Cumhuriyet’ten Rabia Azra Sözcü’ye konuşan Salman, Mehmet Cengiz’den anlaşma karşılığında 5 milyon lirayı aldığı iddialarını doğrulayarak “Sedat Peker ne dediyse doğrudur.” dedi.
Salman, “Ben hem Mehmet Cengiz’in hem de Sedat Peker’in akrabasıyım. Peker’in halasının oğluyum, Cengiz de annemin amcasının oğlu olur. Bu denli birbirimize yakınız. Biz bu memleket için her şeyi yapabilecek insanlarız. Sedat Peker ne dediyse doğrudur. Sedat Bey bu konuyu gündeme getirmeseydi, ben de söylemeyi düşünüyordum. Devletin bileceği bir şey varsa savcılarla da paylaşırız. Bizde söz namustur. Peker’in dedikleri bu zamana kadar hep doğru çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
‘İddiayı resmiyete dökecek bir belge, görüntü var mı?’ sorusuna ise “Belge var ya da yok. Gerekirse savcıya anlatırım. Bu konuda şimdi bir şey demem uygun olmaz…” şeklinde yanıt verdi.
NE OLMUŞTU?
Suç örgütü lideri Sedat Peker; bugünkü paylaşımında, “Size akrabam olan Mehmet Cengiz’i anlatacağım” diyerek, kamudan aldığı dev ihalelerle tanınan Cengiz Holding’in sahibi Mehmet Cengiz’le olan geçmişini anlatmış, cezaevinden Mesut Yılmaz’ın kumar kasetleri karşılığı çıktığını ve Cengiz’in anlaşmaya aracılık ettiğini iddia etmişti.
Anlaşma karşılığında maddi hasarının ödenmesi için 5 milyon dolara anlaşma sağlandığını iddia eden Peker, bahsi geçen parayı ortak akrabaları olan Zafer Salman aracılığıyla aldığını söylemişti.
Peker söz konusu paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Her şey planladığım gibi gitti. Kamuran Çörtük Mesut Yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince Mesut Yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde Kırşehir Cezaevi’ne Mehmet Cengiz’i yanıma ziyarete yolladı. Ben de kasetin doğru olduğunu ancak Kamuran Çörtük’e vermediğimi söyledim. Mehmet Cengiz, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). Mesut Yılmaz ve Bakan Cavit Kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü Mehmet Cengiz İstanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. Yaptığımız pazarlık Mehmet Cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi. Anlaşma sağlandı. İlk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. Kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan Zafer Salman vasıtası ile teslim aldım (paralar Mehmet Cengiz tarafından Zafer Salman’ın hesabına gönderildi bir kısmı da Zafer Salman’a elden teslim edildi.). O dönem Mesut Yılmaz’ın yakını olan, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin başsavcısı olan Engin Baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim. Aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti.
Tüm halkı temiz toplum masallarıyla uyutmaya devam ederken biz devrin başbakanıyla bu filmleri çeviriyorduk. Bu hikayeyi tüm Türkiye ilk defa öğreniyor (bana lütfen inanın, temiz toplum diye bir şey yoktur çünkü insan kirlidir. Sadece güzel kandıranlar vardır.). Bu sahtekar Ertuğrul Özkök var ya, o tarihteki temiz toplum projesinin başında o vardı. O zaman da prim alıyordu, şimdi de prim alıyor. Mehmet Cengiz telefon konuşmasında milletin a…na koyacağız diyor, bu ülkedeki tüm fakirleri kurtaracak vergi borçları siliniyor, ülkenin bütçesinin neredeyse yarısını beşli çetenin diğer dört ailesiyle beraber çalıyorlar, halen daha “size çete denmesini ben tasvip etmiyorum” diyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***