Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) verilerine göre yılın ilk altı ayında 226 sağlık çalışanı şiddete maruz kaldı.
2 bin 124 sağlık çalışanı ile gerçekleştirilen Sağlıkta Şiddet Araştırması’nın sonuçlarına göre her 4 sağlık çalışanından 1’i fiziksel şiddet görüyor.
Son dönemde sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet ve yaşanan hekim ölümleri, ekonomik sıkıntılar ile yurttaşların hastanelerden randevu alamaması gibi pek çok soruna karşı uzunca bir süredir sağlıkçılar seslerini duyurmaya çalışıyor.
Yakın dönemde CHP’nin sağlıkta yaşanan bu sorunlarla ilgili 120 milletvekilinin imzasının bulunduğu dilekçeyi TBMM Başkanlığı’na sunması üzerine, Genel Kurul olağanüstü toplanıyor.
Euronews’e konuşan Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, sahada tüm bu sorunların muhatabı olan hekimler olarak aylardır sokaklarda eylemlerde olduklarını fakat Sağlık Bakanlığı’nın randevu taleplerine dönmediklerini söylüyor.
’Sağlıkta yaşanan bu sorunlara karşı önlem alınmazsa bu sarmal giderek büyür. İktidar bu konunun önemini bile kavramış değil, aylardır sahadayız anlatmaya çalışıyoruz. İş bıraktık, taleplerimizi ilettik. Fakat aylardır Sağlık Bakanlığı randevu taleplerimize bile dönmedi. Meslek Odaları ile görüşmek yerine sosyal medya fenomeni olan hekimlerle görüşmeyi tercih ettiler. Buna da lafım yok ama biz meslek örgütüyüz.’’
”Sorunların temelinde 20 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm projesi var”
Sadece hekim ve sağlık çalışanları açısından değil, yurttaşların sağlık hizmetine erişiminin de mümkün olmadığını dile getiren TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, ‘’Sistem çökmüş durumda. Ne biz verdiğimiz sağlık hizmetinden memnunuz, ne de vatandaş aldığı sağlık hizmetinden memnun’’ diyor.
‘’Bunların temelinde 20 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm projesi var. O zamanlar bu büyük bir proje olarak anlatıldığında, bu projenin yürütülemeyeceğini söylemiştik. Aile hekimliği getirildi, kamu hastaneleri birliği ve şehir hastanelerine geçildi. Tüm bunlar sağlıkta çöküşü başlattı.’’
Son dönemlerde hastaların randevu alamamalarının da şimdiye kadar uygulanan sağlık politikalarıyla ilintili olduğu düşüncesinde Doç. Dr. Ali İhsan Ökten.
‘’Hastanelerde kuyruk dönemini bitirdik’’ diyorlar fakat insanlar evlerinde kuyrukta bekliyor diyen Ökten, yaşanan hekim istifalarının da bu kuyruğun nedenlerinden biri olduğunu ifade ediyor.
’’Hastalar randevularını aylar sonraya aldığı gibi evlerinden kilometrelerce uzakta tedavi olabiliyorlar. Randevu alamayan hastalar var, bu da yetmiyor iktidar randevuları da kaldırdı. Ve bizi de bu sorunu çözmek için her üç dört dakikada bir hasta bakmaya zorluyor. Hastanelerdeki kuyruğu bitirdik diyorlar fakat bu insanlar evlerinde kuyruk bekliyor. Sistem randevu vermediği için de vatandaş acile başvuruyor. Çok fazla gereksiz başvuru oluyor acillere. Her gün iki bine yakın hasta oluyor buralarda. Sıra bekle denildiğinde ise bu kez şiddet ortaya çıkıyor. Biz zaten kapasitemizin üstünde çalışıyoruz, bunların sorumlusu biz değiliz. Ayrıca on bin hekim istifa etti, iş yükü kalanların üstüne bindi. Randevuların gecikme gerekçelerinden biri de bu istifalar. Bunların nedeni sağlıkta dönüşüm projesinin yarattığı kışkırtılmış sağlık politikaları. Bakanlık da bunu görüyor ama çözecek gücü yok, günlük önlemlerle geçiştiriyor.’’
Bu sorunun çözümünün sağlıkta dönüşüm projesi ve şehir hastanelerinden vazgeçme olduğunu ifade eden Ökten, bir an önce koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyip, birinci basamağın kuvvetlendirilmesi gerektiği görüşünde.
İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan ise meselenin tek başına hekim sorunu olarak görülmesinin yanlış olduğunu dile getiriyor.
Bunun bir sistem sorunu olduğunu düşünen Erdoğan’a göre hekimler desteksiz bırakıldı ve yapmamaları gereken her şeyi yapar hale geldi.
‘’2002’den sonra başlayan ve 2005-2006’dan sonra gündeme sokulan sağlıkta dönüşüm politikalarının baştan iflas edeceği çok belliydi. Şimdilerde ise tıp eğitiminden tutun da emekli hekimlere kadar sorun içindeyiz. Yeterli kadro olmadan yüzlerce tıp fakültesinin açılması, hasta görmeden mezun olanlar, liyakatsız atamalar, birinci basamağın özelleştirilmesi, hastanelerde performans sistemi, özellerin çığ gibi büyümesi gibi pek çok sorun söz konusu. Tüm bunlar yoksul vatandaşı kamuya hapsetti fakat kamudaki hekimler ve personel çöktü. Hekimler son derece desteksiz kaldı, yapmamaları gereken her şeyi yapar hale geldiler.’’
”Hekimler, hasta yoğunluğu ve performans sistemi nedeniyle kamu hastanelerinden kaçıyor”
Hekimlerin ekonomik olarak güvencesiz bırakıldığını belirten İTO Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan’a göre yaşanan diğer sorunlarla birlikte hekimlerin performansa mahkum edilmeleri kamudan özel hastanelere geçişi hızlandırdı.
‘’Hekimler yer değiştiriyor, İstanbul Tabip Odası’na her gün beş altı hekim özele geçiş için başvuruyor. Kamudan kaçıyor hekimler. Bu sıkışmışlık, hasta yoğunluğu ve performans sistemi nedeniyle… Ne hekimler verdiği hizmetten mutlu ne de vatandaş aldığı hizmetten mutlu. Hekimlerin ekonomik sorunları var, performansa mahkum edildiler. Güvenceli gelirleri yok.’’
Toplumda genel olarak artan şiddetin hedefine hekimler oturtulduğunu düşünen Prof. Dr. Nergis Erdoğan, şiddetin en önemli sorun olduğunu ifade ediyor.
‘’Şiddet son derece önemli bir sorunumuz. Bununla birlikte hekimliğin itibarı kalmadı. Söylemler ortada, deniliyor ki; ‘Doktor efendi dönemi bitti’. İşte öyle olunca da gidiyorlar işte. İtibarları iade edilse, ekonomik ve tıbbi koşullar düzelse neden gitsinler? Mesele tek başına hekim sorunu değil, sistem sorunu. Üç temel dayanağı var; mesleki doyum, itibarlarının geri verilmesi ve ekonomik desteğin bir an önce hekimlere sağlanması.’’
Önlem alınmazsa tüm Türkiye’de işlerin daha da zorlaşacağının altını çizen İTO Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan bir an önce hekimlerin koşullarının düzeltilmesini, kamu ağırlıklı reformlara geçilmesini ve Şehir hastaneleri projelerinden vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor.
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE – DİLEK GÜL
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***