Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon oranı olarak kabul edilen Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi’ni yeni haftanın ilk günü açıklıyor. Son 12 aylık enflasyon oranı dikkate alınarak belirlenen asgari ücret her yıl Aralık ayında açıklandığından Kasım ayı enflasyonu artış oranında etkili oluyor.
Türkiye’de enflasyon 2018 yılı Ocak’ından beri bir önceki aya göre artış gösteriyor. Ekim ayı itibariyle yüzde 85,51 ile 1998 yılının Haziran ayındaki yüzde 90,6’dan sonra en yüksek orana erişti. Kasım ayı enflasyon oranı geçen yılın aynı ayında görülen yüzde 3,51’lik artışın altında kalırsa yıllık enflasyonda gerileme başlayacak.
Geçen yılın Kasım ayına kadar TÜİK’in açıkladığı tüketici fiyatlarıyla paralellik gösteren ancak sonraki aylarda ise aralarındaki fark açılan İstanbul Ticaret Odası’nın İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi ise Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,1 artışla yüzde 105,55’e yükseldi.
1963 yılından beri ölçülen endeks verilerine bakıldığında geçtiğimiz ay en yüksek artış yüzde 5,31 ile ev eşyasında gerçekleşti. Onu yüzde 4,52 ile gıda, yüzde 3,84 ile sağlık harcamaları izledi.
Prof. Yakup Küçükkale: “TÜİK’in enflasyon oranları son bir yılda öngörülemez hale geldi”
İstanbul Ticaret Odası’nın açıkladığı İstanbul enflasyonu ile TÜİK enflasyonu arasındaki makasın son bir yıldır açıldığına dikkat çeken Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Yakup Küçükkale, Pazartesi günü açıklanacak oran hakkında tahminde bulunmanın zor olduğunu söylüyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Küçükkale, “TÜİK’in son bir yıldır açıkladığı enflasyon oranları artık öngörülemez hale geldi. O yüzden bugünden dahi yarını kestirebilmek mümkün değil. Ancak İTO’nun açıkladığı enflasyon yüzde 3 civarındayken TÜİK’in bunun çok altında açıklamaması lazım gelir. Ama bir önceki yılın aynı ayında enflasyonun yüzde 3,51 olduğu hatırlanırsa bunun altında açıklanacak bir oran yıllık enflasyonu Ekim ayındaki yüzde 85,51’in altına getirecektir” dedi.
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında 4 bin 250 lira olan asgari ücret, özellikle muhalefet partileri ve sendikaların baskıları sonucu uzun yıllar sonra ilk kez yıl ortasında ikinci bir asgari ücret artışıyla yükseltildi. Asgari ücret Temmuz ayından bu yana 5 bin 500 lira.
Prof. Aziz Çelik: “Kasım ayı enflasyonu asgari ücret üzerinde etkili olmayacak, 8 bin-8 bin 500 lira aralığında bir asgari ücret ortaya çıkabilir”
Emek alanında araştırmalarıyla tanınan Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Aziz Çelik, 7 Aralık’ta başlayacak asgari ücret görüşmelerinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun son bir yıllık enflasyonu değil de son altı aylık enflasyonu dikkate alacağı düşüncesinde.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Profesör Çelik, “Aslına bakarsanız bu yılki asgari ücret tespitinde Kasım ayının çok büyük bir etkisi olmayacak. Çünkü Temmuz ayında yapılan asgari ücret artışı sonrası şu anda tartışma son altı ay ekseninde yapılıyor. Haziran-Kasım arasındaki altı aylık enflasyonun yüzde 19-20 aralığında olması çok muhtemel. Gelecek yıl seçim olması nedeniyle çalışanların ağzına bir parmak bal çalmak için yüzde 40-45 aralığında bir artış yapılacak gibi görünüyor. Benim kulağıma geldiği kadarıyla 8 bin-8 bin 500 lira aralığında bir asgari ücret belirlenebilir. Aşağı yukarı bu aralıkta bir asgari ücret oluşacaktır” dedi.
