Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi VAR sistemiyle ilgili, “VAR uygulamasında dünyadaki en iyi birkaç ülkeden biriyiz. Ama yeter mi, yetmez. Mutlaka eksiklerimiz olacak. Çünkü insanoğlu her zaman hata yapabilir. Bu hataları da düzelterek gidiyoruz.” dedi.
Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen Video Yardımcı Hakem (VAR) sisteminin bilgilendirme toplantısının ardından, basın mensuplarının ziyareti için kapısını açtığı VAR Sistemi Merkezi’nde Konuşan Büyükekşi, başkanlık sürecini, yeni projelerini, hakem konusunu ve beklentilerini paylaştı.
Türk futbolunda son dönemlerin en büyük tartışma konusu olan VAR ile ilgili görüşlerini aktaran Büyükekşi, “Biz yaptığımız her işin arkasındayız, iyi niyetliyiz. Tabii ki zaman zaman sıkıntılar olacak, hatalar olacak. Ama iyi niyetle bu iş yapılıyor. Bunu göz önüne sergileyebilmek önemli.” dedi.
Yaptıkları işte teknoloji olarak da çok iyi bir durumda olduklarını belirten Büyükekşi, “Örnek vermek gerekirse; Avrupa’da şu anda 27-28 ülkede VAR uygulanıyor. 1. Lig’de sadece 5 ülkede uygulanıyor, bunun bir tanesi Türkiye. Bu VAR sistemini orta saha hakeminden ayırmakla hedefimiz şu; burada hakemlerin ihtisaslaşıp dünyada en iyilerden bir tanesi olması. Şu anda Hugh Dallas’ın belirttiği şekilde, VAR uygulamasında dünyadaki en iyi birkaç ülkeden biriyiz. Ama yeter mi, yetmez. Mutlaka eksiklerimiz olacak. Çünkü insanoğlu her zaman hata yapabilir. Bu hataları da düzelterek gidiyoruz.” diye konuştu.
VAR sisteminin hayatlarına girdiğinden beri bazı konuların kamuoyu tarafından ya yeteri kadar bilinmediğini ya da yanlış bilindiğini vurgulayan Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu eksikliği giderebilmek için güzel bir sunum hazırladık. MHK başkan vekilimiz sayın Murat Ilgaz o sunumu gerçekleştirdi. UEFA ve FIFA tarafından kabul edilen ve IFAB tarafından belirlenen bir VAR protokolü var. Bu VAR protokolünün doğru uygulanması son derece önemli. Bizim ana ilkemiz ve UEFA’nın tavsiye ettiği ‘minimum müdahale maksimum fayda’ prensibinden yola çıkarak eskiye göre VAR protokolü sınırlarına çekerek uygulamaya başladık.”
Saha hakemleriyle VAR hakemlerini ayırarak yeni bir uygulamaya da imza attıklarını hatırlatan Büyükekşi, “Hedefimiz de burada şu; futbolun marka değerini artırabilmek ve futbolu hakem hatalarından çok özellikle gençlerin, kadınların, çocukların, ailelerin izleyebilmesini sağlamak. Hakem hatalarından çok, futbolun güzelliklerinin konuşulduğu bir ortamı yaratabilmek. Böylelikle de gelecekte, yayın ihalesinde fiyatı iki katına çıkarabilmek. Yani bu da marka değerini artırmakla olur.” ifadelerini kullandı.
