Emek ve Özgürlük İttifakı, Haliç Kongre Merkezi’nde kuruluşunu ilan ederek yol haritasını açıkladı. TİP’ten Melis Akyürek ve EMEP’ten Levent Gökçek’in okuduğu deklarasyonda, “Tek adam sistemini ayakta tutan, besleyen tüm kurum, mekanizma ve bağımlılık ilişkilerini değiştirmek öncelikli amaçlarımızdandır. Hedefimiz demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi ilkeler temelinde halkın gerçek egemenliğine dayanan bir demokrasinin inşasını sağlamaktır” denildi.
Emek ve Özgürlük İttifakı İstanbul’da yol haritasını açıkladı. İttifakta; Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) bulunuyor. “Hep birlikte başaracağız” sloganıyla yola çıkan 6 parti 4 sayfalık bir deklarasyonu kamuoyuyla paylaştı.
Deklarasyonu Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Melis Akyürek ve Emek Partisi’nden (EMEP) Levent Gökçek okudu. Deklarasyondan öne çıkan açıklamalar şöyle:
İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü süreçte ekonomik ve politik acil görevlerin gerçekleşmesi için hedeflediğimiz ittifak, sömürülen ve ezilen bütün halk kitlelerinin ittifakıdır. İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, doğa ve insan hakları savunucularının dayanışması ve ittifakıdır. Ortak, güçlü ve kararlı bir mücadele zeminidir.
“SEÇİMLER TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR ANLAM TAŞIMAKTADIR”
Ekonomiden siyasete birçok alanda Cumhur İttifakı’nın yarattığı yıkımı durdurmak, Tek Adam Yönetimi’ni sonlandırmak, halkın çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek, demokratik hak ve özgürlükler temelinde bir değişim ve dönüşümün gerçekleşmesini sağlamak önümüzdeki dönemin acil görevidir. Bu yürüyüşün uğrak yerlerinden biri olan seçimler Türkiye için kritik bir anlam taşımaktadır. Seçim sürecinde halkın gelecek umutlarını salt sandığa bağlamadan, ancak sandığın önemini de görmezden gelmeden emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek, bu temelde halkı seçimlerden kazanımla çıkmaya motive etmek ve seçim güvenliği için bütün tedbirleri almak ihmal edilemez bir sorumluluktur. İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü süreçte ekonomik ve politik acil görevlerin gerçekleşmesi için hedeflediğimiz ittifak, sömürülen ve ezilen bütün halk kitlelerinin ittifakıdır. İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, doğa ve insan hakları savunucularının dayanışması ve ittifakıdır. Ortak, güçlü ve kararlı bir mücadele zeminidir.
“EKONOMİK VE SOSYAL YOKSUNLUK TOPLUMUN BİRİNCİ DERDİ HALİNE GELMİŞTİR”
Bu iktidarın program ve icraatları, emperyalizmin, sermaye sınıfının, kendi yandaş şirket ve holdinglerinin çıkarlarını önceleyen bir politik anlayışa ve uygulamalara dayanıyor. Yandaşları da palazlandıran bu haksız ve usulsüz ihale sistemi hukuken yeniden incelenmeyi gerektiriyor. İzlenen sömürü ve baskı politikalarının işçi ve emekçilerde, yoksul çiftçi, köylü ve esnafta, ezilen halk kesimlerinde yarattığı ekonomik ve sosyal yoksunluk toplumun birinci derdi haline gelmiştir. Hayat pahalılığı, düşük ücretler, işsizlik, yoksulluk, geçinme, barınma gibi sorunlarının çözülmesi için somut adımların atılması ve işçilerin, emekçilerin, ezilen halk kitlelerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi bugün herkes için ilk meseledir.
“HEDEFİMİZ HALKIN GERÇEK EGEMENLİĞİNE DAYANAN BİR DEMOKRASİ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında kurulan Tek Adam Yönetimi, demokratik hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getirmiş, keyfiliği, zorbalığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği kurumsallaştırmış, bu ülkenin ve halkların yaşadığı sömürüyü, baskıyı ve çözümsüzlüğü derinleştirmiş, faşizan uygulamaları gündelik politikanın parçası haline getirmiştir. Dolayısıyla tek adam sistemini ayakta tutan, besleyen tüm kurum, mekanizma ve bağımlılık ilişkilerini değiştirmek öncelikli amaçlarımızdandır. Seçim barajının kaldırılması, demokratik hakların, siyasal özgürlüklerin en geniş şekilde kullanılmasının garanti altına alınması, demokratik, tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin kurulması acil bir ihtiyaçtır. Hedefimiz demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi ilkeler temelinde halkın gerçek egemenliğine dayanan bir demokrasinin inşasını sağlamaktır.
