Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı büyükelçi ataması kararıyla ilgili “Teröristle asla normalleşme olmaz. Filistin topraklarını işgal etmeyi, Filistinli Müslümanları katletmeyi bir rutin haline getiren terörist devleti resmi olarak tanımak ve İsrail’e büyükelçi atamak, emin olun, gaflet değil bir ihanet vesikasıdır” dedi.
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Türkiye İsrail ilişkileri çerçevesinde dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail Başbakanı Yair Lapid ile yaptığı telefon görüşmesinde, yeni büyükelçinin atanması konusunda gerekli adımları en kısa sürede atılacağının ifade edilmesine tepki gösterdi. Karaduman, şöyle konuştu:
‘İSRAİL SADECE FİLİSTİNLİLER İÇİN DEĞİL BÜTÜN İNSANLIK İÇİN BİR TEHDİTTİR’
Kuruluşu misyonu ve icraileriyle hiçbir zaman meşruiyet kazanamayacak azılı katil İsrail, aldığı destekler ile insanlık onurunu adeta ayaklar altına almaktadır. Terörist İsrail, uluslararası güçler tarafından kınanmaktan öteye geçmemiş ve herhangi bir yaptığım uygulanmamaktadır. Uluslararası yaptırım gücü olan oluşumların sessizliğinden daha da cesaret almaktadır. Bu şebeke aldığı cesaretle Gazze’yi yıllar boyu adeta bir açık hava hapishanesine dönüştürmüş ve orada yaşayan milyonlarca Müslümanı ölüme mahkûm etmiştir. İsrail sadece Filistinliler için değil bütün insanlık için bir tehdittir. Coğrafyamızı tarumar edecek olan arzı mevut hedefi doğrultusunda yakıp yıkmaktan; yaşlı, çocuk, kadın ve bebek demeden masum insanları katletmekten geri durmamaktadır. Yaşanan ve yaşanmakta olan bunca vahşete ve bunca katliama rağmen ülkemizle terörist İsrail arasındaki ilişkiler günden güne daha da güçlendirilmiş ve ne yazık ki normalleştirmeye çalışılmıştır.
‘İSRAİL’E BÜYÜKELÇİ ATAMAK, GAFLET DEĞİL BİR İHANET VESİKASIDIR’
Bunun son örneği olarak dün yapılan açıklamayla, Türkiye’nin İsrail’e büyükelçi atayacağı ifade edilmiştir. Terörist İsrail’e büyükelçi atanması, İsrail’le ilişkilerin normalleşme düzeyine çıkarılması, Filistin davasına ihanetten ve katliamları meşru ulaştırmaktan başka hiçbir anlam taşımayacaktır. Saadet Partisi olarak bu durumu kabul etmemiz asla mümkün değildir. Teröristle asla normalleşme olmaz. Filistin topraklarını işgal etmeyi, Filistinli Müslümanları katletmeyi bir rutin haline getiren terörist devleti resmi olarak tanımak ve İsrail’e büyükelçi atamak, emin olun, gaflet değil bir ihanet vesikasıdır. Siz, ‘dün dündür bugün bugündür’ diyerek kendinizi kandırabilir, kendi vicdanlarını susturabilirsiniz ancak bu milleti kaldıramayacak ve bu milletin vicdanını susturamayacaksınız. Tarih azılı teröristleri turkuaz halılarla atlı süvariler ile nasıl karşıladığımızı ve mazlum Filistin halkına nasıl ihanet ettiğinizi kayıt altına almaya devam ediyor.
‘HÜKÜMETE YAPTIĞI YANLIŞLARDAN GERİ DÖNMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM’
Hükümete yaptığı bu yanlışlardan bir an önce geri dönmelerini tavsiye ediyorum. Müslüman coğrafyada işgaller ve katliamlar sürerken, İslam ülkelerinin bu işgallere ve katliamlara sessiz oluşu ve ortak bir tavır sergilemekten yoksun oluşlarını da büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz. Bu, sessizlik ve parçalanmışlıktan cesaret alan İsrail ve en büyük destekçisi ABD, Suriye ve Mısır gibi yerleri işgaline devam etmekte ve bu toprakların kendi sınırları içerisinde olduğunu adeta bütün dünyaya dayatmaktadır. Ortaya çıkan sonuç şudur ki, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı söylemleriyle milletimizin memnun etme yoluna giderken icraatlarıyla da terör devleti İsrail’i memnun etmekten başka bir çabayı ortaya koymamaktadır.
‘BİZİM MESELEMİZ DOĞU KUDÜS VEYA BATI KUDÜS DEĞİL ÖZGÜR KUDÜS’TÜR’
Kudüs bütün bir şekilde Filistin’in başkenti olarak ilan edilmelidir. İslam ülkeleri ve diğer ülkeler de buna teşvik edilmeli ve bunun için gerekli adımlar atılmak suretiyle kamuoyu kamuoyunun oluşturulması gerekir. Bu adımların atılması bugün özellikle her gün Filistin’de Müslümanların katledildiği bu süreçte hayati bir önem taşımaktadır. Elbette Filistin Gazze’den ibaret değildir. Saadet Partisi olarak bizim meselemiz Doğu Kudüs veya Batı Kudüs değil özgür Kudüs’tür. Filistin’in sadece bir kısmının değil, topyekun bir şekilde tamamının bağımsızlığı meselesidir. İktidar inşallah bu noktada yanlışından bir an önce döner ve Filistin davasına ihanet etmekten de bir an önce geri duracak adımları hayata koymuş olur. (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***