“Son karar yine orta saha hakeminin”
VAR odalarını tüm basın mensuplarının gözetimine açtıklarını vurgulayan Büyükekşi, şöyle devam etti:
“Burada hedef şu; hem sizlerin bu işleri çok iyi bir şekilde görmesi, ki VAR nerede müdahale eder, nerede etmez…İşte ceza sahası içindeki faullerin penaltı olup olmadığı, pozisyonun gol olup olmadığı, kırmızı kart olayları ve yanlış oyuncu cezalandırılması gibi 4 tane sistemde müdahale ettiğinin, onun dışında müdahale etmediğinin, maçı esas yöneten orta hakemin asıl sorumlu olduğunun, VAR hakeminin aynı yardımcı hakemler, dördüncü hakem gibi yardımcı hakem olduğunun özellikle altını çizdik. Çünkü son karar yine orta saha hakeminin. Demo yaptırarak, bir takım spekülasyonlara sebep olan ofsayt çizgisi çekme, burada ofsayt çizgisini basın mensuplarımıza çektirerek ve bazı yine yanlış anlamalara sebep veren çizgilerin perspektife girmesi gibi, sanki çizgi yanlış çekiliyormuş gibi algı yaratılması, bunların önüne geçebilmek için bu çalışmayı yaptık.”
Mehmet Büyükekşi, ilk günden beri, ana ilkelerinin, güven, eşitlik, adalet ve şeffaflık olduğunu söylediğini de vurgulayarak, “Hem güveni hem şeffaflığı aşılamak açısından bunu yaptık. Salı günü de aynı uygulamayı, Süper Lig ve 1. Lig kulüp başkanlarımız, teknik direktörlerimiz ve kaptanlarımız için yapacağız, onları davet ettik. Bu bitti mi? Bitmeyecek. Bundan sonra da, maç olmadığı günlerde, gerek basın mensupları, gerekse başkanlarımız, gerekse yöneticiler veya futbolcular randevu alarak, bir hakemimiz eşliğinde demo yaparak bunların hepsini deneyebilecek, görebilecek, şeffaf bir şekilde bilgilenecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Her zaman daha iyisini yapmaya çalıştıklarını anlatan Büyükekşi, “Mükemmeli bulmamız lazım, biz de gece gündüz onun için çalışıyoruz. Her zaman toplantılar yapıyoruz. MHK ile görüşüyoruz. Hakemlerimizle görüşeceğim önümüzdeki günlerde. Daha iyi olabilmek için en önemli yol eğitim. Eğitime de ağırlık vermemiz gerekiyor. Eğitimle bu işi çok daha güzel bir hale getirmemiz gerekiyor. Bugün de bu çalışmanın başarılı olduğunu düşünüyorum. İnşallah randevu sistemiyle bundan sonraki günlerde de gelen misafirlerimize kapımız açık. Maç olmadığı günler, salı, çarşamba, perşembe günleri bu uygulama devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Büyükekşi, yenilikçi çalışmalarından çok VAR’daki hakem hatalarının daha çok konuşulduğunun hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
“Tabii ki buradaki en önemli konulardan bir tanesi; bazı kulüplerimiz maç kazanıyor, bazı kulüplerimiz maç kaybediyor. Bizim ana hedefimiz futbol kalitesinin, futbol taktiklerinin, oyuncuların, teknik direktörlerin yaptığı hamlelerin konuşulması. Hakemin daha sonra konuşulması. Türkiye’de maalesef bazı kanallarda, ‘bir pozisyonu 10 dakika, 20 dakika öne al, geriye al, şu kameradan bakayım’ gibi konuşuluyor. Hiçbir zaman hakemin öyle bir süresi de yok. O saniye içerisinde, o andaki psikolojiyle karar veriyor. Bunların gündeme gelmesi daha kolaycılık oluyor.”
“Hepimiz aynı gemideyiz”
“Bir takım, onlarca yüzlerce pozisyona giriyor, gol oluyor veya olmuyor, orada nasıl değerlendiriliyorsa, onun da aynı şekilde değerlendirilmesi lazım.” diyen Büyükekşi, en önemlisinin niyet olduğunu, hakemlerin iyi niyetli olarak büyük özveriyle bu işleri yaptığını ve büyük bir sorumluluk aldıklarını kaydetti.
