Daha önce Dağlık Karabağ nedeniyle iki kez savaşa giren Güney Kafkasya’daki iki eski Sovyet cumhuriyeti Azerbaycan ile Ermenistan sınırında 13 Eylül’ün ilk saatlerinde bir kez daha çatışma çıktı.
Hem Bakü hem de Erivan yönetimleri birbirlerini çatışmayı başlatmakla suçladı. Ermenistan 49; Azerbaycan 50 askerinin öldüğünü duyurdu.
Bu son çatışma Salı sabah saatlerinde Rusya’nın, tarafların kendi arabuluculuğunda bir ateşkese vardıklarını açıklamasıyla durmuş görünse de, ilerleyen saatlerde Bakü Erivan’ı sınırda ateşkesi topçu ateşiyle ihlâl etmekle suçladı.
Ermenistan Savunma Bakanlığı, ateşkesin ardından çatışmaların azaldığını, ancak sınırdaki durumun hâlâ “son derece gergin” olduğunu duyurdu.
Peki son çatışma Azerbaycan’dan bakıldığında nasıl görülüyor?
‘Çatışma alışık olunmayan yerde çıktı’
Ermenistan silahlı kuvvetlerinin sınırda Taşkasan, Kelbecer, Laçın ve Zengilan bölgelerinde “büyük çaplı provokasyon yaptığını” ifade eden Azerbaycan, ateş açılan pozisyonları imha etmeye yönelik “sınırlı ve hedefi belli” saldırılar düzenlediğini savundu.
Azerbaycan ve Ermenistan halkı, Dağlık Karabağ’da çatışmaların yaşanmasına alışkın. Bölgede 1988-1994 ve 2020 olmak üzere iki kez savaş çıktı.
Fakat 13 Eylül’de yaşanan çatışmalar -her ne kadar taraflar üzerinde uzlaşmamış olsa da- iki ülkenin sınırında meydana geldi.
Azerbaycan merkezli bağımsız siyasi analist Fuad Shahbazov, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, çatışmaların Dağlık Karabağ’ın dışında, “alışık olunmayan bir yerde” meydana geldiğine dikkati çekti. Bunun nedenini ise şöyle açıkladı:
“2020’deki savaştan önce, Azerbaycan-Ermenistan tarafları genellikle Karabağ bölgesindeki temas hattında karşılıklı ateş açardı. Ama son savaş sona erdiğinden beri şu anda temas hattı yok. Çünkü Azerbaycan, Dağlık Karabağ’ın büyük bölümünü kontrol ediyor.”
‘Bakü Erivan’ı günlerdir ateş açmakla suçluyordu’
Toplum.tv Genel Yayın Yönetmeni Khadija Ismayilova BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, son çatışmayı, Bakü’nün Ermenistan’ı sınırdaki güçlerine ateş açmakla suçlamasının ardından Erivan’a verdiği karşılık olarak yorumluyor:
“Azerbaycan Savunma Bakanlığı günlerdir tansiyonun tırmandığını, Ermeni güçlerinin sınıra mühimmat yığdığını ve sınır görevlilerine ateş açtığını bildiriyor.
“Ermenistan’ın Kasım 2020’de imzalanan anlaşma uyarınca kurtarılmış bölgelerde askeri mevzilere giden yollara mayın döşedikleri de bildirildi. Savunma Bakanlığı misilleme yapılacağı konusunda uyarmıştı.”
Ismayilova, mayın döşendiği ya da ateş açıldığı belirtilen Azerbaycan topraklarına askeri bölge olması nedeniyle gazetecilerin giremediğini ve bu nedenle haberleri bağımsız olarak doğrulayamadıklarını söyledi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Uluslararası Askeri İşbirliği Dairesi Başkanı Tümgeneral Hüseyin Mahmudov, Salı günü ülkedeki askeri ateşelerle bir araya geldiği toplantıda, Ermenistan’ı “barış anlaşmasını ve Dağlık Karabağ’daki çalışmaları geciktirmeye çalışmakla” suçladı.
‘Çatışma başlatmak Azerbaycan’ın çıkarına değil’
Azerbaycan, kendisine bağlı özerk cumhuriyet Nahçıvan’a doğrudan ulaşımını sağlayacak ve Ermenistan topraklarından geçen bir koridor açılmasını istiyor.
13 Eylül’deki çatışma, Zengezur Koridoru olarak adlandırılan bu hattın oluşturulması beklenen bölgenin yakınlarında meydana geldi.
10 Kasım 2020’de imzalanan ateşkes anlaşması uyarınca Ermenistan, Azerbaycan’a toprakları üzerinden Nahçıvan’a güvenli bir ulaşım bağlantısı sağlamayı kabul etmişti.
Azerbaycan koridor talebini bu maddeye dayandırıyor.
