HABER YORUM | İLKER DOĞAN
Türkiye siyaseti boğazına kadar pisliğe batmış durumda. Sedat Peker’in son açıklamalarından, bu ‘çürümüşlüğün’ yeni olmadığını anlıyoruz. Bir suç örgütü lideri, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’a ‘kumar’ görüntüleri üzerinden şantaj yaptığını ve bunun için 5 milyon dolar aldığını şahitleriyle anlatıyor. Elindeki görüntüler sayesinde cezaevinden de tahliye edilmiş.
Sedat Peker’in gösterdiği şahitler de olayı doğruluyor. Peker bununla da yetinmiyor ve savcılara, “Suçumu itiraf ediyorum, neden soruşturma açmıyorsunuz?” diye sesleniyor. Açmazlar, açamazlar… Zira işin içinde 5’li Çete’nin üyelerinden, AKP’nin ihaleye boğduğu Mehmet Cengiz de var!
Bu yıllar öncesinden bir örnek… Geçmişten benzeri onlarca örnek sıralanabilir.
Peki bugün durum farklı mı?
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci’nin önceki gün katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalar, aradan geçen 25-30 yılda Türk siyasetinde değişen bir şey olmadığını hatta daha da kötüye gittiğini gösteriyor.
Eski AKP İstanbul İl Başkanı, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci:
Hukuk yok, 15 Temmuz’da sokağa çıkardığım insanları aç kurtların önüne atmamak için susuyorum
Seçim akşamı bu iktidar değiştiğinde her şeyi anlatacağım
|YORUMSUZ pic.twitter.com/AbgVV006WI
— Tr724 (@Tr724) July 7, 2022
15 Temmuz’da AKP’nin İstanbul İl Başkanlığı koltuğunda oturan Temurci, “15 Temmuz’da sokağa çıkın dediğim ve kanını döken adamların hukukunu korumak, sevdiklerimi korumak, onları aç kurtların önüne atıp işini aşını kaybetmelerini engellemek için mecburen bu konuda susmak zorundayım. Türkiye’de hukuksuzlukları hissediyoruz, insanlara nasıl zulmettiklerini görüyoruz.” diyor.
TEMURCİ’NİN SEVDİKLERİ DEĞERLİ; PEKİ YA DİĞER ONBİNLERCE İNSAN?
Şu açıklamaları, neredeyse 6,5 yıldır tutuklu olan askeri öğrencilerin ailelerinin okuduğunu düşünün! Ne söylemesini beklersiniz?
Ya da 15 Temmuz sonrası gerekçe bile gösterilmeksizin işlerinden, aşlarından ve hatta özgürlüklerinden edilen on binlerce KHK’lıyı gözünüzün önüne getirin… Onların ne suçu vardı?
Yuvaları dağılmış, annesi ve babası tutuklu yüzlerce çocuğu hatırlayın. 3-4 aylık evladıyla cezaevine konulan anneleri, sütünü lavaboya sağmak zorunda kalan lohusa kadınları…
Selim Temurci’nin ailesi, sevdikleri kıymetli de; bu insanlar değil mi? Selim Temurci’nin 8-10 akrabası işinden, aşından olmasın diye on binlerce insan ‘terörist’ yaftası yesin, hüküm giysin, evlatlarından ayrı düşsün, vatanını ve sevdiklerini geride bırakarak hicret etmek zorunda kalsın; öyle mi?
YA SEÇİMİ AKP KAZANIRSA!
Selim Temurci, aynı konuşmasında, “Seçim akşamı bu iktidar değiştiğinde her şeyi anlatacağım.” diyor.
Ya iktidar değişmezse!
Ya AKP ‘bir şekilde’ yeniden iktidarı alırsa ne olacak? Muhtemelen Temurci ve onun gibi ‘her şeyi’ bilenler yine sessizliğe gömülerek; tıpkı 7 yıldır olduğu gibi haksızlıkları ve hukuksuzlukları film izler gibi izleyecekler.
Selim Temurci, geçtiğimiz aylarda Sedat Peker’in 15 Temmuz öncesi ve sonrasında AKP’lilere silah dağıtıldığı iddiasını da doğrulamıştı. Ancak o dönemde yaptığı açıklamada da, “Ancak bir silah teslimatı söz konusuysa -bununla ilgili detaya girmeyeyim- şu anda maalesef beni çok üzen, sükutu hayale uğratan çok daha detay bilgilere sahip oldum. Burada açıklamayacağım onu bu gece.” demiş ve yine konuşmaktan kaçınmıştı.
HERKES HERŞEYİ BİLİYOR!
Aslında her şeyi biliyorlar.
15 Temmuz’u kimin planladığını, kimin organize ettiğini, Hakan Fidan’la Hulusi Akar’ın darbeden hemen önce neler konuştuğunu, askeri öğrencilerin nasıl tuzağa çekildiğini, 15 Temmuz’un neden tezgahlandığını…
Hepsi biliyor…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’dan hemen sonra ‘kontrollü darbe’ dedi. İktidarın dengesi bozuldu. Sonra ‘uyarılmış’ olmalı ki, Kılıçdaroğlu bir daha ‘kontrollü darbe’ kelimesini ağzına almadı.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, “En sevmediğim proje 15 Temmuz.” ifadesini boşuna kullanmadı.
15 Temmuz’da oğlu ve eşi öldürülen Nihal Olçok, “Abdullah şahitti, 15 Temmuz’un tarihini değiştirmesin diye onu öldürdüler.” dememiş miydi? 16 Temmuz sabahı bilbordlara asılan afişlerin hangi ara hazırlandığını da o sormuştu…
Yeni Şafak yazarlarından AKP’li Yusuf Kaplan da geçtiğimiz yıllarda katıldığı bir televizyon programında Bülent Yücetürk’ün “15 Temmuz’u engelleyen Kara Kuvvetleri’ndeki Kemalist yapıyı unutmayalım.” sözleri üzerine şu ifadeleri kullanmıştı: “Kemalist kadro ile anlaşma yapılmıştır. Daha ötesi yok. Bir şekilde anlaşıldı.”
Google’da kısa bir tarama yaparak benzer onlarca açıklama bulabilirsiniz…
Demem o ki; siyaset ve ‘sözde’ medya, Hizmet Hareketi’nin kökünü kazımak ve ağaç köküne muhtaç etmek için gözümüzün içine baka baka 6 yıldır ‘tiyatro’ oynuyor…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***