RIHA– “Şenyaşar ailesinin 618 günlük adalet nöbeti” adlı sanal medya yayınında yapılan konuşmalarda, Şenyaşar ailesinin mücadelesinin büyütülmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde, 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile saldırılardan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde 9 Mart 2021’de başlattığı Adalet Nöbeti, 618’inci gününde sürüyor. Nöbetin 618’inci gününe ilişkin sanal medyada “Şenyaşar ailesinin 618 günlük adalet nöbeti” adlı bir yayın açıldı.
Sanal medyadaki yayında konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha Milletvekili Ömer Öcalan, katliamın üzerinden 4 yılın üzerinde bir sürecin geçtiğini belirterek, bu katliamın unutulmamasının sebebinin Şenyaşar ailesinin direnişi olduğunu söyledi. Kurdistan’da benzer birçok olayın yaşandığını ve kimilerinin hasır altı edildiğini, kimilerinin susturulduğunu belirten Öcalan, “Bu 618’inci günündeki direniş kamu vicdanında bir mahkumiyete yol açtı. Devlette kimi aileleri bazen kullanmıştır, tetikçi olarak kullanmıştır. Maalesef Şenyaşar ailesinin başına gelen de böyle bir meseledir. Halen bir bastırma, bu adalet arayışını bertaraf etme çabaları vardır. Bunda HDP’nin de sahip çıkması, diğer partilerin de sahip çıkması önemliydi. Böyle bir durumda toplum rolünü oynayacaktır” dedi.
‘BU DİRENİŞE SAHİP ÇIKMAK GEREKİYOR’
Olayı işleyen Yıldız ailesine güç verenin, arkasında duranın AKP iktidarının olduğunu belirten Öcalan, bunu böyle anlamlardırmak gerektiğini söyledi. Bu olayı sadece AKP vekiline indirgememek gerektiğini belirten Öcalan, infazın yapıldığı esnada Vali’den, Emniyet Müdürü’ne kadar birçok devlet yetkilisinin infazın yaşandığı hastanede olduğunu söyledi. AKP’den vekillikten istifa eden Eşref Fakıbaba’nın olay esnasında değil de aradan geçen yıllar sonra konuşmaya başlamasına da değinen Öcalan, “Haksızlığın, zulmün yaşandığı esnada ses çıkarmadıktan yıllar sonra ses çıkarmanın anlamı yoktur” dedi. Urfa’da Nemrudi anlayışa karşı İbrahimi direnişin olduğunu söyleyen Öcalan, “Emine Şenyaşar bu noktada başardı. Birileri bu katliamı yaparız bir iki yıl sonra unutulur hesabı yaptılar. Ferit, Emine Şenyaşar direnişleriyle içinde adaletin olmadığı binanın önünde mücadelelerini dünya kamuoyuna mal ettiler. Zulmü yapanların isteği başarılı olmadı. Aileye birçok noktada baskı yapıldı eve gidilmesi için. Ama aile direndi. Direniş gelişince insanlar buna sessiz kalmıyor, duyarlı davranıyor. Kamuoyu nezdinde bu olay Türkiye’nin bir utanç abidesine döndü. Bu direnişe sahip çıkmak gerekiyor” dedi.
HDP dışında kendine insanım diyen herkesin Şenyaşar ailesinin mücadelesinin yanında yer alması gerektiğini söyleyen Öcalan, “Ailenin tek talebi adalettir” dedi.
FERİT ŞENYAŞAR: KATLİAMI YAPANLAR TOPLUM VİCDANINDA CEZALANDIRILDI
Ardından konuşan Ferit Şenyaşar, davalarının insani bir dava olduğunu belirterek kamuoyundan beklentilerinin yaşanan haksızlığın her platformda dile getirilmesi olduğunu söyledi. Hastane davasına ilişkin hazırlanan iddianameye değinen Şenyaşar, “Hastane davasında iddianame hazırlanmış ama kamera görüntüleri yok. Mobese görüntülerinin de çalışmadığı söyleniyor. Ambulans görüntüleri var deniliyor, onu dahi bize vermiyorlar. Hastane dışında meydana gelen olaylarda savaş suçudur. Benim kurtuluşum bir mucizedir. Ambulanslarla bizi şehrin dışında farklı bir hastaneye götürüyorlar. Bizim içinde olduğumuz hastane lastiklerine kurşun sıkılıyor, camlar parke taşları ile kırılıyor. Bu katliamı yapan, bu saldırıyı yapan milletvekili Yıldız’ın akrabalarıdır” dedi.