Erivan ise, anlaşma metnindeki maddenin Bakü’nün yorumladığı şekilde olmadığını, topraklarından geçecek bir ulaşım bağlantısına razı olabileceğini ancak bunun kendi kontrolünde olması gerektiğini söylüyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, çatışmanın ardından Salı günü Parlamento’da yaptığı konuşmada, Bakü’nün anlaşmayı “çarpıttığını ve bir koridordan bahsettiğini” söyledi.
“Bizim tavrımız şu oldu ve olmaya da devam ediyor: Ermenistan Cumhuriyeti toprakları üzerinden kimseye koridor vermeyi düşünmüyoruz.
“Ancak Ermenistan ve Azerbaycan dahil tüm bölge ülkelerinin bu yolu kullanması fikrinden yola çıkarak Ermenistan Cumhuriyeti toprakları üzerinden yolların açılmasını kabul ediyoruz ve hatta bununla ilgileniyoruz.”
Shahbazov, Zengezur Koridoru hedefinin son çatışmayla ilgili olmadığını düşünüyor:
“Stratejik olarak Zengezur Koridoru’nun önemi eskisi kadar büyük değil. Çünkü İran ve Azerbaycan, toprakları üzerinden Azerbaycan’ın dışarıdaki toprağı Nahçıvan’a erişimine izin veren bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu, Zengezur Koridoru’nu daha az önemli kılıyor.”
“Azerbaycan’ın şu anda sınırın o bölümünde tansiyonu tırmandırmakta bir çıkarı yok” diyen Ismayilova da aynı görüşte:
“Çünkü Azerbaycan, kurtarılmış bölgelerde çok sayıda ekonomik proje başlattı ve uluslararası yatırımcıları buraya davet ediyor. İstikrar ne kadar erken sağlanırsa, bölgeye o kadar çok para akacaktır.”
Ismayilova, tam tersi çatışmanın “koridoru rafa kaldırmak için patlak vermiş olabileceği” görüşünde.
Rusya’nın bu projeye sıcak yaklaşmadığını ve Ermenistan’daki tren yollarını kontrol etmesi nedeniyle Paşinyan’ın istese bile bu projeyi hayata geçiremeyeceğini savunan Ismayilova, “Bu koridor zaten mümkün olmayacaktı. Sınırdaki bu tırmanış, Paşinyan’ın onu engelleyebilmesi için bir bahane” diyor.
Uzmanlar: Halkın çoğu destekliyor
2020’deki savaşın ardından Azerbaycan, Ermenistan yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen Dağlık Karabağ’daki toprakların büyük kısmını geri aldı.
Bakü, askeri olarak avantajlı konuma geldi.
Fakat Ermenistan ve Azerbaycan arasında nihai bir anlaşma imzalanmadı.
Shahbazov’a göre son çatışma Azerbaycan’ın Ermenistan’ı nihai bir anlaşmaya zorlama girişimi olabilir, çünkü Bakü anlaşmayı bölgede “istikrar ve barışın sağlanması için bir fırsat” olarak görüyor:
“Azerbaycan açısından Ermenistan, Kasım 2020’de imzalanan ateşkes anlaşmasını uygulamaya ihtiyaç duymadı. Sınırlar hâlâ kapalı, barış anlaşması yok. Savaş sırasında kaybolan askerlerin cenazelerinin veya esirlerin değişimi gibi bazı küçük değişiklikler dışında sahada gözle görülür bir sonuç yok.”
BBC Türkçe’ye konuşan iki uzman Azerbaycan halkının çoğunlukla yönetime askeri konularda destek verdiğini söylüyor.
Shahbazov, “Kamuoyunda büyük bir tepki yok. İnsanlar bunu sosyal medyada tartışıyor, ancak kitlesel bir miting ya da büyük bir muhalefet söz konusu değil. Genç kuşaktan az sayıda insan, Azerbaycan’ın eylemlerinin Azerbaycan’a karşı tam ölçekli savaşı tetikleyebileceğini söyleyerek nazikçe eleştiriyor. Ancak genel bir tepki yok” diyor.
Muhalefet partilerinin de hükümete destek verdiğini söyleyen Shahbazov bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Ermenistan’ın toplumdaki imajı çoğunlukla olumsuz. 30 yıllık çatışmadan sonra, hem muhalefet hem de hükümet organları onu işgalci bir ülke olarak görüyor. Dolayısıyla Ermenistan’a karşı herhangi bir askeri harekat ulusal güvenlik meselesi olarak görülüyor.”
Hükümetin 2020’den sonra çatışmanın bittiğini söylediği ancak bu doğru çıkmadığı için hükümete öfkeli bir kesimin de olduğunu söyleyen Ismayilova, 30 yıl süren ateşkes “can almaya devam ettiği için” halkın genelinin nihai barışla sonuçlanabilecek askeri adımları desteklediği görüşünde:
“Azerbaycan toplumu savaştan bıktı. Sonuncusunda 3 binden fazla kaybımız var. Bu büyük bir yara. Fakat müzakereler yoluyla mümkün olmadığı için bölgede barışın zorla sağlanması gerektiğine dair bir anlayış da var.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***