ANKARA – Denizli Cezaevi’nde tutulan ve sağlık durumu ağırlaşan hasta tutuklu Ekim Polat, milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektupta, “Kürt olduğum için gardiyanlar tarafından tehdit ediliyorum” dedi.
Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Ekim Polat’ın sağlık durumu kötüye gidiyor. 6 yıldır “gizi tanık” ifadesiyle “örgüte üyeliği” iddiasıyla cezaevinde olan Polat’ın, tutukluluk sürecinde kalp ritim bozukluğu, KOAH, kemik erimesi, tümör, hipertansiyon, görme bozukluğu kanser ve yüksek felç gibi hayati risk taşıyan hastalıkları olmasına rağmen tahliye edilmiyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, 16 Haziran’da Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) yaptığı başvuruya 5 Ağustos’ta yanıt verildi. Gergerlioğlu, Polat’ın kendisine gönderdiği mektubunda yer alan ihlaller ve sağlık durumuyla İHİK’e başvurdu.
‘KÜRT OLDUĞUM İÇİN TEHDİT EDİLİYORUM’
Polat tarafından gönderilen mektupta şu ifadeler yer alıyordu: “Ben Ekim Polat Denizli T Tipi Cezaevi’nde kalmaktayım. Belimde ve sol bacağımda kemik erimesi ve kas kaybı var. Şubat ayında ortopedik yatak ve sandalye için idare ve gözlem kuruluna yazdım. Sonrasında revire çıktım; ‘Biz bir şey yapamayız. Hastaneye git’ denildi. 25 Şubat’ta Denizli Devlet Hastanesi’ne gittim. Kemik erimesi ile ilgili çekim yapıldı. 25 Mart’ta sol bacağımdaki kas eksikliği yüzünden gittim. Bu belirttiğim tarihlerden bu yana hastaneye götürülmedim, herhangi bir ilaç tedavisi görmedim. Yaklaşık 2 aylık süreçte ilaç tedavisi görmedim. Burada formalite icabı tedavi olanakları varmış gibi gösteriliyor. Adli mercilere dilekçe yazıyorum kaybediyorlar. Milletvekillerine yazıyorum geri getiriliyor. Akciğerlerimde lekeler var. Tomografiye yollamıyorlar. Uzun bir süredir sağlık sorunlarım var. Buraya geldiğim ilk gün önemli kullanmam gereken ilaçlarımı çöpe attılar. Kürt olduğum için gardiyanlar tarafından tehdit ediliyorum.”
KANUN HATIRLATMASI
İHİK tarafından gönderilen cevapta ise İnfaz Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yer alan “Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi” kısmı atıfta bulunularak, “İnfaz’ın ertelenmesi Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumu’nca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilmektedir” denildi.
‘BİZ YASAMAYIZ YARGIYA KARIŞAMAYIZ’
İnfaz ertelemenin yargı organlarının görev alanına girdiğine dikkat çekilen cevapta, Anayasa’nın 138’inci maddesinde yer alan “hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz” belirtilerek, İHİK’in yasama organı olduğu yargı yetkisine ilişkin hususlar hakkında işlem yapılamadığı kaydedildi.
AİHM’E BAŞVURU ÖNERDİ
İHİK, kamu gücünün ihlal edildiği iddiasıyla tüm yargı süreçlerinin tüketilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yolunun açık olduğunu da hatırlattı. Öte yandan iç hukuk yollarının tüketilmesi akabinde de dört ay içerisinde AİHM’e başvur yapılacağı dile getirildi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***