HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Pop şarkıcısı Gülşen Bayraktar Çolakoğlu, imam-hatiplerle ilgili söylediği sözlerden dolayı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik nedense hep AK Partili muhafazakarlara bir şey dendiğinde işletiliyor. Bu ülkede Muhafazakar, Sünni, Türkçü çoğunluğa dahil değilseniz size her türlü hakaret serbest.
24 Ağustos tarihli “Şeriatı İran modeliyle mi alırsınız, Suudi modeliyle mi?” başlıklı yazıyı yazdığımda daha şarkıcı Gülşen’in sözleri dolaşıma sokulmamıştı. Gülşen’in söyledikleri, toplumu yeni bir aşamaya hazırlamak amacıyla gündem yapıldı.
Magazin ve ülke gündeminden uzak olanlar için konuyu özetlemekte fayda var. Gülşen, 30 Nisan’da verdiği konser sırasında, dini kuruluşlarda son yıllarda çocuklara yönelik ortaya çıkan cinsel istismar olaylarına gönderme yaparak, “İmam hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” ifadelerini kullanıyor.
Şarkıcı Gülşen’in “İmam hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” sözlerine bütün imam hatiplilerin hakaret davası açıp, kazanılan parayla da imam hatip okulu yaptırması güzel bir ders olur. #GülşenTutuklansınpic.twitter.com/FOrpMXu69l
— Seyfullah Koyuncu (@syf_kync) August 24, 2022
Bu sözlerin medyaya servis edilmesinden 24 saat bile geçmeden, Gülşen hakkında soruşturma başlatıldı, evinden polis zoruyla alınıp mahkemeye çıkarıldı ve tutuklanarak cezaevine konuldu.
Toplumun belli kesimlerine yönelik genelleyici ifadeler kullanmaktan hayatım boyunca uzak durdum. Bundan dolayı lafı hiç eğip bükmeme gerek yok. Gülşen’in söylediği sözlerin arkasında durmam.
Gülşen’in sözleri, nezakete sığmadığı gibi genel ahlaka da aykırı. Ama hakkında başlatılan linç kampanyası ve yargı eliyle kan davasına dönüştürüp tutuklanması aklın alabileceği gibi değil.
Bu adam bir cami imamı. Devlet memuru. Oruç tutmayanların ve namaz kılmayanların sopayla dövülmesi gerektiğini söylüyor. Atatürk ve Laiklik karşıtı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kendi söyleyemediği şeyleri bu meczupa söyletiyor. Tarihe kara leke olarak çoktan geçtiler bile. pic.twitter.com/pYlhiGpg2o
— Av. Alpay ANTMEN (@avantmen33) August 23, 2022
Bu ülkede IŞİD kafalı akademisyenler, özgürlüğü ortadan kaldıran, toplumu tehdit eden sözlerle hezeyanlarını rahatlıkla ortaya koyabiliyor. Ancak, kimseye zarar vermeyen hadsizce edilen laflar yüzünden bir sanatçıyı cezaevine koymayı “anlamsız” ya da “hukuksuz” gibi tanımlamalarla izah etmek mümkün değil.
Ebubekir Sifil Hoca’dan Fetö fetvası.
“Ben olsam boynundan vururum.”
“Fetullah Gülen dinden çıkmıştır ve devletine milletine isyan etmiş, baş kaşdırmış bir adamdır. Bu ikisi İslam Hukukuna göre öldürülmesi için fazlasıyla yeterlidir.”#15TEMMUZDESTANI #Unutmayacağız pic.twitter.com/4X4HuT0Lbo
— AdemTS 🇹🇷 (@AdemTS_) July 15, 2019
İki kulağı arasında taşıdığı sümüksü organına uymayanların boynunu vurmaktan söz eden Ebubekir Sifil gibi şahısların akademisyenliği ile ilgili soruşturma bile açmayan bu ülkenin üniversite veya yargısı, Gülşen söz konusu olunca pek hamarat çıktılar.
HUKUK DEVLETİ ENDEKSİNDEKİ YERİMİZ
Bu ülkenin özgürlük standartlarını son 10 yılda hızla aşağı çeken AK Parti iktidarı, Türkiye’yi “Yargı Bağımsızlığı/Hukuk Devleti Endeksi” sıralamasında 139 ülke arasında 118. sıraya geriletti. Bu kazara değil, planlı ve kararlı adımlarla gerçekleştirildi.
(Kaynak: https://gob.mx/cms/uploads/attachment/file/704367/wjp-index-21.pdf )
Bu haddini aşan şarkıcıyı savunmuyorum. Yargı terazisinin eşit tartmadığını söylüyorum. AK Parti, herkese eşit davranması için gözü bağlı olan adaletin sembolü Themis’in gözündeki bandı kaldırdı. Elinde tuttuğu adaletin herkese eşit davranması gerektiğini sembolize eden terazinin dengesini bozduğuna dikkat çekmeye çalışıyorum.
“Namaz kılmayan 4 mezhebe göre öldürülmeli” diyen halkı kin ve düşmanlığa sevk etmiyor, ama Gülşen’in haddini aşan sözleri dünyayı yakacakmış gibi muamele görüyor.
AK Partinin gizli silahlı kadınlarından Sevda Noyan, geçtiğimiz yıllarda Ülke TV’ye çıkıp, “Darbeye yeltenirlerse, bizim aile bir 50 kişi götürür. Biz çok donanımlıyız” dedi.
AK Partili Cumhurbaşkanı, “Türkiye’nin Taliban inancıyla ters bir yanı yoktur” dedi. Bir şey olmadı.
Yetmedi, Gezi Protestolarına katılanlara “sürtük” dedi.
