HABER MERKEZİ – DAİŞ saldırılarından sonra Êzidîlerin sesini dünyaya duyurmak için gazeteciliğe başlayan Xidir Bişar Çelkî, “Engellere rağmen bu toplumun sesi ve soluğu olmayı sürdürüyoruz” dedi.
Êzidîler, DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırmasıyla 74’üncü Ferman ile karşı karşıya kaldı. DAİŞ saldırılarında binlerce Êzidî katledildi, binlercesi esir alındı, on binlercesi göç yolarına düştü. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) güçleri saldırılar başlayınca kaçınca, Êzidîlerin imdadına bir grup HPG’li yetişti. Açılan insani koridor sayesinde kurtulan Êzidîler, Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Kadın Direniş Birlikleri’ni (YJŞ) kurdu. YBŞ ve YJŞ, bir grup HPG’li ile birlikte DAİŞ’e karşı mücadele ederek, 13 Kasım 2015’te Şengal’i özgürleştirdi.
DAİŞ saldırılarında büyük acılar yaşayan Êzidîler, sonraki süreçte yeni saldırılarla karşı karşıya kaldı. ABD ve Türkiye’nin baskısıyla Bağdat ve Hewlêr arasında imzalanan “Şengal Anlaşması”yla kazanımları hedef alınan Êzidîler, sık sık Türkiye’nin Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile hedef alınıyor.
DAİŞ saldırılarına tanıklık eden Xidir Bişar Çelkî, Şengal’in özgürleştirilmesinin ardından Êzidîlerin yaşadıklarını dünyaya duyurmak için gazeteciliğe başladı. Çelkî, mesleki faaliyetlerini bir yıla yakın bir süre önce açılan ve Êzidîlere dair haberleriyle öne çıkan Zêwe adlı Êzidî ajansında sürdürüyor.
ÊZIDÎLERİN YAŞADIKLARI
Tanık olduğu DAİŞ saldırılarına değinen gazeteci Çelki, Êzidîlerin DAİŞ karşısında çok büyük direndiklerini belirtti. Halkın direnişine tanıklık ettiğini dile getiren Çelkî, o dönem yaşananları şöyle anlattı: “O zaman Êzidîlere karşı çok büyük bir vahşet uygulandı. Êzidîleri ‘yalnız bırakmayacağız, onları savunacağız’ diyen güçler, Êzidîleri kaderine terk etti. Saldırılar varlık ve yokluk saldırısıydı. Ama Êzidîler direndi. Sibayê ve Girzerîka köylerinde Êzidîler çok büyük direndi. Bu köylerde DAİŞ ve Êzidî gençler arasında 10 saate kadar çatışmalar sürdü. Êzidîlere sırtlarını döndüler ve onları katliamla yüz yüze bıraktılar. Êzidîler bir kırımdan geçti. Çok acı şeyler yaşandı. Ölüm, katliam, gözyaşı… Kadınlara tecavüz ediliyordu, evler talan ediliyordu. Êzidîler Şengal’e varmadan önce, Koço ve Hirdan köylerinden büyük bir katliamdan geçtiler. Ama Êzidîleri, yine Êzidîler kurtardı. Topraklarını kendi elleriyle özgürleştirdiler. Bu çok anlamlı ve önemli bir şeydi.”
‘VAHŞETE KARŞI GAZETECİ OLDUM’
Çelkî, Êzidîlerin çektiği acıları ve direnişlerini dünyaya duyurmak için gazeteciliğe başladığını ifade ederek, “O süreçte burada gazetecilerin sayısı çok azdı. Çünkü gazetecilerin buraya girmesi için gelen bütün yollar kapatılmıştı. Rojava ve Başûrê Kurdistan kapıları kapatıldı. O zaman gazetecilik çok daha zor ve zahmetliydi. Êzidîlerin direnişi ve acıları ile DAİŞ vahşetini dünyaya duyurmak için gazeteci olmaya karar verdim. Çok ağır ve zor bir işti. Şengal özgürleştirdikten sonra bu kararı aldım. Êzidîler büyük direndi. Bu direnişi göstermek ve yansıtmak her Êzidî genç gibi benim de bir görevimdi. Gazetecilikle bunu yapmaya çalışıyorum” diye belirtti.
‘ÊZIDÎLERİN SESİ OLUYORUZ’
Her şart ve koşulda kameralarıyla Êzidîlerin sesi olmaya devam edeceğini vurgulayan Çelkî, “Burada bir aşamaya kadar gazeteciler özgür. İmkanlar çok kısıtlı. Bizler, ‘Bu topluma nasıl hizmet edebiliriz’ bilinciyle hareket ediyoruz. Bütün engellemelere rağmen bu toplumun sesi, soluğu, kamerası ve kalemi olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***