HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Edirne Cezaevi’nde 6 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “Aramızda fikir farklılıkları olabilir; bu doğru. Fakat aramızdaki temel ayrılık cezaevi duvarlarıdır” dedi.
Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’ya konuşan Sancar, Meclis’te kararları belirleyecek bir sayısal ve siyasal ağırlık oluşturmayı da hedeflediklerini belirterek “Yüzde 15’in altı bizim için bir başarı olmayacaktır” dedi.
“Açık söyleyelim bizim en büyük hedefimiz Türkiye’de demokratik dönüşümün önünü açacak bir güç merkezi yaratmak” diyen Sancar, “Biz her alanda anahtar parti konumumuzu güçlendirmek istiyoruz. Anahtar parti konumu, kilitlenmiş sorunların kapısını açacak güce erişme hedefidir. Bu Kürt sorunundan demokrasi sorununa, emek sorunundan kadın sorununa dek akla gelebilecek bütün alanları kapsıyor” şeklinde konuştu.
‘MECLİS’E GÜÇLÜ GİRMEK İSTİYORUZ’
Yüzde 15’lik oy hedeflediklerini kaydeden Sancar, “Meclis’te kararları belirleyecek bir sayısal ve siyasal ağırlık oluşturmak istiyoruz. Bunun için kendimize baraj olarak yüzde 15’i belirlediğimizi söyleyebilirim. Bu bizim için alt sınırdır. Yüzde 15’in altı bizim için bir başarı olmayacaktır. Meclis’e de sayısal olarak güçlü, siyasal olarak etkili bir şekilde girmek istiyoruz. Türkiye’nin çoğulculuğunu yansıtacak bir Meclis grubu, Türkiye’nin temel sorunlarına dair gerçekten yeni bir başlangıç yapmak için çözümler üretecek bir güç olmaktır” dedi.
‘DEMİRTAŞ’LA ARAMIZDAKİ TEMEL AYRILIK CEZAEVİ DUVARLARI’
Sancar, Demirtaş’la görüş ayrılığı yaşandığı iddiasına ilişkin olarak şunları söyledi:
“Selahattin Demirtaş arkadaşımızla aramızda fikir farklılıkları olabilir. Şu anda cezaevinde değil kurullarda olsa çok daha fazla tartışma olanağına sahip olurduk biliyoruz; ki bu da çok doğaldır. Biz çoğulcu bir partiyiz. Bileşenlerden ve bağımsız bireylerden oluşan kendine özgü bir yapımız var. Farklı görüşlerin olması eşyanın tabiatı gereğidir. Ancak değişik görüşlerin olması başka, ‘ayrılık’ olması başka bir meseledir. Tartışmaların olması demokratik bir anlayışa, yapıya ve kurumsal mekanizmalara sahip olduğumuzun göstergesi. Ancak tüm bu çoğulcu yapıya ve farklı yaklaşımlara rağmen politikalarımız bir mutabakatla belirleniyor. Bunca saldırı ve kuşatmaya rağmen partimizi bu kadar sağlam biçimde bir arada tutan da oluşan bu mutabakata sadakat ve kurumsal politikayı sahiplenmektir. Demirtaş’la bizim aramızda fikir farklılıkları olabilir; bu doğru. Fakat aramızdaki temel ayrılık cezaevi duvarlarıdır. Demirtaş’ın asıl amacının parti politikalarına destek vermek olduğunu düşünüyorum.”
Röportajdan Sancar’a yöneltilen bazı sorular ve cevapları şöyle:
‘ÜZERİMİZE DÜŞEN DEMOKRATİK SORUMLULUĞUN BİLİNCİNDEYİZ’
Muhalefette, Altılı Masa ile Emek ve Özgürlük İttifakı olmak üzere iki güç odağı oluştu. İktidar değişimi için gereken matematiğe bakınca muhalefetin birlikte hareket etmesi gerektiği görülüyor. İttifakınızın Altılı Masa’yla ilişkisi var mı? Tutum belgesi ile Cumhurbaşkanı adayını müzakere etmek istediğinizi söylediniz. Bu kapsamda bir gelişme, temas var mı?