Hemen hemen tüm iktisatçılar baz etkisi kaynaklı olarak özellikle Aralık ve Ocak aylarında enflasyonda bir gevşeme olacağında hemfikir.
TÜRKONFED Başkanı: “Avrupa’daki resesyon ve iç pazardaki durgunluktan endişe eden her üç iş insanından ikisi işçi çıkartmayı düşünüyor”
Ancak enflasyonun ulaştığı seviye iş dünyasının canını sıkmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta “Enflasyonun üzerinde, refah payı olan bir asgari ücret artışı olabilir. İşveren çalışanını enflasyona karşı korumak zorunda. Düşük TL ve ucuz iş gücü ile Türkiye’nin rekabet gücünün sürdürülebilir olabileceğini düşünmüyorum. Bunları yaptığınızda 5-6 ay nefes alıyorsunuz ama sürdürülebilir hale getiremiyorsunuz” diyen TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan’dan sonra Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez de henüz asgari ücret artışı dahi olmadan iş dünyasında işten çıkarmaların düşünüldüğünü dile getirdi.
Cumartesi günü Adana’da düzenlenen 24. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan Sönmez, “Bugün küresel ekonomi beklenenden daha keskin bir yavaşlama yaşıyor. Belirsizlik büyüyor. İş dünyasının yüzde 80’i enflasyonu öncelikli sorun olarak görürken, yüzde 90’ı finansmana erişimde sorun yaşadığını ifade ediyor. Avrupa’daki resesyon ve iç pazardaki durgunluktan endişe eden her üç iş insanından ikisi işçi çıkartmayı düşünüyor” dedi.
Prof. Küçükkale: “Asgari ücretler gerçekten çok düştü onun telafi edilmesi gerekir”
Uzun süredir resesyonla ilgili uyarılarda bulunan iktisatçılardan biri olan Profesör Yakup Küçükkale, hem asgari ücretlinin gelir kaybına uğradığına dikkat çekiyor hem de özellikle emek yoğun sektörlerde çalışan küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin Avrupa pazarının daralması nedeniyle hacim daraltmasıyla karşı karşıya kalabileceklerini söylüyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi, “Asgari ücretler gerçekten çok düştü onun telafi edilmesi gerekir. Kimileri bu artışın enflasyon yaratacağını söylese de enflasyondan kaynaklanan alım kaybı ancak giderilmişken bunun yeni bir enflasyon yaratması mümkün değil. Elbette kaybın telafisi kayıptan daha fazla olursa böyle bir şey mümkün olabilir. Dolayısıyla evet, asgari ücretlinin kaybı giderilmeli. Ama işçiye 5 bin 500 lira verirken o ücretin 8 bin lira olması halinde bu nominal artışı şirketlerin ürünlerine yansıtması da beklenmeli. O yüzden denge kurmak lazım. Tabii bir de şu var. Türkiye’de iç pazar canlı değil ve Avrupa’da da resesyon iyice hissediliyor. Dış talebe bağlı emek yoğun sektörlerde başta tekstil olmak üzere işten çıkarmalar başladı. Bu yeni yılda da devam edecektir. Tüm bunlar işsizlikte 1 veya 1,5 puanlık bir artışı gündeme getirebilir” dedi.
Türk-İş Başkanı: “Asgari ücrette 7 bin 785 liranın altı kırmızı çizgimiz”
Yaklaşık 7 milyondan çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücret miktarını belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu 7 Aralık Çarşamba günü ilk kez buluşacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yapılacak toplantıda, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için TÜRK-İş temsil edecek.
İkinci tur görüşmeleri ise 14 Aralık’ta yapılacak.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, geçtiğimiz Perşembe günü TRT Haber’de katıldığı programda 7 bin 785 liranın altındaki bir asgari ücretin kabul edilmeyeceğini söylemişti.