HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Irak’ın Zaho kentine düzenlenen saldırıyı Roboski katliamına benzetti ve “Aynı acıları yeniden yaşatan zihniyeti değiştirmek gerekiyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın katılımıyla Bayraklı’da dayanışma yemeği düzenledi.
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Mithat Sancar burada yaptığı konuşmada “Zaho katliamında hakikatin ortaya çıkarılması ve sorumlularının da hesap vermesi için mücadeleyi büyüteceğiz. Bu katliam aklımıza Roboski’yi getiriyor. Bugünün muktedirleri faillere koruyucu kalkanı oldular diye sanılmasın ki bu dosyayı kapattılar. Bu yaralar iyileştirilmedikçe, sarılmadıkça bu ülkede toplumsal barışı kuramayız. Bunun içinde savaş politikalarından vazgeçmiş bir yeni başlangıca ihtiyacımız var. Savaşa karşı en geniş birlikteliği oluşturmaya ihtiyaç var. Çözüm savaşta değil barış ve demokratik siyasettedir” ifadelerini kullandı.
‘ÇÖZÜM İÇİN ORTAK MÜCADELE GEREKİYOR’
“Aynı acıları yeniden yaşatan bu zihniyeti değiştirmek gerekiyor” diyen Sancar, “Çözümü bu ülkeye getirebilmek için büyümek, güçlenmek ve ortak mücadeleyi örmek gerekiyor. Öyle bir halk gücü oluşmalı ki sistem bu gücün karşısında devam etme imkanı bulamasın. ‘Çözüm biziz’ derken imhaya ve inkara karşı demokratik siyaseti savunuyoruz ve bunu getirecek güçte biziz” dedi.
‘ACIMIZI ÖFKEYE DÖNÜŞTÜRMEYİZ’
Sancar şöyle devam etti:
“Yoksulluk ve açlık yayılırken bir avuç sermayedarın zenginliği artıyor. Bu talan düzenine son dememiz gerekiyor. Savaşa, yandaşa, ranta, israfa ayrılan kaynakların halka aktarılacağı bir politika gerekiyor. Bugün Çeşme’den Datça’ya yayılan ve ciğerlerimizi yakan yangınlara su olma konusunda da her yerde vardık, yine de varız. Bu talanın yangınların sebebini de ortadan kaldırmakla çözüleceğini bilmek gerekir. Doğayı, dereyi, ormanı, ekolojik varlıkları korumak için mücadele eden köylüyle birlikte olarak koruyacağız.
Nefretin en acı örneğini Deniz Poyraz’ın katledilmesinde yaşadık. Daha koyu bir nefreti, adaletsizlik ve nefretin nasıl iç içe geçebileceğini ise duruşmalarda görebiliyoruz. Deniz Poyraz yoldaşımız sadece büyük bir kayıp değil adalet mücadelemizde asla şaşmamamız gereken bir kutup yıldızıdır. Acımızı kör öfkeye dönüştürmeyiz. Acılarımıza sahip çıkarız ama aynı zamanda bunları yeniden inşa için görev kaynağı olarak görürüz. Bu ülkenin çözüm gücü olduğumuzun farkındayız. Bu gücü ötekileştirilen bütün kesimlerin onurluca yaşayacağı bir geleceği kurmak için kullanacağız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***