HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Taksim’de patlayan bomba ve Gaziantep Karkamış’a atılan roketler, yıllardır “Seçim öncesi iktidar terör düğmesine basacak” diyen muhalefeti hizaya getirdi. Tam da iktidarın istediği gibi sıralananlar, baharda Yunanistan savaşı başladığında siz seyreyleyin manzarayı…
Koltuğu bırakmak istemeyen iktidar, her seçim döneminde ülkeyi kaosa sürükleyip sonuç almaya çalıştı, çalışmaya da devam ediyor. 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana uygulanan yöntemin teröre sarılmak olduğunu, muhalefet temsilcileri her fırsatta dile getirdi.
Mersin Mezitli’de polisevine yönelik saldırıdan umduklarını bulamayanlar, İstanbul’un kalbi olarak nitelendirilen Taksim’deki çirkin patlamayı gerçekleştirdi.
Taksim saldırısının, Suriye’ye planlanan hava harekatına toplum nazarında taban oluşturmak amacıyla alelacele organize edildiği bütün yönleriyle ortaya çıktı.
Saldırının kodları, devlet içindeki çıkar çevrelerinin birbiriyle çekişmesi yönünü de ortaya koydu. Bu ilişkinin ortaya çıkmasını isteyen kesim, bomba kuryesinin MHP ile kontağını kamuoyuna servis etti.
Bundan rahatsızlık duyan kesim ise Şırnak Valiliği aracılığıyla, suçlamanın hedefindeki MHP Gürkonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’ı, mahkemeye çıkmadan aklamaya çalıştı.
Saatler içinde yakalanan sanık Ahlam Al Bashir (Elbeşir), ağabeyinin ÖSO komutanı olduğunu söyledi. Al Bashir’e göre, YPG kendisini casus olduğu gerekçesiyle tutuklama yoluna bile gitmiş.
Taksim’de bir saldırı olduğu ve menfur saldırıda 6 canın yittiği, 81 kişinin yaralandığı gerçek. Onun dışında neyin doğru, neyin yanlış olduğuna ilişkin maalesef bir netlik yok.
Bu saldırıdan hareketle Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak ve Suriye’nin kuzey kesimlerine hava harekatı düzenledi. Sınırın öbür tarafından gelen bilgilere göre, saldırıda çok sayıda sivil can kaybı da var.
Hava saldırısı sırasında Derik’te hayatını kaybeden 11 sivil, binlerce kişinin katıldığı törenle toprağa verildi.
Derik’teki hava saldırısında katledilen 11 sivil için cenaze töreni düzenleniyor… pic.twitter.com/QDBo67fCVV
— Amed Dicle (@ameddicleT) November 21, 2022
İktidarın hava operasyonu kararı, muhalefet tarafından hiçbir yorum getirilmeden alkışlandı. Yıllardır, “İktidar seçim öncesi terör saldırılarını artıracak” sözlerinin sahibi muhalefet değilmiş gibi, sözde intikam operasyonlarında iktidara destek verdiler.
ERDOĞAN KARA HAREKÂTINDAN SÖZ ETTİ, KARKAMIŞ’A ROKETLER DÜŞTÜ
Muhalefeti istediği kıvamda gören Beştepe Sarayı, kara harekâtı için gereken ortamı da hazırlama yoluna gitti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dünya Futbol Kupası açılışı için gittiği Katar’dan dönerken, yanında götürdüğü gazetecilere yeni operasyonların yapılması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, “Operasyonun sadece bir hava harekâtıyla sınırlı kalması söz konusu değil. Ne kadarlık bir güç Kara Kuvvetleri’nden de buna katılması gerekir” demesinin üzerinden birkaç saat geçtikten sonra Gaziantep’in Karkamış ilçesine roketler düşmeye başladı.
Karkamış’ta 10 dolayındaki adresi belirsiz roketlerin yol açtığı patlamalar sonucu Ayşenur Alkan isimli öğretmen ve 5 yaşındaki Hasan Karataş hayatını kaybetti.
