YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Truman Burbank, muhteşem güzellikte bir adada yaşamaktadır. Bir işi, evi ve seviyor göründüğü karısı ile tıkır tıkır işleyen bir hayatı vardır. Truman gerçek olduğunu zannetse de hayatı her şeyiyle kurgulanmış bir film platosundan ibarettir. Onun haricinde etrafındaki herkes bunun bir oyun olduğunu bilir. Doğduğu andan itibaren tam otuz yıldır, aralıksız, üstelik 24 saat canlı yayınlanan bir hayatı vardır. Ama bir tek o bundan habersizdir.
Truman’ın annesi, babası, eşi, ona her gün selam veren komşuları, park görevlisi, yaşadığı çevre, trafikteki arabalar, gazete satıcısı, kısacası etrafındaki her şey sahte ve kurgulanmıştır.
Film setinde bazen aksaklıklar olur; mesela bir gün gökyüzünden prodüksiyonun ışıklandırmasından kazara bir şey düşer. Truman tepeden düşen şeyi uzun süre mıncıklar, ne olduğunu anlamaya çalışır ama ne olduğunu tam çözemez. Arabasına bindiğinde Truman’ın aklında istifhamlar oluşmasın diye hemen radyodan konuyla ilgili haber yapılır. Biraz önce üstümüzden geçen bir uçaktan parçalar düştü vs gibi konu sorun çıkarmayacak şekilde hemen izah edilir. Artık Truman’ın araştırmasına gerek kalmamıştır.
Ama kusursuz cinayet olmadığı gibi kusursuz prodüksiyon da yoktur; Truman her geçen gün etrafında garip şeyler döndüğüyle ilgili şüpheleri artar. Söz konusu şüphe onda her gün yaptığından farklı, rutin dışı davranışlarda bulunma isteği doğurur. Ve her rutin dışı davranış kurgusal hayatın yaldızlarını biraz daha döker.
İstenmeyen ne tür belirtiler başlıyorsa, hemen birileri devreye girer ve bunu yapmaması gerektiğine onu ya zorla ya güzellikle ikna eder ve Truman Show’un devam etmesi sağlanır.
Neticede Truman Show milyarlarca insanın izlediği, yapımcılarının milyarlarca dolar kazandığı dünyanın en önemli televizyon programıdır.
Lise yıllarında aşık olduğu kız Truman’a gerçekleri anlatmak istese de prodüksiyonun görevlileri hemen devreye girip kızı susturur. Susturmakla da kalmayıp filmden çıkarıp setten atarlar.
Ortalama bir film izleyicisinin bile çok iyi bildiği filmi bu kadar neden anlattım? 15 Temmuz’u kurgulayanlar muhtemelen Truman Show’dan esinlendiler.
15 Temmuz tam anlamıyla Truman Show filminin gerçek hayata aktarılmış halidir. Bu süreci ve yaşadıklarımızı daha iyi idrak etmek için bir kere daha izlemek gerekir.
Öyle bir kurgu ki iktidarı, muhalefeti, medyası, siyasetçisi, hukukçusu, gazetecisi, yazarı, köprü üstü görevlileri, camisi, müezzini, selası, korku iklimi yayıcılarıyla tepeden tırnağa bir film platosundan başka bir şey değildir. Öyle ki senaryoda aksama meydana gelse hemen gazeteciler, kamu görevlileri, siyasetçiler devreye girip senaryoya uygun şekilde açıklamalar yapıyor, medya o yönde haberler yayıyor, televizyon yorumcuları konuya muz ortalar gönderiyor. Normal zamanda muhalif rolü üstlenenler, rejimin senaryoda sıkışması durumunda yardıma koşup imece usulü tehlikeyi savuşturuyor.
Mesela 15 Temmuz’da işkence olmadığı, hukuk dışına çıkılmadığı, her şeyin kanunlar çerçevesinde olduğunu batı dünyasına kimler anlattı? CHP’li milletvekilleri…
15 Temmuz’dan sonra, Truman Show’un devam etmesi, senaryo harici bir gelişmenin olmaması için muhalif medyayı da rejime uygun bir şekilde dizayn ettiler. Cumhuriyet Gazetesi’nin önceki yönetiminin sudan sebeplerle tutukladıklarını, gazetenin AKP’yi rahatsız etmeyecek muhalefet için söz verenlere teslim edildiğini hatırlayınız. Öyle ki Halk TV, Cumhuriyet, Sözcü gibi gazeteler rejim dilini yandaş medyadan bile daha iştahlı kullanıyorlar.
En son Hande Fırat olayında senaristler bütün perdeleri yıkıp sahadaki herkesi defansta görevlendirdi. Cevheri Güven, Hande Yılmaz’ın 15 Temmuz’dan önce Ankara’nın kenar semtlerinden birinde Nuh Yılmaz ile görüştüğünü ortaya çıkarması, bütün illüzyonu bozacağından, yapımcılar, bütün elemanlarını sahaya sürdü. DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan, muhalifimsi Kemal Öztürk’e, Cüneyt Özdemir’den Ahmet Hakan’a kadar bir çok isim göstere göstere Cevheri Güven’i hedef alan açıklamalar yapıp, yazılar yazdı.
Öyle ki Zafer Arapkirli gibi görünüşte sıkı AKP muhalifleri bile devlet bunları neden alıp da gelmiyor tarzında devlet ağzıyla konuşmalar yaptı.
Yani senaryo, kurgu bir yerden tepe takla üstlerine çökecek diye muhalefet partilisinden gazetecisine, büfe görevlisinden park sorumlusuna kadar herkes 7 gün 24 saat hazırolda bekliyor. Ama gerçeğin ortaya çıkma huyu, senaryoyu sağından solundan tırtıklamaya, kemirmeye devam ediyor. Bu film platosu bugün sahada olanların hepsinin üzerine çökecek, çöktüğünde sadece AKP değil hepsi altında kalacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***