Adalet Nöbetlerine büyük bir sahiplenmenin olduğunu belirten Şenyaşar, “Gerçek anlamda bir sahiplenme olsaydı belki adalet yerini bulacaktı. İsteğimiz bunun dile getirilmesidir. Bu konuda olaydan sonra açıklama yapıp sessiz kalanlara da neden sessiz kalındığının sorulması gerekiyor. Olayın içinde olan partinin 200’e yakın milletvekili var, mecliste ailemizin durumu gündeme geldiğinde başını öne eğiyorlar. Kamuoyundan istediğimiz desteğin sürmesidir. Bu mücadeleye ilk başlarken sesimizi duyurmak istedik. Bu katliamı yapanlar hukuken cezalandırılmasa da toplum nezdinde vicdanen cezalandırıldılar. Sesimizin daha fazla duyulmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
DURUŞMALAR İÇİN DESTEK ÇAĞRISI
Şenyaşar ailesinin aile avukatı da olan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şube Eşbaşkanı İbrahim Halil Öyke ise, “Bu süreçte gerek hukuk örgütlerinin gerekse de kamuoyunun desteği önemlidir. Bura da da cezasızlık politikasıyla karşı karşıya olacağız. İçi boş bir iddianamenin düzenlenmesinden de bu durumu görüyoruz. Olumlu sonuçlar elde edilmeyeceğini iddianameden de görüyoruz. Bu hukuksuzlukları duruşmalarda kayıtlara geçireceğiz. Kamuoyunun duruşmayı yakından takip ederek bizlere destek vermesini istiyoruz” dedi.
Anne Emine Şenyaşar’a açılan 14 soruşturmanın olduğunu ve bunlardan 4’ünün kovuşturmaya döndüğünü ifade eden Öyke, bu davalardan birinde “Hakaret” nedeniyle Emine Şenyaşar’a ceza verildiğini söyledi. Savcılığın soruşturmaları hız kesmeden başlattığını belirten Öyke, ” 3 insanın katledildiği dosyada 4 yılda iddianame hazırlamayanlar bu davalarda hızlıca davaların açılması da önemlidir” dedi.
Öyke yer değişikliği durumu olmazsa 4 Ocak 2023 tarihinde Urfa Adliyesi’nde görülecek olan duruşmaya da katılım çağrısı yaptı.
SAKIK: BU MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ
Kürt siyasetçi Sırrı Sakık ise, Emine Şenyaşar’ın başlattığı bu mücadelenin örnek mücadele olması gerektiğini belirtti. Geçmişten bugüne kadar yaşanan bu kadar acıda adaletin uygulanmadığını hatırlatan Sakık, Şenyaşar ailesinin katliamının hastanede olduğunu ve buna sağlık personeli, polis, Suruç halkının hepsinin tanık olduğunu söyledi. Yargıçların Urfa’da baskı altında olduğunu söyleyen Sakık, “Eğer süreç titizlilikle takip edilseydi bugün bu dava sonuçlanırdı. Şenyaşar ailesi kış, kar, baskı demeden bu adalet mücadelesini sürdürüyor. Bize düşen bu sesidaha çok büyütmektir. Urfa’da bu sesi yükseltebiliriz” dedi.
EMİNE ŞENYAŞAR: BU ZULÜM YETER!
Son olarak konuşan Anne Emine Şenyaşar, kış mevsiminin geldiği ve rahatsızlıklarına işaret ederek, “Adaleti herkes için istiyoruz. Oğlum bırakılmayana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Bunlarda hiç mi adalet yok, hiç mi vicdan yok. Bu zulüm artık yeter. Ben oğlumun bırakılmasını istiyorum. Bundan başka bir şey istemiyorum” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***