Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) 4 Eylül Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve Kurultay Şiarı olarak ‘Ahde Vefa’nın açıklandığı 19’uncu ÖNDER İmam Hatipliler Kurultayı’na TBMM Başkanı Mustafa Şentop da katıldı. Şentop burada yaptığı konuşmada imam hatip okullarından rahatsız olanlara dair yorumda bulunarak Gülşen olayını akla getirdi. Şentop, konuya dair “Onların esas rahatsızlığı imam hatipliler değil imam hatip liselerinin muhtevası” diyerek bunun dine düşmanlıktan kaynaklandığını söyledi.
‘BATIDAKİ GİBİ GİYİNENLER KENDİLERİNİ KÜLTÜRLÜ İNSANLAR ZANNEDİYORLAR’
Kurultay’da yaptığı konuşmasa İmam hatip okullarından rahatsız olan çevreler olduğuna değinen Şentop, “Onların esas rahatsızlığı imam hatip liseliler değildir. İmam hatip liselerinin muhtevasıyla ilgili bir rahatsızlık var. Dine karşı, dindarlığa karşı, Türkiye’deki milletin temel değerlerine karşı olan, husumetlerini, düşmanlıklarını açıkça ifade edemeyenler imam hatip liselerine, imam hatip liselerinden mezun olan öğrencilere karşı bunu ifade ediyorlar. Tabii bunun bir kısmı bilinçlidir. Bir kısım insanlar neyin ne olduğunu bilerek ve kasten bunu yapıyorlar. Ama büyük bir kısmı da cehalet sebebiyledir. Çünkü Türkiye’de yüzünü batıya çeviren, batıdaki insanlar gibi giyinenler, yüzünü, gözünü, saçını, kaşını batılı insanlar gibi yapanlar kendilerini modern, bilgili, zeki, kültürlü insanlar olarak zannediyorlar. Bunlar önemli ölçüde sadece kendi içinde bir araya geldiklerinde ve hep birbirlerinin görüşlerini teyit eden konuşmalar yaptıkları için de kendileri dışındaki dünyadan çok büyük ölçüde habersizler. Neler olup bittiğini farklı dünya görüşüne sahip olanların yasayış tarzına sahip olanların neler bildiğini, bilgi, kültür ve zeka derecesini ölçmekten, anlamaktan, takdir etmekten acizler. Bunu büyük anlamda cehalet olarak ifade ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘TERÖRE KARŞI NE KADAR ETKİLİ KURUMLAR OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR’
İmam hatip liselerinin ne kadar önemli kurumlar olduğunu iyi anlamak ve tahlil etmek gerektiğini söyleyen Şentop, “Terör ve küreselleşmenin yaygınlaştırdığı ve Türkiye’nin de ağır bedeller ödemesine yol açan önemli bir sorun. Bu okulların teröre karşı ne kadar etkili kurumlar olduğu görülecektir. Sadece Türkiye için söylemiyorum. Bu anlayışın etrafımızdaki ülkeler ve birçok bölge açısından imam hatiplilerin temsil etmiş olduğu anlayışın ve dinin temel kaynaklarından öğrenilmesine dayanan yaklaşımın ne kadar önemli olduğunu dünyadaki gelişmeler çerçevesinde uygulamak gereklidir. Tabii zaman zaman imam hatip liselerinin siyasetin bir malzemesi haline geldiğini de gördük. Sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak değil, hukuk okumuş bir sosyal bilimci olarak, bir eğitimci olarak, bu okullarda eğitim görmüş birisi olarak şunu açıklıkla ifade etmek isterim. İmam hatipliler siyasetin konusu, siyasetçilerin malzemesi, zaman zaman da akıl almaz söylemlerin, ifadelerin, yasakların, muhatabı olmayı kendileri tercih etmediler. Hatta imam hatipliler ve çocuklarını bu okullara gönderen aileleri bu tartışmaların dışında kalmak için daima azami bir titizlik, dikkat ve gayret göstermişlerdir. Fakat maalesef inancı ve inanç hassasiyetini eğitimi konusu olamayacak kadar önemsiz gören bazıları sürekli insani olan değerleri yok sayan bağnazlıkla imam hatiplileri siyasi tartışmaların konusu haline getirmişlerdir. İşte hepinizin hatırlayacağı bir kat sayı mağduriyeti böyle bir bağnazlığın ve uygulamanın sonucuydu. Şükür ki artık böyle bir durum ortadan kalkmış. Devlet kendi kurumları özellikle de eğitim kurumları arasında ne ayrımcılık yapmalıdır ne de onlardan bir kısmını ayrıcalıklı görmelidir. Kanaatim budur” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***