İSTANBUL- ESP ve SKM üyelerinin tutuklanmasını komplo olarak tanımlayan siyasi parti temsilcileri, iktidarın baskı ve saldırılarına karşı dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ESP ve Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Deniz Aktaş, Ebru Yiğit, Mert Unay ve Nurcan Güllübudak’ın tutuklanmasına ilişkin Beyoğlu’nda bulunan Cezayir Lokantası’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi Sözcüsü Erkan Tepeli, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, ESP Eş Genel Başkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul Eş Başkanı Roni Güner, Kaldıraç, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Yeşil Sol Parti, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri ve çok sayıda hak savunucu katıldı.
Toplantıda, “Komplolar sökmedi, sökmeyecek” ve “Politik özgürlüğü kazanacağız” yazılı pankartlar asıldı. Toplantı, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yanı sıra hak savunucularının uğradığı şiddet, gözaltı ve tutuklamayı yansıtan sinevizyon gösterimiyle başladı.
‘ÇÖKTÜRME PLANI’NA DİKKAT ÇEKTİ
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, iktidarın özgürlük, ekmek ve barış isteyen herkese düşman olduğunu söyledi. Devletin saldırganlığı ile sürekli karşı karşıya kaldıklarını belirten Tümüklü, “2014 Çöktürme Planı ardından kitle katliamlarının, gözaltı, tutuklama, kent yıkılmalarının, sokak infazlarının, gözaltında kaybetme saldırıları ile binlerce yıllık hapis cezası ile sindirme sürecini yaşadık. İktidar, son dönemde bu saldırıyı bir ölüm kalım savaşına çevirmiş durumda. Böyle bir saray rejimi ile karşı karşıyayız” dedi.
İktidarın 2023’e giderken savaş düzenine göre hazırlandığını dile getiren Tümüklü, “Hem ekonomik hem de siyasal anlamda yaşadığı krizin rejimin krizinin derinleşen çelişkilerinden fışkıran öfkenin karşı çıkışın, alternatif ve arayışların karşısında bir düşman pozisyonu almış durumda” diye konuştu.
KOMPLO DÜZENLENDİ
Partililerin tutuklanmasının komplo olduğunu ifade eden Tümüklü, “Mücadelemizin karşısında bir düşman rejimi var. Özel olarak devrim mücadelesinde ölümsüzleşen ya da devrim mücadelesine hayatını adamış ve onların uğurlanmasına saldıran bir rejim gerçeği var. Kürdistan’da mezar taşlarını kıran, gerilla cenazelerini Kilyos’ta kaldırıma gömen, İçişleri Bakanı eliyle sarı torbaya konulan ve değersizleştirme kuşatmasıyla karşı karşıya kaldık” diye belirtti.
Komplonun bir devlet geleneği olduğunu dile getiren Tümüklü, bugün de yeni bir türüyle karşı karşıya olduklarını kaydetti. Gözaltı esnasında kameraların bir bölümde kapatıldığını ve evde bulunduğu iddia edilen bombaların yerleştirildiğini dile getiren Tümüklü, bununla tutuklamayı garantilemeye çalışıldığını söyledi.
GÖZALTINDA DELİL ÜRETİLDİ
ÖHD üyesi Avukat Eda Önal, gözaltı ve tutuklanmayı “siyasi soykırım” olarak nitelendirdi. Suç üretilmeye çalışıldığını dile getiren Önal, gözaltı esnasında kameraların kapatıldığı ve suç üretildiğini belirtti. Aramaların hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını ifade eden Önal, aynı zamanda gözaltına alınanların savunma ve hukuk haklarının da engellendiğini söyledi. Önal, müvekkillerinin iktidara yakın medya tarafından hedef gösterildiğini belirterek, “Yaşananlar ve bu durum hukuki bir sürecin işletilmediğinin göstergesidir. İçinde bulunduğumuz siyasi atmosfer tüm muhalif kesimlere olduğu gibi ESP ve SKM’nin legal faaliyetleri delil üretilerek kriminalize edilmeye çalışılmaktadır” dedi.
ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİ
Gözaltına alınan kadınların İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak aramaya maruz kaldığını aktaran Önal, “Kadınlar erkek polislerin de içinde bulunduğu bir grup polis tarafından çıplak arama işkencesine maruz bırakılmışlardır. Görüldüğü üzere çıplak arama işkencesi halen eril bir şiddet biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle çocuklara, kadınlara LGBT+lara özel bir politika uygulamaktadır. İnsan onuruyla bağdaşmayacak bir biçimde erkek polislerin de eşlik ettiği çıplak arama bir insan hakkı ihlali ve cinsel işkencedir” şeklinde konuştu.
SORUŞTURMA AÇILMALI
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, çıplak aramayı insanlık suçu olarak tanımladı. Bu tür yaklaşımların münferit olmadığını dile getiren Akdeniz, tüm emek, özgürlük ve demokrasi güçleri temsilcilerine yönelik bir sindirme politikası olduğunu kaydetti. Akdeniz, “Bunun karşısında olacağız. Etkin bir soruşturma yürütülmeli. Bunun olması elbette kamuoyunun baskısına bağlı. Dayanışma içinde olacağız” diye belirtti.
AMAÇ DEĞERSİZLEŞTİRMEK
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, polisin tutumuna tepki göstererek, kadınlara yönelik yapılan gözaltı ve tutuklamayı baştan aşağı komplo olduğunu söyledi. Birol, “Bu salonda bulunan herkesin ‘böyle bir şey olmaz’ dediği bir şey değil. Devrimcilerin güçlenmesini engelleyen sistematik bir saldırıdır. Bunu bertaraf edilmesi de yine devrimcilerin işidir. Bu saldırının bir amacı var. Bu saldırı aslında değiştirme gücü olanlara yöneliktir. Toplumun gözünde bu mücadeleyi verenleri değersizleştirmek, güçsüz göstermek ve onunla olan mesafesini büyütmektir. Bu aklı biliyor ve tanıyoruz. Bu aklın olanakları ile neler yapabileceğini biliyoruz” dedi.
HİÇBİR ZAMAN YENİLMEDİLER
TÖP Sözcüsü Perihan Koca da gözaltı ve tutuklamaların ardından dayanışmanın önemli olduğunu ancak gelinen aşamada bunun yetmediğine dikkat çekti. Buna karşı yapısal bir yan yana gelişle karşı konulabileceğine dikkat çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet şiddetinin tümüyle, tüm çıplaklığıyla serbest bırakıldığı bir momentin içindeyiz. Toplumun her ögesine yönelik bir saldırı, savaş açılmış durumda. Halklara çıkışsızlığı dayatan bir iktidar ve devlet gerçekliği ile karşı karşıyayız.”
Demokratik halkçı bir seçeneğin mümkün olduğunu ve halk güçlerinin faşizmin karşısında arayışlarını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Koca, “Devrimciler Türkiye ve dünyada sürekli saldırılara maruz kaldı. Hep savaştılar ve hiçbir zaman yenilmediler” diye kaydetti.
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, SYKP İstanbul Eş Başkanı Roni Güner, Kaldıraç, KÖZ, Yeşil Sol Parti ve pek çok siyasi parti temsilcisi de söz alarak, tepkilerini ve bu saldırılara karşı çözüm önerilerini paylaştı.
‘YAN YANA GELMELİYİZ’
ESP Özlem Gümüştaş ise gözaltı ve tutuklamanın ardından gösterilen dayanışmaya dikkat çekerek, üye ve yöneticilerine yönelik saldırıların uzun zamandır sürdüğünü dile getirdi. Gümüştaş, şunları söyledi: “Bu komployu boşa çıkaracağız. Faşist iktidarın saldırganlığı artıyor. Bu nedenle değerlerimizi ortaklaşa savunmak zorunluluğu vardır. Buna dair görüşmeler yapmayı sürdüreceğiz. Aynı zamanda bu sadece bize yöneltilen bir saldırı değildir. İktidar da bunu öyle görmüyor. Bu nedenle politik mücadeleyi daha da büyütmek gerekiyor. Sıklıkla dile getirdiğimiz yan yana gelme formunu geliştirmemiz gerekiyor. Süreç bunu bizden bekliyor.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***