DİYARBAKIR- Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Dokuzçeltik Mahallesi’nin, üzerinde 380 ev, cami ve çok sayıda işyeri bulunan 50 dönümlük alanı satışa çıkarıldı.
Diyarbakır- Elazığ karayolu üzerinde bulunan Dokuzçeltik Mahallesi’nin tartışmalara konu olan bölgesi 1970’li yıllarda kurulmuş. Halk arasında ‘Fabrika’ olarak bilinen adını, o dönem bölgede bulunan Tekel Tütün ve Sümerbank İplik fabrikalarından alan bölgeye, önce işçiler yerleşmiş. Ardından çatışmalar nedeniyle köylerinden göç etmek zorunda kalanların da geldiği mahalle, zaman içinde büyüyerek bugünkü halini almış.
Diyarbakır’ın Sur dışında kurulan ilk bölgelerinden olan mahallede bulunan konutların çoğu gecekondu ve tapusuz. Bazı bina sahipleri geçmişte çıkarılan aflardan yararlanarak, tapularını almış.
Belediye hazineye ait yaklaşık 50 dönümlük bu alanı ihaleyle satışa çıkardı. 20 Eylül’de yapılacak ihalede yaklaşık 174 milyon TL muhammen bedel belirlendi. Eğer mahalle satılırsa, yapıların alıcı tarafından 2 yıl içinden yıkılması ve inşaata başlanmasını şartı bulunuyor.
Mahalle sakinleri ne istiyor?
Kimisi 20 yıl, kimisi 30 yıldır aynı yerde yaşayan mahalle sakinleri şaşkın. Belediye yetkilileriyle soruna çözüm bulunması için yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmış. Bir anda evsiz kalma riskiyle yüz yüze kalan mahalle sakinleri taleplerini VOA Türkçe’ye anlattı.
20 yıldır aynı mahallede yaşayan Adem Okur, satıştan bir anda haberdar olduklarını söyledi. 40 yıl önce Tekel Tütün Fabrikası’nda çalışırken ailesine burada ev yapan ve emekli olduktan sonra da mahalleden ayrılmayan Mehmet Güneş, satışa karşı çıkıyor. Yapılan görüşmeleri anlatan Güneş, “Biz satılmasını istemiyoruz, başkasına devredilmesini istemiyoruz. Bu kadar burayı muhafaza ettik, yerleştik, şimdiye kadar bir sahibi çıkmadı. Bizden 250 milyar para istendi, kabul ettik. Sonra bizden faiz alacaklardı. Para, 600-700 bin liraya çıkıyordu. Bu kadar param olsa ben şimdiye kadar daire almıştım kendime. Parayı bankadan bile çekemem” dedi.
Adını söylemek istemeyen bir mahalle sakini ise evlerine karşılık ev istedi.
Babası 50 yıl önce mahalleye taşınan İhsan Tekçi de burada doğmuş. Tekçi de, kendi evlerine karşılık ev istediklerini belirterek, “Bizim ve herkesin bir dairesi var. Burada etinden tırnağından arttırarak yapmış. Biz bir daire istiyoruz, ekstra bir şey istemiyoruz. Bir daireye karşılık bir daire versinler” diye konuştu.
Mahallenin diğer bir sakini Orhan Aydın ise, mağdur olmak istemediklerini ifade etti.
Karara şaşıranlardan Kıymet Tekçi ise taleplerini şöyle dile getirdi: “Biz ev sahibi olmak istiyoruz. Burada bir yıkım olsa da bizi evsiz bırakmasınlar. Talebimiz evsiz kalmamaktır.”
Türkiye’nin neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt bir sorunu olan gecekondulaşma, 1930’lu yıllarda başladı. Gecekondulaşma, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra köyden kente göçün hızlanması ile yoğunluk kazandı. İlk yasa 1948 yılında çıkarıldı. Daha sonra çıkarılan yasalarla gecekondular yasal statüye sahip oldu. Gecekondular özellikle seçim dönemlerinde, siyasilerin oy toplamak için kullandığı unsurlar arasında yer alıyor. Gecekondular için çıkarılan imar afları, gecekondulaşmanın önüne geçilememesindeki en önemli etkenler arasında gösteriliyor.