VAN – İktidarın kan kaybettiğini ve bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırdığını belirten HDP Milletvekili Muazzez Orhan, “Saldırıların asıl hedefi Kürtler ve kazanımlarıdır” dedi.
Kürt sorununda çözümü savaş politikalarında arayan Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nde istediği sonucu alamayınca Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı arayışlarına girdi. Tahran ve Soçi’de saldırı için onay alamayan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik suikast saldırılarını sürdürüyor. 19 Temmuz ile 19 Ağustos tarihleri arasında Kuzey ve Doğu Suriye yönelik Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) saldırılarında 39 kişi yaşamını yitirdi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, Kürt halkının kazanımlarının hedef alındığını söyledi.
İKTİDAR KAN KAYBEDİYOR
Saldırıların Kürt düşmanlığının devamı olduğunu dile getiren Orhan, “Türkiye’de ne zaman bir kriz, bir çıkmaz olsa, ne zaman Türkiye halklarının itirazı yükselse, Kürt halkı üzerinden bir savaş politikasıyla yine toplum bastırılmaya, sindirilmeye çalışılıyor. AKP, sadece Kürtlerin değil, Türkiye halklarının iradesini tanımayan ve sadece iktidarını, saltanatını devam ettirme politikası yürütüyor. Seçimler yaklaşıyor, iktidar kan kaybediyor. Toplumda ciddi bir güven sorunu yaşanıyor ve iktidar çöküşünü yine savaş politikalarıyla kurtarmaya çalışıyor” dedi.
HEDEF KÜRT KAZANIMLARI
Türkiye’nin işgal anlayışıyla Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırdığını ifade eden Orhan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın “Suriye’nin kuzeyinde bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetleri, bir taraftan da Özgür Suriye Ordusu, orada bir Kürt devleti kurdurmamak için ayrı ayrı mücadele ediyorlar” açıklamasını hatırlattı. Orhan, “Yani ‘Orada Kürtler dışında herkes yaşayabilir diyor. Bu nedenle iktidar, Kürt varlığını yok etmek için her yolu deniyor. Kürtler olmadan bir Suriye politikası yürütmek istiyorlar. Kürtler orada bir statü elde etti ve tüm dünyanın örnek aldığı gıptayla baktığı bir direniş sergiledi. Kürtler orada halkların birlikte, özgürce, kendi kültürüyle, kendi dili, inancıyla, özgürce yaşayabileceği bir sistem oluşturdu. Ancak ‘Kürt anasını görmesin’ politikasında ısrar ediyorlar” diye konuştu.
TECRİT POLİTİKASI
Kürtlere yönelik saldırıların Kuzey ve Doğu Suriye ile sınırlı olmadığını belirten Orhan, “Bir taraftan Başur’a, Rojava’ya operasyonlar yapılırken, bir taraftan da ülke tecrit politikasıyla yönetilmeye çalışıyor. Tüm cezaevleri bu politikaların mağduru, hak ihlalleri had safhada, Kürt siyasetçiler rehin tutuluyor, hasta tutuklular tedavi edilmiyor. Aysel Tuğluk’un durumu ortada, yani her yönüyle Kürt varlığını hedef alan bir politika var. Bu da yüzyıllardır süren Kürt inkarı politikalarının devamıdır” ifadelerini kullandı.
KÜRTLER BİRLİK OLMALI
Saldırılara karşı uluslararası sessizliği eleştiren Orhan, şunları söyledi: “Burada da çıkarlar neticesinde zaman zaman sessiz kalınıyor, göz yumuluyor ve Türkiye bundan cesaret alıyorlar. Bu duruma karşı Kürtlerin birlik olması gerekiyor. Bir halk ulusal birliğini sağlayamazsa, elbette bu yönelimlere karşı savunmasız kalır, bu yönelimleri kesemez. Bütün dünya halklarına, insanlıktan yana olan tüm kesimlerin Kürt halkıyla dayanışma içinde olması gerekiyor.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***