Dokuz çeyrek üste üste büyüyen Türkiye ekonomisi, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ilk kez bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 daraldı.
Bugün, milli gelir istatistiklerini yayınlayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülke ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüdüğünü duyurdu.
2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte ise yüzde 7,6 büyüme gerçekleştirmişti.
Büyümenin lokomotifi inşaat sektörü, yatırımda küçülme gözleniyor
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’yı oluşturan faaliyetlere bakıldığında, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 21,6, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 13,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 7,6, hizmet faaliyetleri yüzde 6,9, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,9, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 1,1 ve sanayi yüzde 0,3 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 14,1 azaldı.
Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları üçüncü çeyrekte yüzde 19,9 büyürken yatırımdaki büyümenin göstergesi olan gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 1,3 düştü.
Devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 8,5, mal ve hizmet ihracatı yüzde 12,6 ithalat ise yüzde 12,2 artış gösterdi.
Erdoğan üçüncü çeyrek büyüme oranından memnun
Bugün partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre daralma olmasına rağmen büyümeden memnun olduğunu ifade etti.
Erdoğan, “Bugün üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 3,9 olarak açıklanırken, ikinci çeyrek de yüzde 7,7 olarak yukarı doğru revize edildi. Küresel düzeyde resesyon endişesinin giderek arttığı dönemde Türkiye’nin büyümesini sürdürmesi çok kıymetlidir. İnşallah 2022’yi dünyaya göre, rekor bir düzeyde kapatarak 2023’e iyi bir giriş yapacağız” dedi.
Ancak iktisatçılar Cumhurbaşkanı ile aynı fikirde değil.
Prof. Güneş: “Hem iç talebin yavaşlaması, hem ihracatın düşmesi Türkiye için alarm çanlarının çaldığını gösteriyor”
Dünkü ihracat istatistikleri ile bugünkü büyüme verileri birlikte değerlendirildiğinde Yeni Türkiye Modeli’nin duvara çarptığını söyleyen Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi öğretim üyesi Hurşit Güneş, ekonomideki daralmanın süreceği görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Güneş, “Büyüme beklentilerden düşük geldi. Burada iki dikkatimizi çeken nokta var. İnşaat sektöründe ciddi bir daralma var. Yatırımlarda da düşüş görünüyor. Üretim tarafından bakarsak hizmetler sektöründe durum iyi. Ancak bu sektörü dışarıda bırakırsak veriler parlak değil. Dünkü veriler de ihracatta sorun olduğunu ortaya koydu. Ekim ayındaki yüzde 3 artış çok küçük. İhracatta tıkanmaya gidiyoruz. Kasım ayında ihracat da azalacak. Kur yetersiz. Dış talep daraldı. Avrupa ve Amerika frene bastı. Dış talep ve ihracatta sıkıntı var. Yeni Ekonomik Program’ın iki bacağı vardı. Biri büyüme, diğeri ihracat. İki motor da aksıyor. İkisi de tıkanmış vaziyette. Hem iç talebin yavaşlaması hem ihracatın düşmesi, Türkiye için alarm çanlarının çaldığını gösteriyor” dedi.
Dr. Ergin: “Dünyanın en yüksek enflasyonlarından birine sahibiz, bir sonraki çeyrek itibarıyla teknik olarak resesyona gireceğiz”
Ekonomist Firuze Nazlı Ergin de enflasyonla mücadeleden vazgeçen ve kendisine büyüme hedefi belirleyen Türkiye’nin, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla daralma döngüsüne girdiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Ergin, “Öncü veriler yılın son çeyreğinde bu daralmanın daha da derinleşeceğini gösteriyor. İki çeyrek üst üste daralma teknik olarak resesyona girer. Bunun önemi şurada. Türkiye, Avrupa ve Amerika’nın aksine enflasyonla mücadeleden vazgeçti ve büyümeyi önceliklendirdi. Geldiğimiz nokta itibarıyla dünyanın en yüksek enflasyonlarından birine sahibiz ve bir sonraki çeyrek itibarıyla teknik olarak resesyona gireceğiz. Dahası Türkiye, 2012’de 846 milyar dolarlık bir ekonomiydi, on sene sonra bugün 842 milyar dolar büyüklüğe sahip. Geride bıraktığımız 10 yıl büyük bir kayıp olarak gözüküyor. Yılın ilk çeyreğinde tüm dünya küçülürken biz büyüyorduk. Bunda da bir istikrar sağlayamadık ve artık daralma döngüsünün içine girdik” dedi.
Dr. Ergin: “Büyümeden maaşlı kesim hiç yararlanmamış gözüküyor, bu kesimin büyümeden aldığı pay düşüyor”
DİSK’in dikkat çektiği “emeğin payındaki gerileme” ekonomist Firuze Nazlı Ergin’in de önemli bulduğu bir veri.
Dr. Ergin, “Maaşlı çalışanların büyümeden aldığı pay tam iki yıl önce 2020’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 30,1 iken 2022’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 26,3’e gerilemiş durumda. Büyümeden maaşlı kesim hiç yararlanmamış gözüküyor. Bütün dünya küçülürken biz büyüyoruz diye kendimizi avutuyorduk. Ama görüldüğü üzere bu büyümenin çalışanlar üzerinde bir etkisi yok. Üstelik imalat sanayinde daralma PMI verilerinde de görülüyor. Bu tablodan çıkış için ya hükümetin radikal bir ekonomik program değişimine gitmesi gerekiyor ya da hükümet değişikliğiyle gelen hükümetin reformcu program uygulaması gerekiyor. İktidar yıl sonunda herkes ‘resesyondayken biz büyüdük’ diyecek ama büyümede düşüş 2023’te de sürecek” dedi.