Örgütün yalanlamasına rağmen Taksim saldırısını PKK/YPG’nin üzerine yıkanlar, Karkamış’a düşen roketlerin sorumluluğunu da örgüte yüklemekte gecikmedi. Böylece TSK’nın yapacağı kara harekatının zemini de hazırlanmış oldu.
Karkamış, Gaziantep’in sınır ilçesi. Sınırın öbür tarafındaki Suriye topraklarının kontrolü, Türkiye’nin güdümünde hareket eden ÖSO’nun elinde. Ayrıca Cerablus’ta da TSK karargâhı bulunuyor.
En yakın YPG bölgesi, Karkamış’a 32 kilometre uzaklıkta. Karkamış’a düşen roketlerin 15-20 kilometre menzilli füzeler olduğu belirtildiğine göre, YPG’nın işi olma ihtimali pek yüksek görünmüyor.
Bu noktaların hiçbirini sorgulamayan muhalefet, “Ayağına taş değmesin Mehmet’im” nutuklarıyla yapılanlara alkış tutuyor. İşin garibi, bu tutarsızlıkları sorgulayanlar da hemen “Hain” ilan ediliyor.
Ondan sonra da iktidar, muhalefet ile beraber gelen cenazelere gözyaşı döküp, şehit edebiyatı yapmaya çalışıyor.
2014’TE SIZAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAKİ KONUŞMA
Yapılan saldırıların karanlık olduğunu dile getirdiğinizde, “Siz TSK’nın ya da MİT’in bu tür provakatif saldırılar düzenleyebilme ihtimalinden mi söz ediyorsunuz?” diye çıkışıyorlar.
Evladını, kardeşini, babasını öldüren Osmanlı torunları olduğunu söyleyenlerin, iktidarın bekası için bomba atmayacaklarını iddia etmek fazla saflık olmaz mı?
Üstelik Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan ve basına sızan konuşmalar taptaze önümüzde duruyor. 2014 yılında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu arasında geçen bir konuşma vardı.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki ses kaydında MİT Müsteşarı, müdahale için aranan gerekçeyi kendisinin oluşturabileceğini söylüyor:
“Biz gerekçeyse gerekçeyi, ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir.”
Bu ses kaydı, Suriye’de kimlerin neler çevirdiğini anlayabilmek açısından bugüne de ışık tutabilecek nitelikte.
Taksim saldırısı karanlık ellerin operasyonu olduğu gibi Karkamış saldırısı da aynı mihrakların eseri. Karanlık bir saldırı yapılıyor, ardından intikam için sınır ötesine operasyon düzenleniyor, milliyetçilik rüzgârı estiriliyor…
Bu operasyon ve milliyetçilik rüzgarıyla seçime yelken açılıyor. Üstelik bu döngü kırılamıyor.
Ayrıca PKK ile hükümet arasındaki pragmatik ilişki de dikkate değer. Mersin Mezitli’de yaşanan saldırıyı üstlenerek, iktidarın beklediği terör sezonunu açmış oldu.
Bu ilişkiyi ve paslaşmayı dile getirdiğinizdeyse tarafların hedefi haline geliyorsunuz. Size iki taraf birden saldırmaya kalkıyor.
“Diplomaside düşmanlık olmaz” diyen Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Suriye lideri Esad ile de barışacağı mesajını verdi. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail… Yarın da Suriye ile barışılır. Değişmeyen ve farklı kılıflara bürünerek devam ettirilen devlet geleneğiyse Kürt yaklaşımı.
Ülkede 20 yıldan bu yana Erdoğan’ın istediği gibi bir muhalefet var. İktidar, muhalefetin verdiği desteğe rağmen Suriye’ye yapılan operasyonlardan umduğu desteği alamadığını, kısa denilecek bir zaman içerisinde görecek.
Erdoğan, kuvvetle muhtemel ki istediği ortamı kendisi için hazırlayacağını düşündüğü daha geniş çaplı bir savaşa girişecek. Baharda Yunanistan ile sınırlı bir savaşa girmesi durumunda bugün oltaya gelen muhalefetin arkasında kimse kalmamış olacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***