Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) tarafından kuruluşu ilan edilen Emek ve Özgürlük İttifakı’nın “Yol Haritası” açıklandı. Haliç Kültür Merkezi’nde binlerce kişinin katılımıyla açıklanan deklarasyonda, ülke sorunlarına köklü çözüm önerileri yer aldı. İttifakta yer alan parti ve kuruluşlar tarafından yapılan açıklamalarda ise ortak mücadele hattı öne çıktı.
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, ittifak ve açıkladığı “Yol Haritası”nı Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
‘ESAS İŞ YEREL YEREL, İL İL, ALAN ALAN BU İTTİFAKI GENİŞLETMEK’
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, ittifak partilerinin toplumsal mücadele içerisinde yer alan bütün dinamikleri arkalarına alarak yola çıktığını belirtti. Başından bu yana ittifakı “Halkların Toplumsal Mücadele İttifakı” olarak tanımladıklarını kaydeden Yüce, işçi ve emekçilerin, yoksul köylülerin, ezilen ve yok sayılan Kürtlerin, inançları yok sayılanların, kadınların ve doğa savunucularının ittifak içerisinde yer aldığını kaydetti. Yüce, “Bugün tüm krizlerin nedeni olarak gösterdiğimiz AKP ve MHP iktidarının oluşturduğu Cumhur İttifakı’na ve restorasyoncu anlayışa sahip olan Millet İttifakı’na karşı yola çıktık. Bizler bunların dışında gerçekten halkların özne olduğu, kendi sesini, kendi mücadelesini hayata geçirdiği bir ittifak için yola çıktık. Bu bir başlangıç. Bundan sonra esas iş yerel yerel, il il, alan alan bu ittifakı genişletmek” diye kaydetti.
‘ÜÇÜNCÜ YOL UMUT OLDU’
Halkların iki kutuplu ittifaklara karşı seçeneksiz olmadıklarını gösterdiklerini söyleyen Yüce, sundukları Üçüncü Yol’un aynı zamanda umut yarattığını kaydetti. Yüce, ittifak ile “Üçüncü Yol”u inşa edeceklerini belirterek, “Bu ittifak Üçüncü Yol’un inşası için önemli bir adımdır. O yüzden bu bir umut oldu. Bence ilerleyen süreçlerde alanlarda çalışmalar yürüttükçe daha fazla umudu büyütecektir bu ittifak. Çünkü bu daha başlangıçtı. Salonda da bunu gördük, direnen işçiler, emekçiler, Kürt halkı, barış anneleri, kadınlar, ekolojistler ve sosyalistler hepsi salondaydı. Bu anlamıyla geniş bir ittifak olduğunu görüyoruz. Şimdi bunun ayaklarının daha sağlam basması için mücadele etmek zorundayız” diye konuştu.
Deklarasyonda Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünün mümkün olacağına vurgu yapıldığını söyleyen Yüce, “Biz çözeceğiz. Yani biz çözeceğiz derken, halklar demek istiyoruz. Biz, ‘Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın yok sayma politikasına karşın bu sorun Türkiye’nin temel sorunlarından bir tanesidir ve bu sorun çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşmesi aslında mümkün değildir’ mesajını verdik” ifadelerini kullandı.
BİRDAL: UMUT VE GÜVEN YARATTI
İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ise, ittifakın açıkladığı deklarasyonu “halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış beklentilerine karşılık verici bir program” olarak nitelendirdi. Programın umut, güven ve heyecan yarattığını ifade eden Birdal, böylesi bir ittifakı Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) çatısı altında kurduklarını dile getirdi. Birdal, “Bugünü bence o 1995’in ruhu, dirilişi olarak ifade edebiliriz. Bu daha kapsayıcı bir buluşma. Bugün Meclis’te çok güçlü bir temsiliyet var ve şimdi bu ittifak ile daha da güçlü bir temsiliyet olacak. Bunu daha da güçlendirebiliriz. Bu yola çıkışın şimdi seyircileri, izleyicileri olacak yol kenarında. Önemli olan onlara güven verip, onların da bu yürüyüşe katılmalarını sağlamak gerekiyor” diye konuştu.
Birdal, seçimler öncesi olası tehlikelere işaret ederek, “Türkiye konjonktür olarak savaş politikalarına endeksli. Eğer savaş, çatışma çıkarsa, bunun yaratacağı kaotik bir ortamda OHAL falan ilan edilecek olursa, bu seçimlerin demokratikliği, serbestliği ve güvenliği kalmaz. İşte biz bunu anlatabilmeliyiz. Örneğin bugün soğanın ve patatesin pahalılığından yakınan halkımıza, bunun savunma ve güvenlik harcamalarının sonucu olduğunu anlatmalıyız. Savaş karşıtlığını toplumsallaştırmalıyız. İşte o savaş karşıtlığının toplumsallaşması, sandığa demokrasi olarak, adalet olarak, insan hakları olarak ve eşitlik olarak gidecektir” ifadelerini kullandı.
TÜM MUHALİFLERE ÇAĞRI
“Şimdi her alanı, her sokağı Emek ve Özgürlük İttifakı’na dönüştürmeliyiz” diyen Birdal, sanatçıların ve aydınların da ittifaka katılması gerektiğini söyledi. Toplumun farklı kesimlerini de ittifaka güç vermeye çağıran Birdal, şunları söyledi: “Türkiye’de hiçbir demokratikleşmenin adımı atılamıyor. Bakın önceki gün yaşandı; Bir cehennem günüydü. Yani Apê Musa’nın katilleri, failleri belli. 30 yıl sonra zaman aşımına uğratıldığı ileri sürülerek dosya kapatıldı. Aynı gün hakikat ve adalet arayıcıları olan Cumartesi Anneleri darp edildi ve dayanışmacıları gözaltına alındı. Aynı gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın duruşması gizlendi ve kaçırılmaya çalışıldı. Sivas, Madımak Katliamı dosyaları kapatıldı. O nedenle bütün ezilen emekçi halklar bu ittifakın büyütülmesi için çalışmalıdır. Böyle olursa sandıktan umut ve güven çıkar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***