Hakemlere de saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, “Çünkü ben hep şunu söylüyorum; eğer Türk futbolunda marka değerini artıracaksak bütün paydaşlarımızın değerli olması lazım. TFF’nin, takımlarımızın, futbolcuların, teknik direktörlerin, hakemlerin, medyanın… Hepimiz aynı gemideyiz. Hepimiz değerli olursak, birbirimize değer verirsek, karşılığını o şekilde dışarıda daha iyi görürüz. Çünkü bir yandan da ben yayıncı kuruluşa şunu söylemiştim; şu anda yaklaşık 120 ülkeye maçların özetlerini satıyorlar, ‘150 ülkeye satmamız lazım’ dedim. Yani ihracat yapıyoruz. Bunu yapabilmek için de futbolumuzun marka değerine katkı sağlamamız lazım.” şeklinde konuştu.
“90 tane pozisyonun 85 tanesinde doğru karar verilmiş”
Hakem kararlarında empati yapmak gerektiğine dikkati çeken Büyükekşi, “Aslında en güzel şey, bir şey hakkında yargılama yaparken, karar verirken empati yapmak. Eğer empati yaparsanız o zaman farklı düşünebilirsiniz, olayı daha iyi anlayabilirsiniz. Siz şimdi bundan sonra bir yayın yaparken veya bir köşe yazarımız veya bir muhabirimiz yazı yazarken empati yapacaksınız. Empati yapmasını istiyoruz. Şartlar ne, nasıl yapılıyor, kaç saniye içerisinde karar veriliyor, bu zor pozisyonda ben olsaydım ne yapardım, burada en güzel şekilde bir göstergesi olacak. Bunu da önümüzdeki günlerde inşallah göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Büyükekşi, bazı kulüplerin VAR sisteminden çıkmak istediklerine dair açıklamalar yaptığının hatırlatılması üzerine de, şunları söyledi:
“Ben o gün de söylemiştim. Aslında bunu genellemeye sokmamak lazım. ‘Birkaç kulüp istedi diye VAR sistemi ortadan kaldırılmaz’ dedim. Herhalde bir anket yapsak takımların yüzde 90’ı VAR sisteminin devam etmesini ister. Çünkü baktığımızda 90 tane pozisyona müdahale edilmiş. 90 tane pozisyonun 85 tanesinde doğru karar verilmiş. Öyle olmasaydı belki onlarca gol iptal olacaktı veya gol olan pozisyonlar iptal edilmeyecekti. Veya iptal edilen, tam tersi gol olan pozisyonlar var ofsayttan veya kırmızı kartlardan dolayı. Onun için, genelde böyle bir şeyi biz de kendi çapımızda araştırıyoruz. Böyle bir şeyi çoğunluk olarak talep eden yok.”
“Türkiye Futbol Federasyonunun işi sadece hakemler değil”
Büyükekşi, göreve geldiğinden beri yapamadığı bir proje olup olmadığı ya da yapmaktan pişmanlık duyduğu herhangi bir iş olup olmadığını sorusuna “Yapamayalım demeyelim de, daha yapacağımız çok iş var.” ifadesini kullanarak, şu yanıtı verdi:
“Pişmanlık duyduğumuz herhangi bir şey yok. Biz daha göreve 16 Haziran’da geldik, o gün seçildik. Arada bir 10 günlük bayram tatili var. 4 ay yeni bitti. 3,5 aydır gece-gündüz görev yapıyoruz. Yani herhalde 1-2 yılda olması gerekenleri kısa dönemde yaptık ama daha yapacağımız çok iş var. Dijitalleşmeyle, yapay zekayla, milli takımla, altyapıyla, genç takımlarla ilgili çok işimiz var. Türkiye Futbol Federasyonunun işi sadece hakemler değil. Bu görevlerinden bir tanesi. Ama birçok işimiz var. Birçok da yenilikler yaptık. Ama hani bir şey var ya, ‘bizi izlemeye devam edin’ diye. Bizim daha çok yapacağımız iş var, inşallah sırayla.”
