YORUM | TARIK TOROS
Otokratlar kendinden sonra gelecek kişiyi belirlemezler.
Özellikle müphem bırakırlar.
Rusya’da böyledir.
Putin’den sonraki başkan belli değildir.
Çin’de Mao’dan sonra yerleşen “iki dönem” kuralını kendi için kaldıran Şi Cinping’in veliahtı yoktur.
Yasaları değiştirirken kurnazlık yapmış, başbakanlar için iki dönem kuralını korumuş, iki dönem birlikte çalıştığı başbakanı bu vesileyle yollamış, pandemide karizmayı çizen adamını “ödüllendirip” başbakan olarak atamıştır.
Ülke için her şeyin doğrusunu kendi bildiği için, gençler şimdi haritadan ülke bakıyor.
**
Otokratlar halefini belirlemezler.
Çünkü bu bilinirse değersizleşeceğini düşünür.
Alternatifinin olması büyük risktir.
Türkiye için de durum böyledir.
Erdoğan yerine birini göstermediği gibi…
Tüm koltuklara kendi oturarak farklı birinin “genel başkan” ya da “grup başkanı” olarak sivrilmesine izin vermedi.
**
Kimi otokratlar için kendinden sonrası tufandır.
Kimi için de “nasıl anılacağı” önemlidir.
Putin tarihe nasıl geçeceğini önemser mesela.
Erdoğan için bunun önemi yoktur.
Kendi kıyameti ile dünyanın kıyameti eşdeğerdir.
**
Krallık, padişahlık farklı bir kulvardır.
İngiltere bir monarşi.
Mevcut kralın kral olacağı, doğduğundan itibaren belliydi, ona göre yetiştirildi.
73 yaşında bu nasip oldu.
Sonraki kral belli, ondan sonraki de.
Başlarına bir şey gelirse, geleneksel bir sıralama var ve olay şansa bırakılmıyor.
**
Bin yılı geçen Magna Carta ve en az 3 asırlık parlamenter demokrasi deneyimi olan bir krallıktan bahsediyoruz.
Kraliçe, 70 yıllık iktidarında gerek eski kolonilerin bağımsızlaşmasını gerekse ülkesinin modern dünyaya eklemlenmesini iyi yönetti, ailesinin pozisyonunu küçültmek pahasına.
Bunun içindir ki süreç sarsıntısız atlatıldı.
Ta ki bugüne kadar.
İngiltere, 2016’dan itibaren yanlış politik kararların faturasını ödüyor.
Sadece şu son iki ayda 3 başbakan, 4 maliye bakanı, 4 içişleri bakanı değiştirdi.
Güçlü bir politik gelenek var ve hiçbir koltuğu alternatifsiz bırakmıyor.
Yeni başbakan bugün bıraksa yerine aynı partiden bir düzine alternatif var, 3’ü banko.
Değilse ülke seçime gider.
Gelgelelim, mesele bu değil.
Bazen, hükümetlerin alternatifinin bulunması, tek başına yeterli olmuyor.
**
Ekonomi politikadan, politika ekonomiden bağımsız değildir.
Bilimsel olarak da böyledir.
Dünya büyük bir türbülanstan geçiyor.
Türkiye’de krize kriz demeyen politikacılar “Allah’ın izniyle atlatacağız” diyor.
Seçim olmayan ülke Çin’in lideri, küçük ve orta ölçekli ekonomiyi batırma pahasına “sıfır kovid” politikası yürütüyor. Doğrusunu ben bilirim, mantığıyla.
Yeni İngiltere Başbakanı’nın ilk demeci ise:
“Derin ekonomik krizin içindeyiz, hatalar yapıldı, birlik olursak düzeltiriz.”
**
İngiltere yabancı yatırımcıyı kaçıran bir ülke değil, bilakis para Londra’da adres arıyor. Serveti Kral’ınkini ikiye katlayan bir başbakanımız var (730 milyon Sterlin.)
Yani, siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmayı düşünecek biri değil.
İstese de yasa ve teamüller buna olanak vermiyor.
Bir anlamda:
Un var, yağ var, şeker var.
Helva yapsana, durumları.
Onu bilmem de, daha çoook başbakanın helvasını yiyeceğiz gibi.
**
Türkiye’de propaganda: Ekonomisine savaş açılan tek ülkeyiz.
Oysa gerçek savaşı (Ukrayna) ranta çeviren tek ülke Türkiye, 8 ayda en az 28.5 milyar dolar giriş var, yaptırım gelmedikçe de milyarlar akmaya devam edecek.
**
Otokratlar kendinden sonra gelecek kişiyi belirlemezler.
İktidarda kalmalarının maliyetini ise tüm ülke öder.
Milletin kanını emerek yaşarlar.
Bu duruma ne kadar erken son verilirse…
Milletin eski gücünü toplayıp ayağa kalkması o kadar kısa sürer.
Değilse milleti gömmeden gitmezler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***