Cumhurbaşkanlığı seçimi için 27 Eylül 2021’de açıkladığımız tutum belgemizdeki stratejide bir değişiklik yok. Biz o başlıklar üzerinden açık müzakere, doğrudan diyalogla ortak aday fikrini tartışmaya açık olduğumuzu söyledik. Ancak bunu dile getirdikten sonra oturup da beklemedik, beklemiyoruz. Her türlü seçeneğe göre çalışmalarımıza devam ettik, ediyoruz. Önerdiğimiz yöntem ve çerçeve kabul görmezse kendi adayımızla cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmanın en önemli seçenek olduğunu defalarca belirttik. Bizim hedefimiz Altılı Masa’yı rahatlatmak, ona pas atmak, ondan bir şey beklemek değildir. Biz bu deklarasyonu toplumun tümüne hitap edecek şekilde düzenledik. Türkiye toplumuna “Biz bu iktidardan ve bu rejimden kurtulmak için üzerimize düşen demokratik sorumluluğun bilincindeyiz. Buna göre de hareket edeceğiz, ediyoruz” mesajı veriyoruz. Ancak bizim belirlediğimiz bir strateji var. Seçim koordinasyonumuzu oluşturduk. Bütün bu konularda politikalarımızı somutlaştırma çalışmaları sürüyor. Bizim çağrımız halklara, sorumluluğumuz Türkiye toplumunun tamamınadır.
‘DOĞRU OLAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİN İLK TURDA BİTMESİDİR’
Altılı Masa’nın hedeflerinden biri ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarmak. Ancak çalışmaları bitmiş değil. Belki anlaşma sağlanamayabilir. Sizce Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili en doğru tutum ne olur? Muhalefetin tümü ortak aday mı çıkarmalı?
Ayrıntılara girmeden net bir hedef söyleyeyim: Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesi doğru olandır. Türkiye’de demokratikleşmenin ve barışın yolunu açacak bir programla ortaya çıkmış bir adayın ilk turda kazanması en ideal durumdur. Seçimlerin ikinci tura kalmasının yaratabileceği çeşitli karmaşalar olduğu tartışılıyor. Biz HDP olarak kendi çalışmalarımızda bunu gözetiyoruz. Ancak bunun dışında, demokratik dönüşümün dinamiklerini açığa çıkaracak politikalar ve yöntemler geliştiriyoruz. Meclis’te sayısal ve siyasal açıdan etkili bir güç merkezi yaratma hedefi, bunun en önemli örneğidir.
HDP kendi adayını çıkarmalıdır görüşünü savunanlar da var. İYİ Parti’den bu yönde açıklamalar oldu.
Biz kimin ne dediğine göre değil, kendi ilkelerimize ve hedeflerimize göre, program ve strateji belirliyoruz. Amacımız da geleceği demokrasi ve barış, emek ve özgürlük üzerine inşa etmektir.
‘RIZA TÜRMEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAK’ İDDİASI
Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak dahil tüm seçenekler masada diyorsunuz. Eski AİHM yargıcı, CHP eski Milletvekili Rıza Türmen’in cumhurbaşkanı adayınız olabileceği iddia edildi. Seçenekler arasında var mı?
Rıza Hoca çok değerli bir insan. Ancak partimizde isim konusunun somut olarak tartışılabilmesinin belli aşamaları ve mekanizmaları var. Bu süreç işlemeden, herhangi bir isimle ilgili değerlendirme yapmak politikalarımıza aykırıdır. HDP şimdiye kadar yaptığı gibi elbette kendi kitlesine ve tabanına danışacak, kurullarında bu sonuçları tartışacak. Ayrıca artık bir ittifakımız var. İttifak bünyesinde bu konu masaya yatırılacak ve bir isim öyle belirlenecek. Bunlar olmadan herhangi bir isim üzerinde tartışma yürütmek bizim kendi işleyiş mantığımız ve doğamızla uyuşmaz.
‘CUMHURBAŞKANI ADAYI İSMİ TARTIŞMIYORUZ’
Cumhurbaşkanı son grup toplantısında Kılıçdaroğlu’na “Madem kendine güveniyorsun çık karşıma” dedi. Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde gecikme olduğunu düşünüyor musunuz? Erdoğan’ın bu çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başka partilerin ve ittifakların kendi iç tartışma ve işleyişleriyle ilgili değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum. Bütün bunları kamuoyu takdir edecektir. Öte yandan cumhurbaşkanının bu tür çıkışlarının, pek çok başka hesaba dayandığını tahmin etmek de güç değil; esas olarak muhalefetin bir bölümünü veya bütününü, kendi içinde tartışmalara sürüklemek gibi bir yöntem kullanıyor. Herkes bu yöntemi görüp değerlendirmeli ve tartışmaları buna göre yürütmelidir.
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına nasıl bakarsınız?
Parti hukukunu benimsemiş herhangi bir kimsenin, mekanizmalar işlemeden bir tercih dile getirmesi söz konusu olamaz. Eş başkanlar da dahil her parti çalışanı, bu hukuka ve teamüllere uygun davranmakla yükümlüdür. Politikamız açıktır: İsim tartışmıyoruz. Şayet bir isim tartışılacaksa da karar, sözünü ettiğim mekanizmalar içinden süzülüp bağlayıcı hale gelecektir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***