AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 8 Ağustos’ta Ankara Mamak’taki Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etmişti. Cemevi, Hüseyin Gazi Kültür ve Sanat Vakfı ve Hüseyin Gazi Derneği tarafından yönetiliyor.
Alevi kamuoyunun tepkisini çeken ziyaret öncesi dernek yönetimi yazılı açıklama yayınlayarak ‘dayatmacı’ olarak tanımladıkları ziyaretin bilgileri dışında olduğunu kaydetmişti.
Erdoğan’ın ziyaretinden önce cemevinin duvarına asılı bazı görsellerin değiştirilip yerlerine başka görsellerin asılması tepki çekmişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı 59’uncu Ulusal, 33’üncü Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlendi.
Burada konuşan Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, Alevi Bektaşi Dernekleri’nin değerlendirme toplantısının sonuç bildirgesini okudu.
Doğan, şunları söyledi:
“Hünkarımızın huzurundayız. Muharrem ayı içindeyiz. Cemevlerimiz saldırılara maruz kaldı. Yaşamın her alanında uygulanan ayrımcılık, inkardan kaynaklı mağduriyetimiz değişmedi. Saldırılardan dolayı birkaç kişinin tutuklanmış olması, gerçek faillerin yakalandığı ve bizlerin korunduğu anlamına gelmez. Uğradığımız her saldırının ardından göstermelik gönül almalar ve önceden hazırlanmış mizansenlerle yapılan cemevi ziyaretlerine artık kanmıyoruz.
Saldırılar yeni bir durum değildir. Alevilere yönelik saldırılar; asırlardır süregelen inkar, ötekileştirme, dışlama, asimilasyon ve sürgün politikalarının devamıdır. Bu saldırılar birkaç meczup, kendini bilmez birkaç çocuk işi diye geçiştirilemez. Çünkü Alevilere yönelik saldırı, linç iklimini üreten bizzat siyasi iktidarın ve devletin kendisidir. Alevileri hedef alan saldırılara karşı çözümün adresi birkaç piyon tutuklamak değil; sistematik ötekileştirmeye ve asimilasyona son vermekten, Alevi haklarını tanımaktan, Alevilerin eşit yurttaşlık talebini karşılamaktan geçer.
Biz Alevi kurumları olarak sadece kendimiz için değil eşit yurttaşlık haklarından mahrum edilmiş tüm mağdur kimliklerin eşit yurttaşlık hakkını anayasal düzeye kavuşturulmasını talep ediyoruz. Bunu güvence altına almak için; Türkiye’nin laik demokratik bir hukuk devleti haline getirilmesi zorunludur. Ayrıca demokratikleşmenin ve toplumsal barışın yolu Aleviler başta olmak üzere Türkiye’nin tüm mağdurlarından alenen özür dilenmesinden geçer. Alevilere yönelik katliamlarla yüzleşilmelidir. Bunun ilk adımı olarak Madımak Oteli, Utanç Müzesi olmalıdır. Artık demokratikleşme ve toplumsal barış için değişimden kaçış yok. Bundan ısrarla kaçanlara Alevilerin sandıkta gereken dersi vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Seçimler yaklaşıyor ve Alevi oyları kıymete bindi. İktidar partisi cemevlerini dolaşıyor. Türkiye’de ve Avrupa’da Alevilerin tek temsilcisi olan Alevi kurumlarını muhatap kabul etmiyorlar. Acaba bu çatı kurumlarını devre dışı bırakıp, onlara bağlı kişiler üzerinden sadaka dağıtarak Alevileri kazanabilir miyiz derdine mi düşmüşler? Buradan sesleniyoruz. Sadaka karşılığı satılık oyumuz yok, inancımız da yok.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***