Yeni projeler
Uygulamaya geçirmeyi planladıkları projelerle ilgili bilgi veren Büyükekşi, “En önemli konulardan bir tanesi de şu; biz KPMG ile anlaştık Türkiye futboluyla ilgili. Bu zamana kadar yapılamamış. 53 üye ülkeli UEFA’da 12 kadar ülke yapmamış bu zamana kadar, bir tanesi de Türkiye.” ifadelerini kullandı.
Bu firmayla 3 yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık bir strateji planı çalışması yapacaklarını ve futbolun tüm paydaşlarını katacaklarına işaret eden Büyükekşi, projeyi şöyle anlattı:
“İnşallah bu çalışma 6 ay sürecek. Ve böylelikle bunu da sadece biz yapmayacağız, tüm paydaşları toplayarak yapacağız. Sadece Süper Lig değil, bütün kulüpler. Hakemler, futbolcular, teknik direktörler, başkanlar. Siz de, futbol medyası da. Futbol ekonomisi, hem yurtdışından hem yurtiçinden onlarca toplantılar yapılacak, çalıştaylar yapılacak ve strateji oluşturulacak. Kamuda da, özellikle onlarla da ve bu TFF’nin tek başına yaptığı bir çalışma, benim çalışmam olmayacak. Tüm paydaşların bir araya geleceği bizim çalışmamız olacak. Yani herkesin çorbada tuzu olacak. Türkiye’de yabancı kuralından tutun genç futbolculara, amatörlerden tutun herkesi kapsayacak, ilk olacak bir çalışma yapacağız. Ona göre de Türkiye’de futbolun geleceği adına, orada önemli stratejik kararlar alınacağını düşünüyorum.”
“Daha iyi yapabilmek için herkes destek veriyor”
Kulüp yöneticileriyle iyi bir iletişim içinde olduklarını belirten Büyükekşi, “Bizim kulüp başkanlarıyla son derece güzel bir diyaloğumuz var, her kesimden. Hem Süper Lig’den hem 1. Lig’den, 2 ve 3. liglerden her kesime güzel bir mesaj veriyoruz. Onlarla ilişkilerimiz gayet iyi. Onlar da bunu takdir ediyorlar. Gerek kamuoyu, gerek hakemlerle ilgili, gerek diğer konularla, gerek kamuyla ilgili. Gerek bakanlarımızla, gerekse Cumhurbaşkanımızla gayet iyi ilişkiler içindeyiz. Daha iyi yapabilmek için de herkes destek veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Futbolun paydaşları tarafından takdir gördüklerini vurgulayan Büyükekşi, “Ama önemli olan da doğruyu bulabilmek, ortak akılla bu işi yapabilmek. Bizim prensibimizde ‘ben’ yok, ‘biz’ var. Önemli olan, ‘biz’ olarak hareket edebilmek. O yüzden doğruyu bulmak için de istişareye her zaman önem veriyoruz.” görüşlerini dile getirdi.
“Biz artık maç seyretmiyoruz, hakem seyrediyoruz”
Mehmet Büyükekşi, AA muhabirinin, “Bir futbolseversiniz. Bir maç izlediğinizde artık hangi pozisyonun ne tür bir tartışmaya galebe çalacağını fark ediyorsunuzdur. O maçta, ‘eyvah bu çok tartışılacak’ diyor musunuz?” sorusunu da, şu sözlerle yanıtladı:
“Mutlaka. Ben ona daha kesin ve basit bir cevap vereyim. Şimdi zaman zaman ben de gidiyorum. Hedefim Süper Lig’den her takımın en az bir maçını seyretmek. Sezon bitene kadar. Diğer liglerdeki takımlara da gitmek istiyoruz zaman buldukça. Ama şunu söylüyorum; biz artık maç seyretmiyoruz, hakem seyrediyoruz. Maçın sonucunu sormuyoruz önce hakemin yaptığı bir hata var mı, bir problem var mı, bir kritik pozisyon var mı, onu soruyoruz. Bakış açımız değişti.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***