Yeni Şafak Gazetesinin ağır top yazarı sayılan Yusuf Kaplan, Akit’in televizyon kanalına çıkıp “bu millet salak” dedi. Hızını alamadı, “Laiklerin kafası basmıyor. Beyinsiz adamlar. Beyin özürlü, beyin özürlü olmasa laik olmaz zaten. Beyin sorunu var ortada” diye devam etti.
Bu sözler tehdit sayılmadı, fişleme sayılmadı. Hakkında başlatılan soruşturma davaya bile dönüşmedi.
‘TEKBİR TAYYİP ERDOĞAN’
Bunlara eminim sizin de ekleyecekleriniz var. Uzatmamak için fazla örnek sıralamadım. Başörtülü genç kızların “Tekbir” dedikten sonra “Tayyip Erdoğan” diye devam etmeleri unutulup gitti.
Gülşen tutuklanıyorsa Tekbir sonrası Recep Tayyip Erdoğan diyen gençleri kim yargılayacak? Bu gençler hangi okullarda eğitim almışlar? İmam Hatip mi Türgev mi? pic.twitter.com/PwSbmmzBoT
— Gazete Burada (@gazeteburada) August 25, 2022
Bu ülkede, “Her Cuma bir ayet sallıyorum”, “Bu sabah bir tane daha çaktım (ayet)” diye Kur’an-ı Kerim’le alay eden Egemen Bağış, ödüllendirilerek büyükelçi yapıldı. Halen Prag’da Türkiye’nin Çekya Büyükelçisi olarak görev yapıyor.
Katiller, uyuşturucu kaçakçıları, mafya babaları, kafa koparacağını söyleyenler dışarıda, imam-hatiplilere laf söyledi diye Gülşen içeride.
İmam-hatip mi kutsal, Kur’an mı? Yahut sizin diplomalarınız Kur’an’dan daha mı kutsal?
İslam diye iktidara gelenler;
💡 Zalimlikte Nemrut’u,
💡 Kibirde Firavun’u,
💡 Ahlaksızlıkta Lut kavmini,
💡 Gösteriş ve israfta Karun’u geride bıraktılar.
Almanya doğumlu Amerikalı psikanalist Erich Fromm, sözlerini bunlar için söylemiş gibi:
“Putlar yalnızca taştan ve ağaçtan yapılmaz. Sözcükler put haline getirilebilir, makinalar put haline getirilebilir, önderler, devlet, iktidar ve siyasal gruplar da put haline getirilebilir, öyle ki Tanrı bile put haline getirilebilir.”
AK PARTİ’NİN YARGI ELEMANLARI
Popçu Gülşen’i tutuklatan savcı Türkşad Kunthan Uçuk, AK Parti’nin hızlı üretim yargı mensuplarından. Daha önce gazeteci Sedef Kabaş’ı tutuklatan isim.
2018’de hukuk fakültesinden mezun oldu. Mezun olup stajını tamamladıktan hemen sonra savcı olarak atandı. 30 Eylül 2021’de Osmaniye’ye, ardından bir hafta geçmeden 6 Ekim’de de “Atama ve Nakil Yönetmeliği” bir kenara bırakılarak İstanbul’a getirildi.
Tutuklama kararı veren hakim İbrahim Eroğlu ise daha ilginç bir isim. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından İstanbul 2. Sulh Hukuk Hakimliği’ne bu yılın 12 Ağustos tarihinde atandı.
Deneyimli yargı muhabiri Alican Uludağ, hakim Eroğlu için “Sulh Ceza’da tecrübesi yalnızca 13 gün. Yani özel seçilmiş biri” diyor.
Yargının bu kadar hızlı çalışması, bu ülkede sadece muhalifler için geçerli. Yıllardır ortaya atılan yolsuzluk iddialarıyla ilgili kör ve sağır olan yargı, şarkıcı Gülşen için, bir günde sonuca vardı.
Biri kalkıp da Gülşen’i öldürseydi, katilinin adresi belli olsa bile yakalanıp tutuklanması bu kadar hızlı olmazdı emin olun.
Bizim gibilerin anlamadığı bir şey var. Tek Parti rejiminin “öteki” saydığı insanlar vatandaş değil.
GÜLŞEN’İN HİZMET ETTİĞİ KESİM
Buraya kadar anlatmaya çalıştığım ayrı bir konu. Bir de işin Gülşen tarafı var.
Beştepe Sarayı, bu gibi tavır sergileyenlerden hareket ederek, demokratlık adına bu kadına sahip çıkanları, Muhafazakâr kitle nezdinde Gülşen gibilerle aynı kefeye konulmasını sağlıyor.
AK Parti, Gülşen ve onun gibilerini kullanarak potansiyel oy tabanını konsolide ediyor. Dahası, halkın gerçek gündemi olan pahalılığı, yoksulluğu gündemden çıkarmada manivela olarak kullanıyor.
Gülşen’in pespayeliklerini öne çıkarıp Muhafazakar kesimin gönlünü alarak, “Görüyorsunuz işte, bu demokrat geçinenler aslında din düşmanı. Yüzlerindeki maske bir hamlede iniverdi” dedirtmeye çalışıyorlar.
Gülşen de haddini aşan söylemlerle iktidar yanlılarına malzeme vermekte hayli cömert davranıyor.
Yine de Fenerbahçe seyircisinin stattan verdiği tepki, bunları fena halde korkutuyor. Binlerce taraftar, Gülşen’in şarkısını hep bir ağızdan okudu:
“Elimi de kolumu da bağla hadi
Bir odaya bir ömür hapset hadi
Becerebilirsen zapt et hadi
Yangınım çok büyük”
Fenerbahçe taraftarı Austria Wien maçında Gülşen’in şarkısını söylemeye başladı. pic.twitter.com/QWXB7sQveB
— Murat AĞIREL (@muratagirel) August 25, 2022
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***