HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ülkenin geldiği durumu özetlerken, “Hepimiz aynı gemideyiz. Batarsak aynı gemideyiz” diye konuştu. Bu sözler sıradan insanların üzerine daha çok yük bindirileceğinin ve para kontrolünde yeni bir aşamaya geçileceğinin habercisi.
Erdoğan, dün 2 saat 45 dakika süren kabine toplantısının ardından ülke gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Meraklıları öteki konulara ilişkin bütün ayrıntılara ulaşabilir. Ben sadece ekonomik konularda söylediklerine ilişkin birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Birincisi ekonomi teori ve uygulamalarının fizik ve matematik gibi her yerde geçerli kurallarının olmadığını söyledi. Öncelikle bu son derece yerinde bir tespit.
İroni anlamında söylemiyorum. İktisat, İngiliz asıllı Lionel Robbins’in yaptığı, “Ekonomi bilimi, kıt kaynakların alternatif kullanım imkanlarını inceleyen bilimdir” sözünden çok öte bir yerde artık.
Üretim, dağıtım, ticaret, tüketim, değişim ve bölüşüm etkinliklerini inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanan ekonomi/iktisat, konusu rakamlar olsa da esas itibariyle bir sosyal bilimdir.
Ancak ne var ki, yaptığı bu tespitin dışında ekonomiyle ilgili söylediklerinin içinde doğru olan bir ifade yoktu dense yanlış olmaz. Bunların en yanlışıysa; “Hepimiz aynı gemideyiz” diye başlayan cümleydi:
‘’Vatandaşlarımızdan ve iş dünyamızdan tek ricam, kendi ülkelerine ve kendi paralarına güvenmeleri. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Su alırsak hepimiz boğuluruz.”
Erdoğan: Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Ekonomi üzerinden açılan deliklerden su alarak batarsa hepimiz boğulacağız pic.twitter.com/5BYHLIzz3H
— Yol TV (@YolTV) August 22, 2022
Bu anlatımı şöyle yorumlamalı; “Ülkeyi bir çıkmaza sürükledik, bir seçimlik manevra alanımız kaldı, yakında siz tayfaların sırtınıza daha çok yük bindireceğiz” demektir. Dahası, “Fakirden zengine sermaye transferi devam edecek. Para sahipleri daha çok kazanacak” anlamına da geliyor.
Aslında bir tarafla da Erdoğan, bu sözlerle ilk kez geminin su almakta olduğunu ve batma tehlikesi bulunduğunu söylemiş oluyor. Daha önce ülkenin bölünme riskine ilişkin söylediği sözlere bir de “batmayı” ekledi.
Sunduğu çözümse “döviz ve altınını bozdur TL’ye geç” demekten ibaret.
Hepimizin aynı gemide olduğu doğru. Ama bu gemi bir avuç varlıklı kesimi daha zengin ve mutlu etmek için düzenlenmiş Şark Ekspresi versiyonunun gemiye döndürülmüş hali.
Bu gemide bir kaptan köşkünde olup sefa sürenler yer alıyor, bir de geminin çarklarını çevirenler.
Üst güvertedekiler, ne zaman bu sözleri sarf etseler, sıradan insanlardan daha çok fedakârlık isteyecekleri bir ortam oluşturuyorlar demektir.
AYNI GEMİDEYİZ AMA KONUMLAR FARKLI
Sen FEDA tarafında olacaksın,
ötekiler KÂR eden tarafta.
Hepimiz Türkiye gemisindeyiz;
Hepimiz aynı gemideyiz ama biz üç metre yukarıdaki tavana bakıyoruz, siz gökyüzüne,
Hepimiz aynı gemideyiz ama biz bodrum katındayız, siz güvertede,
Hepimiz aynı gemideyiz ama, bize servis edilen yemeklerle size servis edilenler farklı,
Hepimiz aynı gemideyiz ama gemi su almaya başlayınca sizi helikopter bekliyor, bizi can simidi,
Hepimiz aynı gemideyiz ama bizim en çok fakirleştiğimiz dönemde, seçilmiş şirketler ve bankalar tarihi kârlarını elde etti.
“Hepimiz aynı gemideyiz; ekonomi üzerinden açılan deliklerden su alarak gemi batarsa hepimiz boğulacağız.” diyen Tayyip Erdoğan’ın 1150 odalı gemi odasındaki mutfağı. pic.twitter.com/dqCXKjGcv4
— Ayşe Aydoğdu (@ay_moon_ay) August 22, 2022
Sarayda oturan şahsın sözlerinin muhatabı;
Yüzde 400 kar eden bankalar mı?
