Avrupa’da üniversite öğrencisi Uygur Türkü Yasinuf kayınvalidesinin bu hafta sonu gönderdiği sesli mesajları Associated Press (AP) haber ajansına dinletti.
Çin’de Uygur Türklerinin yoğun olarak yaşadığı Sincan özerk bölgesinde Covid-19 salgını nedeniyle uygulanan 40 gün süreli tecritten dolayı halkın açlık çektiği, zorla karantinaya alındığı, ilaç ve günlük ihtiyaçlarını temin etmede güçlükle karşılaştığı bildirildi.
Avrupa’da üniversite öğrencisi Uygur Türkü Yasinuf kayınvalidesinin bu hafta sonu gönderdiği sesli mesajları Associated Press (AP) haber ajansına dinletti. Mesajda hafif bir öksürük nedeniyle merkezi karantinaya zorlandığını belirten kadın, memurların eve gelip kendisini götürdüğü anların iki yıl önce eşini kampa götürürken yaşadıklarını anımsattığını ifade etti.
Mesajda “Kıyamet günü” diyerek iç çeken kadın, “Şimdi ne olacağını bilmiyoruz. Yapabileceğimiz tek şey yaratanımıza sığınmak” diye mesaj bıraktı.
Soy ismini vermek istemeyen Yasinuf ebeveynlerinin durumundan da bahsetti. Annesinin evinde kapanma öncesinde stok yapmalarına rağmen evdeki gıdanın azaldığını belirten Yasinuf, ihtiyaç dağıtımının olmadığını ve virüsün yayılma korkusundan arka bahçedeki fırını kullanmalarının da yasaklandığını anlattı. Yasinuf’un ailesi evdeki un, su ve tuzdan yaptıkları hamurlarla karın doyuruyor.
Son günlerde ders çalışamadığını ve uyuyamadığını söyleyen Yasinuf, “Açız, ne olur bize yardım et diyen sesleri sürekli aklımda. 21’inci yüzyılda bu düşünülemez bile” diye konuştu.
Gülceli Uygur Türklerinden Nyrola Elima da babasının ve 93 yaşındaki babaannesinin bitmek üzere olan domates stoklarını günlere bölüştürdüğünü anlattı. Halasının ise iki yaşındaki torununu besleyecek süt kalmamasından endişeli olduğunu söyledi.
Gülce’deki kapanmalar Çin’in Sincan bölgesindeki Uygur Türklerine karşı polis şiddeti korkularını da yeniden uyandırdı. Sincan’da daha önce çok sıkı şekilde uygulanan bir kapanmada halka zorla ilaç verilmiş, tutuklamalar olmuş ve halk hortumlarla sıkılan dezenfektanla yıkanmıştı.
Sansür devreye girdi
Yerel yönetim geçen hafta yaptığı bir basın toplantısında “eksiklikler ve yetersizlikler için özür dileyerek yönetimin koronavirüs salgınında “kör noktalar ya da gözden kaçan şeyler olduğunun arkasına sığındı ve iyileştirme sözü verdi.
Ancak şikayetleri kabul etmesi üzerine sansür devreye girmeye başladı. Sosyal medya paylaşımları silinirken, aktif internet kullanıcıları silinen bazı videoları tekrar paylaşarak çevrimiçi sansüre karşı direnmeye çalıştı. Bölgedeki birçok kişi AP’ye paylaşımların kapatmanın korkunç yüzünü gösterdiğini belirtti, ancak kendi durumlarına ilişkin ayrıntı paylaşmadı.
Pazartesi günü yerel polis kapatmayla ilgili “söylenti yaymaktan dolayı” altı kişiyi tutukladıklarını açıkladı. Bahse konu “söylentiler” arasında ölen bir çocuk ve intihar iddiasına dair sosyal medya paylaşımlarının bulunduğunu belirten polis, tutukladıkları kişilerin “muhalefet yarattığını ve kamu düzenini bozduğunu” belirtti.
Hükümet kurumlarından sızan yönetmeliklerde çalışanların “olumsuz bilgiden” kaçınması ve “pozitif enerji” yayması talimatı verildi. Bu yönetmeliklerden birinde bir devlet medyasının karantinadan çıkan mahallelerde “gülen yaşlılar” ve “eğlenen çocukların” görüntülerini çekmesi istendi.
AP’nin bağımsız kaynaklara doğrulatamadığı belgede “Kötü niyetle aldatan, söylenti yayan ve mantıksız suçlamalarda bulunanlar hakkında yasal işlem başlatılır” denildi.
Yerel yönetimlerin harekete geçmesiyle koşulların halkın bir kısmı için iyileştiği belirtildi. AP’nin telefonla ulaştığı bir kent sakini gıda dağıtımının iki haftalık bir aradan sonra yeniden başladığını ifade etti. Ayrıca oturduğu sitenin sakinlerinin arka bahçede günde birkaç saat yürüyüşe çıkarak görüşmelerine izin verildiğini söyleyerek “durum yavaş yavaş daha iyiye gidiyor” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***