Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon final İstanbul’da. Grup kuraları çekimi için yine İstanbul seçildi… Ama Türkiye’den bir ekip Şampiyonlar Ligi’nde yok. Hatta uzun yıllar bu lige gelinmesi için ciddi bir yol alınması şart…
Öyle ki Trabzonspor Copenhagen’e elenirken rövanşta alınan tek puanın bile hesabını yapan, keyfini yaşayanlar var…
Ülke futbolunun geldiği nokta burası! İstanbul’dan lige katılan takım sayısı rekor sayıda ve çoğu politik destekli. İdman sahası yok, taraftarı yok… Siyasi destek var, oradan gelen para var. Ama sonuç?
Artık Türk takımlarının hedefi Avrupa Ligi… Trabzonspor’la birlikte gruplara kalmak için Fenerbahçe 2-0 deplasmanda kazandığı A.Wien maçının rövanşına çıktı.
Jorge Jesus ‘Küçük takımlar haftada 1 maç oynar’ cümlesini söylemek için en doğru zamanı seçti. Avantajlı çıkılan rövanşı seçti.
Portekizli ama bir anlamda herkesi de yeni bir bakış açısına davet etti.
Yıllardır dinleriz… ‘Takım yorgun, haftada 2 maç ağır tempo’ yaklaşımları aslında çok anlamsız. Kadro geniş, 11 oynayacak yeterli derinlik olduktan sonra bir takımın hafta 2 maç yapması hedeflerin büyümesi, formda kalınması için en uygun yoldur…
Yeter ki kadro kurulsun…
Jesus Fenerbahçe’ye geldi, derin bir kadro yarattı.
Onun hakkında tüm söylemler de yerini buluyor. Sürekli 11 değiştiriyor.
Maç içinde 2-3 taktik deniyor. Heyecanı statı ve takımı diri tutuyor…
Jesus’un bu seri tepkilerine Fenerbahçe camia olarak ayak uydurmaya alışmalı. Adana Demirspor maçını hatırlayalım. 3-2 olunca takım panikledi. Tribünlerden gelen uğultular paniği arttırdı. 3-3 olması an meselesiyken Jesus hamlelerine başladı, maç 4-2 bitti. O da paniklese ve takıma bunu yansıtsa neler olurdu, düşünün…
Dün gece Fenerbahçe 3’ü Avrupa, 2’si lig olmak üzere Kadıköy’deki 5. resmi maçına çıktı. Sarı Lacivertliler tüm bu karşılaşmaları kombinelerle birlikte bütün biletler satılmış olmak üzere ‘kapalı gişe’ oynadılar. Bir takım daha nasıl gaza getirilir, bir camia nasıl kenetlenir, başka nasıl anlatılır bilemem. Ama Kadıköy sezon başı itibarıyla Fenerbahçe’ye doyamaz durumda!
A.Wien karşısında Fenerbahçe rahat, sakin ve akıllı oynadı. Aldığı 3 puanlar Türkiye için ayrı bir kazanç.
Jesus’un sürdüğü kadro, onbir için bir çok alternatifin hazır olduğunugösterdi. Rakip etkisiz de kalsa sahadaki isimler görevlerini itinayla yapmaya çalıştılar ki bu Fenerbahçe’nin önündeki süreç için ciddi bir avantaj…
Zaman zaman aksayan tek bölge savunma oluyor. Ama yeni isimler var, adaptasyon sonrası görüntü düzelecektir. Bir de Serdar Aziz, Szalai’nin onbirde olmadığını unutmamak lazım. Bu uyum da sağlanınca istenilen düzeye daha
hızlı gelinir.
İrfancan ve Mert Hakan gibi 2 önemli kozun attığı gollerle performanslarını sergilemesi ve kendilerini iyi şekilde hatırlatmaları, pazar- perşembe trafiği için ayrı bir kazanç…
Yerinde hiç durmayan, maçı herkesten dikkatli, sürekli ayakta izleyen Jesus ayrı bir görüntü… Bir maçta 90 dakika onu izlemek bile keyif verebilir…
Yakaladığı ciddi gol ortalamasıyla Jesus’lu Fenerbahçe bu dönemin parlayan yıldızı olmaya devam ediyor…
Yine de iyi bir stoper ve santrafor katkısı, Avrupa Ligi için büyük artı olabilir…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***