Kamunun mallarını sömüren yandaş şirketler mi?
“Huzur hakkı” adı altında 3-5 yerden maaş alanlar mı?
Bunların hiçbiri olmadığına emin olun. Tek muhatabının akşam evine ekmek götürmekte zorlananlar olacağından emin olun.
Erdoğan’ın sözlerine göre vatandaş sabır etmeye devam etmeli ve destek vermeyi sürdürmeli. Çünkü geminin batma ihtimali var.
Erdoğan “Sabır ve destek istiyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz” diyor. AK Parti Kahramanmaraş İl Kadın Kolları Başkanı Gül Çitil Okur’a bakarsanız ülkede kriz falan yok. Kriz dünyanın gelişmiş ülkelerinde var. İngiltere’de aynı üründen 2 adet alamıyorsunuz, ABD’de sabah 6:30’da akaryakıt kuyruğuna giriyorsunuz, öğleyin bir buçukta ilerleme bile yok.
AKP Kahramanmaraş İl Kadın Kolları Başkanı Gül Çitil Okur: İngiltere’de 2 ürünü aynı anda almıyorlar, ABD de saatlerce akaryakıt kuyruğu var….. pic.twitter.com/gJxgU5T0qi
— HABERİNİZ OLSUN (@haberinizolsung) August 20, 2022
Gül Hanım’a göre Türkiye’de kriz falan yok, “Markette sepetimizi istediğimiz kadar dolduruyoruz”.
Kadın Kolları Başkanı bunu diyor ama Erdoğan’ın sözlerine bakarsanız kriz var ve özveri zamanı. İstenen fedakarlığı en iyi ifade eden görüntüler bu olsa gerek:
“Hepimiz aynı gemideyiz”
Gemi: pic.twitter.com/Xq2eBkRtTG
— Seyit Tosun (@SeyitTosun83) August 23, 2022
ERDOĞAN’IN CARİ FAZLA YALANI
Erdoğan’ın sözlerinde elle tutulur bir şey yok gibi dense yanlış olmaz. Uygulanan ekonomi politikalarının “mandacı ekonomistler” dışında anlaşılmaya başladığını söyleyen partili cumhurbaşkanı.
2018’den itibaren yeni ekonomik programın hayata geçtiğini belirten Erdoğan, “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme esasına dayalı programın teorik arka planı ve uygulamanın anlaşılması biraz vakit aldı” dedi.
Bunları duyanlar da Türkiye’nin son yıllarda cari fazla verdiğini sanır. 2022 Ağustos ayında cari açık bir önceki yılın aynı ayına göre 2,2 milyar dolar arttı ve 3,5 milyar dolara ulaştı.
Enflasyonla mücadeleyi bir tarafa bırakıp para politikasını kenara itenler, döviz değerlenirse cari fazla vereceğiz diyenlerin son 6 aylık karneleri bundan daha kötü. 2022 yılının ilk 6 ayında 32,4 milyar dolar cari açık verildi. (Kaynak MB Ağustos ayı verileri)
Tabloyu bu kadar bozan isim, şimdi insanların gözünün içine baka baka “cari fazla vermekten” söz ediyor. Cümleyi duyan, cari açıkta rekor kırıldığını değil, ülkenin cari fazlayı ne yapacağını şaşırdığını sanacak.
Vatandaşlara ve iş dünyasına seslenen Erdoğan, “Vatandaşlarımızdan ve iş dünyamızdan tek ricam, kendi ülkelerine ve kendi paralarına güvenmeleri” diyor.
Bu sözleri, ülkeyi döviz üzerine oturtan biri söylememiş olsa belki inandırıcılığı olacak. Şirketlerin ticari anlaşmalarına döviz cinsi gelir garantisi veren Erdoğan’ın kendisi değil sanki Bay Kemal idi.
“Bu hukuksuz ve kötü niyetli anlaşmaları değiştireceğiz” diyen muhalefete, “Bu paraları sizden uluslararası tahkim yoluyla söke söke alırlar” diyen başkasıydı.
Bir takım iyi oynamıyorsa, yapılması gereken ilk adımlardan biri takımın teknik direktörünü değiştirmek olur. Bu gemi batma noktasına getirilmişse yapılacak olan, kaptana biraz daha zaman tanımak değil, tez elden o kaptanı değiştirmek olmalı.
Sözün özü, “Hepimiz Türkiye gemisindeyiz” DOĞRU,
“Hepimiz boğuluruz” YANLIŞ.
Bazılarını batan gemiden kurtaracak helikopterleri hazır bekliyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***