Türkiye’de seçim sathına girilmesiyle birlikte siyasette de polemikler, partilerin politikaları ve söylemleri şekillenmeye başladı. CHP’li Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Bizim olduğumuz masada olamazlar” çıkışıyla karşılık buldu. ‘Türkiye bir çıkış yolunun arifesindeyken gladyonun eski tetikçileri tekrar tüm umutları, kendi lehlerine teslim almak için racon kesmek istiyorlar” tespitinde bulunan Temel, “Açıkçası Cumhur ittifakında MHP’nin rolü neyse İYİ Parti’nin de millet ittifakında rolü aynıdır. O da HDP’siz, Kürtsüz bir siyaseti inşa etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandıç
Millet İttifakı’nın üstlendiği rol ve pozisyonunu ile İYİ Parti’nin HDP çıkışını HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
Türkiye’de kendine muhalefetim diyen güçlerin ciddi bir programı olmadığına dikkat çeken Temel, var olan muhalefetin birçok yönüyle resmi devlet zihniyeti ve söylemini aşamadığını vurguladı. Temel, bunun sebebinin de partilerin esas kodlarında var olan sisteme dayalı siyaset yapmanın öne çıkmasından kaynaklandığını belirtti. Muhalefetin olumlu bir söylem sahibi olmadığı eleştirilerini de sıralayan Temel, “İktidar bu kadar çürümüş ve çökmüş iken bile yine de AKP-MHP karşısında dağınık ve zayıf kalıyorlar, bir türlü topluma umut olacak bir program ortaya koyamıyorlar” dedi.
‘KADINLAR, HDP, KÜRTLER DİRENMESEYDİ…’
İktidarı zayıflatanın HDP’nin ve toplumsal muhalefetin geliştirdiği mücadele olduğunun altını çizen Temel, “Aslında bütün baskılara rağmen ısrarcı mücadelemiz AKP-MHP’yi zayıflattığı ve maskesini düşürdüğü için diğer muhalif partiler güç olabiliyorlar. Demokratik direnişimiz ve mücadelemiz karşısında AKP-MHP başarılı olamıyor ve bu da zayıflamasına ve giderek kurdukları sistemin krize girmesine neden oluyor. Gerçekten de kendine muhalefet diyen partilerin herhangi bir mücadelesi yok ve bir direniş dertleri de yoktur. Sadece üstten, masa başında yapılan kimi çalışmaları var. HDP, demokrasi güçleri, kadınlar, Kürtler direnmeseydi, mücadelemizin ortaya çıkardığı sonuçlar olmasaydı, muhalefetin yaptığı çalışmaların önemli sonuçlar yaratması söz konusu bile olmazdı” diye belirtti.
‘SİYASET İLKELERLE YAPILIR, CESARET İSTER’
İktidar karşısında alternatif olduğunu dile getiren Millet İttifakı’nın HDP ve Kürtlere yaklaşımlarının son derece pragmatist olduğunu kaydeden Temel, “Suya sabuna dokunmadan her şey yolunda gitsin, biz iktidar olalım anlayışıyla hareket ediyorlar. Fakat bu tavırlarının kabul görmeyeceği ve bu şekilde ne yol alabileceklerini ne de başarılı olabileceklerini kendileri görmelidir. Siyaset ilkelerle yapılır ve cesaret ister. Muhalefet ise bundan yoksun bir siyaset anlayışıyla hareket ediyor. Kürtlere, emekçilere ve demokrasi güçlerine karşı resmi devlet politikasını yürütüyor. Bu açıdan HDP olarak eleştirilerimiz var ve yeri geldikçe bu eleştirileri kendilerine yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
CHP’li Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözleri üzerinden İYİ Parti’nin çıkışını ve yürütülen tartışmalara değinen Temel, seçim sürecine girdikçe birçok şeyin daha da netleşeceğine işaret etti. “İYİ Parti faşist kimliğini ön plana koyarak, Millet İttifakını daha da esir almaya çalışacaktır” diyen Temel, “Burada önemli olan CHP’ye gönül vermiş kimi demokrat çevreler buna rıza gösterecek mi göstermeyecek mi?” sorusuna verilecek yanıt olduğunu belirtti.
‘PARTİMİZ MİLLET İTTİFAKINA DAHİL OLMA GİBİ BİR TARTIŞMAYI HİÇBİR ZAMAN YÜRÜTMEDİ’
“Türkiye bir çıkış yolunun arifesindeyken gladyonun eski tetikçileri tekrar tüm umutları, kendi lehlerine teslim almak için racon kesmek istiyorlar” tespitinde bulunan Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Açıkçası Cumhur ittifakında MHP’nin rolü neyse İYİ Parti’nin de millet ittifakında rolü aynıdır. O da HDP’siz, Kürtsüz bir siyaseti inşa etmeye çalışıyor. Eski gladyo artıkları yeniden racon kesiyor. Bu sebeple partimiz Millet İttifakına dahil olma gibi bir tartışmayı hiçbir zaman yürütmedi. Ama kesinlik dışında kalan ve üçüncü yol siyasetini izleyen bir parti olarak HDP’nin eleştirisi nettir. HDP, olarak şunu söylüyoruz; İYİ Parti Millet ittifakını esir aldığı sürece o ittifakın Türkiye’yi demokratikleşmesi söz konusu bile olamaz.”
‘HDP’NİN KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE EKOLOJİ KONUSUNDA ÇOK GÜÇLÜ BİR PARADİGMASI VAR’
Hem muhalefetin hem de iktidarın HDP’yi sadece Kürtlerden ibaret göstermeye çalıştığını vurgulayan Temel, bu algının bilinçli yaratıldığını dile getirdi. HDP’de sadece Kürtlerin yer almadığının altını çizen Temel, şöyle konuştu: “HDP demokratik ulusu esas alıyor ve önemli bir kısmı Kürt olmayanlardan oluşuyor. HDP sadece Kürtlerden oy almıyor, Türkiye’nin diğer halklarından da oy alan bir partidir. Dolayısıyla HDP bir Türkiye partisidir. Tersi bir algı yaratmak istiyorlar. HDP’yi Kürtler ile sınırlı ve Kürdistan’a sıkıştırmak özenle kurgulanmış bir oyundur. Bu şekilde HDP Türkiye’den koparmak, sadece Kürtlerden oy alan bir partiye dönüştürmek istiyorlar. Evet, HDP Kürt sorunun en öncelikli ve temel sorun olarak görür ve çözümü için çabalar ancak bir Türkiye partisi olarak yoksulluk, doğa talanı, demokrasi ve adalet sorunu, ekonomik krize dair önemli çözüm önerileri var. Her şeyden önemlisi iddialı bir yönetim modeli var. Yani diğer halkların, kadınların, kimlik ve kültürlerin, ekonomik ve ekolojik sorunların çözümüyle de uğraşır. HDP’nin kadın özgürlüğü ve ekoloji konusunda çok güçlü bir paradigması var.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***