Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Fikret Kileci, döviz kurunun çok hızlı değişmesiyle artık çok sık plan değiştirdiklerini vurgulayarak, “Şu an dolarla ithal edip TL ile üretip euro ile sattığımız ürünler var. Burada euro eksi yazıyor. Maalesef artık çok kısa periyotlarla hesap yapmak durumundayız. Her an maliyetler değişiyor, artık yıllık ya da altı aylık plan yapamıyoruz, planlarımızı haftalık revize ediyoruz” dedi.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, ihraç edilen her ürünün sigortalanması ve çok ciddi hesap yapılması gerektiğini aktaran Kileci, “Şu anda en büyük handikapımız herkesin elinde çok yüksek maliyetli hammadde stoğu var. Emtia fiyatları düşüyor. Pamuk 4 dolara çıktı sonra kilosu 2 dolara indi. Uzun soluklu planlar işe yaramıyor. Tabii ki stok yapacaksınız ama hesap kitaba göre yapın. Finansınızı ona göre ayarlayın” dedi.
Şu anda sanayicinin ihracatçının en büyük problemlerinden birinin enflasyon muhasebesi olduğunu anlatan Kileci’nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Gerçekten hesaplara baksanız herkes teknik iflasa gidiyor. Mesela benim bugün bankaya 5 milyon dolar borcum var ve bu 100 milyon TL yapıyor. Benim beş ay sonra bu 100 milyon TL, kur artışına bağlı 120 milyon TL’ye çıkıyor Ama benim buna ayırdığım karşılıklar yerinde sayıyor. Ödediğim halde borcum artıyor. Benim bankaya teminat olarak gösterdiğim demirbaşlarımın da aynı şekilde değerlenmesi lazım. 10 milyonluk mülkünüzü götürüyorsunuz ekspertiz 3 milyon TL değer biçiyor ve o borç bitene kadar yerinde sayıyor.
KREDİ MUSLUKLARI AÇILMAYACAK
Uzunca bir süre bu kredi muslukları eskisi gibi açılmayacak. Krediyi eskisi gibi rahat bulmayacağız. İki yıl önceki ya da bir yıl önceki kredi yapısına ulaşılmayacak. Bizim tek handikapımız şu oldu; krediler kesilecekse yavaş yavaş kademeli kesilmeliydi.
Bu yıl Türkiye’nin yıl sonu ihracatı 258 milyar dolar civarında olur. ABD, Amerika, Uzakdoğu’ya ihracatımızda artış var; AB’de durgunluk sözkonusu. Avrupa’da resesyon kaynaklı sipariş iptalleri olmasaydı bu yılki ihracat 285 milyar doları bulabilirdi.
Türkiye ihracatının yüzde 70’i AB’ye bu birden yüzde 20’ye inerse ciddi sorun. Kademeli olarak iner diğer pazarlar da kademeli artarsa sorun olmaz. Tüm resesyon kaygılarına rağmen biz o pazarlara yönelik temel ihtiyaca dönük kaliteli ürün satmaya çalışıyoruz.
Türkiye meyve sebze hariç her üründe net ithalatçı konumda. Her an maliyetler değişiyor. Enerji sorununu şöyle ya da böyle çözmemiz gerekiyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***