Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugün kaleme aldığı yazısında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan davayı ve perde arkasında yaşananları yazdı. Terkoğlu, hakim Hüseyin Zengin’in güvendiği isimlerle konuşmalarını da köşesinde paylaşarak, hakime yapılan “telkin”i de yazdı.
Barış Terkoğlu, İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla açılan davasının perde arkasında yaşananları yazdı. Terkoğlu, davaya bakan hakim Hüseyin Zengin’in yaz kararnamesiyle Samsun’a gönderildiğini ve yerine aynı adliyeden başka bir hakimin getirildiğini hatırlatarak, “Zengin, İstanbul’da, sadece bir yıldır görev yapıyordu. Bu yer değişikliği olağandışı görünüyordu” dedi.
‘VİCDANİ OLARAK BÖYLE BİR CEZANIN ADALETSİZ OLACAĞINI GÖRDÜM’
“Zengin’in, güvendiği kimi hâkim ve savcılara neler anlattığını öğrendim.” diyen Terkoğlu, Zengin’in şunları anlattığını aktardı:
“Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”
“AHMAK” DAVASININ GEÇMİŞİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üç yıl önce, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ndeki konuşmasında İstanbul seçimlerinin tekrar edilmesi dahil, yaşanan sıra dışı olayları eleştirmişti. “Bedel” kelimesini ise şöyle kullanmıştı: “Sadece üç ayda, 13 bin oydan 806 bin oya çıkan bir farkla bedel ödeten bir halk var.” Birkaç gün sonra, İçişleri Bakanı Soylu’nun hedefi oldu: “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek.” İmamoğlu’nun cevabı ise “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklinde oldu.
İmamoğlu’nun bu sözlerle YSK’yı hedef aldığı söylenerek hakkında “Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret” suçlamasıyla, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar cezalandırılması istemiyle dava açıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***