıkarımıza olduğunu gösterdiğini düşünüyorum”.
Rusya’ya yaptırımlar ve ‘Sırbistan çıkmazı’
“Sırbistan’ın yaptırımlara katılmama hakkı olduğunu düşünmüyorum. Gördüğümüz kadarıyla Sırbistan, Batı Balkanlar’daki diğer aktörlere kıyasla özel bir durumda. Unutmayalım ki Sırbistan’ın bir arada yaşama yöntemleri konusunda bir anlaşmaya varmak için Belgrad-Priştine Diyaloğu çerçevesinde müzakereleri tamamlaması gerekiyor.
İşte bu yüzden Sırbistan’ın kırılganlıkları Rusya’ya olan maruziyeti açısından çok daha büyüktür. Sırbistan’ın müttefikimiz olduğunu unutmamalı ve ona bir müttefik olarak davranmalıyız.
Sırbistan da bizim gibi BM Genel Kurulu’ndaki tüm oylamalarda söz alarak Rusya’yı Ukrayna’daki tüm eylemlerinden dolayı kınadı. Benim için bu çok güçlü bir siyasi mesaj.
Yaptırımlar konusunda, evet, kademeli ve aşamalı bir uyum görmemiz gerekli. Ancak bunun da gerçekleşeceği konusunda umutluyum. Ancak öncelikle Sırbistan’a uzun vadede nasıl güvenlik ve istikrar garantisi sağlayabileceğimizi görmeliyiz”.
Kosovalılar için Schengen vizesi ne zaman kalkacak?
“Bunun bu yılın sonuna kadar gerçekleşeceği konusunda oldukça umutluyuz. Konsey’deki çalışmaların çok ileri düzeyde olduğunu biliyoruz ve Çek Dönem Başkanlığının bunu gerçekleştirmenin bir yolunu bulduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki birkaç hafta içinde bir karar çıkmasını bekliyoruz. Umarım bir son dakika sürprizi olmaz ve nihayet bu işlem kolaylığını, bölgede henüz bundan faydalanmayan son ülke olan Kosova’ya da sunabiliriz”.
“Bosna Hersek konusunda yıl sonuna kadar önemli ilerlemeler kaydedilebilir”
Hem Federasyon hem eyalet hem de Sırp Cumhuriyeti’nde net çoğunluğun yakalandığı son seçimler ile Konsey’e Bosna Hersek’e AB adaylık statüsü verilmesi için yaptığımız teklif bana işlerin değişmeye başladığını gösterdi. Ve görünüşe bakılırsa -ki bunu bize sadece Bosnalı yetkililer söyleyebilir- yıl sonuna kadar daha fazla ilerleme kaydedilmesini bekleyebiliriz. Her şey yolunda giderse, yeni kurumların hızla yeniden işlemeye başladığını göreceğiz. Bunun çok iyi bir haber olduğunu düşünüyorum ve bu bağlamda Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın da katkısını takdir etmek gerekir”.
Kuzey Makedonya ve Bulgaristan vetosu
“Kopenhag kriterlerinin siyasi şartlar kısmında, diğer hususların yanı sıra, azınlıklara mensup kişilerin haklarına saygı gösterilmesi gerektiği çok açık şekilde belirtiliyor. Kuzey Makedonya ve Bulgaristan’da bu durum bir süredir sorun oluşturuyor. Kopenhag kriterlerinin diğer bir siyasi şartı ise iyi komşuluk ilişkilerine sahip olmak. Ayrıca genişlemenin tüm üye devletlerin oybirliğini gerektirdiğini unutmayın.
Çünkü bu bir dış politika, iyi ilişkiler kurma veya kalkınmada işbirliği meselesi değil. Daha temel bir mesele. Bu, yeni üyeleri kendi yapımızda ağırlamakla ilgili. Bu aynı zamanda Avrupa Birliği’nin iç politikasıyla da ilgili ve bu nedenle bu konuların her zaman çok ciddiye alınması gerekli.
Fransa Dönem Başkanlığı ile birlikte, bu iki ülke gibi bizim de bu meseleyi ele alabileceğimiz ve tüm zorlukların üstesinden gelebileceğimiz siyasi ve hukuki bir çerçeveyi masaya koyabildiğimiz için çok mutluyum.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***