“KÜRT SORUNU İÇİN İNKÂR VE BASTIRMA YERİNE DEMOKRATİK ADIM ATILMASI GEREKLİDİR”
Türkiye’nin çözmesi gereken en köklü sorunlardan biri de Kürt sorunudur. Demokratik çözüm ve barış için ülkedeki bütün toplumsal kesimlerin yaklaşımlarını ve kaygılarını dikkate alan yapıcı bir politika olması gerekendir. Demokratikleşme ile doğrudan bağlantılı ve iç içe geçmiş olan Kürt sorununun çözümü için inkâr ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı bir çözüm için adım atılması gereklidir. Savaş politikaları, silah ve çatışma yöntemleri yerine, diyalog ve müzakere seçeneklerinin kendini tarihsel olarak dayattığı ve güncel olduğu aşikârdır. Diyalog ve çözüm zeminini kurmak ve güçlendirmek; demokratik müzakere yöntemleriyle tüm toplum için geleceğin kazanılmasına önayak olmak; bu çerçevede, başta anadili hakkı olmak üzere tüm evrensel kimlik haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılması büyük önem taşımaktadır.
“ÜLKEYİ ÖZGÜR VE DEMOKRATİK ŞEKİLDE YENİDEN İNŞA EDELİM”
Türkiye’nin aydınlık ve demokratik geleceğini düşünen tüm kurum, kuruluş ve partilere, tek tek yurttaşlaradır. Hep beraber sorumluluk alalım. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında yangın yerine çevrilen ülkeyi ortak talepler ve birlikte mücadele anlayışıyla özgür ve demokratik şekilde yeniden inşa edelim. Türkiye halkları ayrımcılığa, nefret söylemine, kutuplaşmaya, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı arasına sıkışmış bir egemen siyasete mahkûm değildir. Emek, barış, özgürlük ve demokrasi değerleri temelinde halkın egemen olduğu bir toplumsal düzen kurabiliriz. Bunu başarmak ezilen ve sömürülen halk kitlelerinin değiştirici gücüyle mümkündür. Herkesi bu anlayış ve çağrı doğrultusunda ortak ve birleşik mücadeleye davet ediyoruz! Hep birlikte başaracağız.”
SANCAR: GELECEĞİ BİZ KURACAĞIZ”
Söz HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları kaydetti:
“Tarihi günlerimizden biri. Mücadele yolculuğumuzun önemli dönemeçlerinden biri. Kürt halkının demokratik siyasal mücadele birikiminin Türkiye halklarının iradesiyle buluşmasında yeni bir evrenin başladığı bir gün. Hayırlı olsun, kutlu olsun hepimize. Bu ülke on yıllardır savaş politikalarıyla, sömürü düzeniyle, talan ve yalan ile yönetiliyor. Şimdi biz savaşa karşı barışı, sömürüye karşı eşitliği ve onuru, talana karşı adaleti, yalana karşı hakikati savunmak için birleştik, bir araya geldik ve büyük bir yürüyüşü başlatıyoruz burada. Bu yürüyüş emek ve özgürlük, demokrasi ve barış, adalet ve hakikat yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz. Büyütmek bizim sorumluluğumuzdur. Bu birliktelik şimdi bir direniş ortaklığı, her türlü zulme, zorbalığa karşı mücadele ortaklığıdır. Bu birliktelik geleceğin kurucu gücü haline gelecek. Geleceği biz kuracağız. Bu ülkenin halkları için, emekçileri için, ezilen, sömürülen, dışlanan bütün insanları için, gençleri için, kadınları için yürüyüşümüzü büyüteceğiz. Geleceği aydınlık bir düzenle birlikte inşa edeceğiz. Bundan şüpheniz olmasın. Herkesi buraya davet ediyoruz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***