YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Bugünkü siyaset dengelerine baktığımızda Türkiye’nin en kilit partisi HDP, daha doğru bir ifadeyle Kürt seçmenidir. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki dengenin, bu kitlenin vereceği oylara göre bozulacağını en sıradan siyasi analistler bile görebilir. Recep T. Erdoğan, İstanbul seçimlerindeki yenilginin en büyük sebebi olan HDP seçmeninin, bir kez daha muhalefeti desteklemesini seyredecek mi yoksa bir hamle yapacak mı?
Terör saldırısına kadar yaşanan bazı gelişmeleri, bu yönde atılmış adımlar olarak okumak mümkün. Bu hamleler seçim sürecinde AKP-HDP yakınlaşmasının işaret fişeği gibiydi. Önce Bekir Bozdağ başkanlığında AKP’li bir heyet HDP’yi ziyaret etmiş, yapılacak anayasa değişikliğiyle ilgili fikir alışverişinde bulunmuştu. Ortağıyla beraber sabah akşam terörle beraber andığı HDP’ye böyle bir ziyaret gerçekleştirmesi AKP için -ortağını göz önünde bulundurduğumuzda- oldukça radikal bir adımdı.
Ardından Edirne’de tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın, Diyarbakır’da kalp krizi geçiren babasını ziyaret etmesine müsade edilmiş hatta özel bir jetle gitmesi sağlanmıştı. Bu son yıllardaki AKP politikaları açısından atipik bir durumdu.
Sonra da HDP içinden hamleler geldi. Bunlardan Pervin Buldan’ın İYİ Parti’yi hedef alan sözlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tavır aslında filmin sekanslarından biri gibiydi ve HDP’nin millet ittifakıyla arasına bent oluşturma çabasıydı. Orhan Miroğlu’da AKP içerisinden HDP’ye sesleniyor ve fırsatı iyi degerlendirmelerini öğütlüyordu.
AKP-HDP ittifakının taşları döşenmeye başlamıştı. Kıvırmada, ters hamlelerde, düşmanla ani manevralarla müttefik olmada dünyada kimsenin eline su dökemeyeceği Erdoğan’ın, seçimlere kadar HDP ile canciğer kuzu sarması haline gelmesi işten bile değil. Daha önce defalarca yaptı bunu, kanlı bıçaklı olduğu düşmanlarıyla kısa sürede sarmaş dolaş, dost ve müttefik oldu, hem de kolayca.
Devlet baskısının azaltılması, tutuklu olan belediye başkan ve milletvekillerinin serbest kalması da işleri fazlasıyla kolaylaştıracaktı. Bugünkü gerginlikten bir hayli yorulan HDP de AKP’ye karşı hiç boş değil.
Beyoğlu’ndaki terör saldırısını tam bu denklem içinde okumanın faydalı olacağı kanaatindeyim. Saldırıdan sonra evine çekilmiş istirahat eden fail, orta okul, lise müsameresi tadında tam da bu gelişmelere bomba atacak şekilde itiraflarda bulundu. New York yazılı sweatshirt giyen bu ürkek, korkmuş, gariban fail, “Rojava’dan emir aldım, bombayı koydum, amirlerimin tüm dedikleri doğrudur” şeklinde yaptığı beyanlarla aslında muhtemel bir HDP-AKP ittifakını bombalıyordu.
Bu bomba ortakları tarafından, Recep T. Erdoğan’ın muhtemel yeni siyasetine karşı patlatılmış bir bombadan başka bir şey değil gibi duruyor. Bu, ortaklarının Recep’e, seni HDP’ye bırakmayız, arkanı dönüp gidemezsin mesajıdır.
Son yıllarda Erdoğan’a istediği iktidar hep PKK eliyle geldi. Bugünkü rejimin önünü açan 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce PKK, sahaya inerek iktidarın Erdoğan’a verilmesine aracılık etmişti. Erdoğan, yeni dönemde iktidarın yolunun Kürtlerden geçtiğinin farkında ancak bu sefer 2015’deki gibi terör yoluyla değil de siyaset yoluyla bu emeline ulaşmak istiyor.
Kaos ve terör yoluyla iktidara ulaşmak için Erdoğan’ın, Ergenekon kadrolarına gereksinimi var. Ancak her gereksinim onlara biraz daha teslim olmak anlamına da geliyor. Bu yüzden bence Erdoğan, Ergenekonculardan artık kurtulmak istiyor. Ergenekon, Recep T. Erdoğan’a bomba ile cevap verdi.
Bence iki taraftan da yeni hamleler gelecek.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***