TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’ın, KHK’lilere “yalnızca AK Parti’yle değil, MHP’yle de temas kurmalarını” tavsiye etmesi üzerine MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan tepki geldi.
Arınç’ın sözlerine sosyal medya hesabından yanıt veren Semih Yalçın, Arınç’ın “cumhurbaşkanı olmak istediğini” öne sürdü, “Arınç’ın derdi; kimin haklı ya da haksız olduğu, tartışmalardan kimin kârlı çıkacağı değil, kendisinin ne elde edeceği…” dedi.
‘KENDİ HESABINA NABIZ YOKLAMASI YAPIYOR’
Yalçın’ın paylaşımları şu şekilde:
“Yıllar sonra genetik kodlarına yenilerek aslına rücu etmeye başlayan B. Arınç, millî değerlerimizin düşmanlarıyla aynı sahnede rol almak için politik reveranslara koyuldu. Öyle ki inandığı bütün değerleri çiğneyerek hâlâ Cumhur İttifakı ve MHP aleyhine açıklama yapıyor.
Bakmayın siz onun ‘şartlı tahliye mekanizmasına istediklerini koydular, istemediklerini terörist ilan ettiler’ demesine ve haddi olmadığı halde burnunu soktuğu partimizin ihraç kararı aldığı bir milletvekilimizle ilgili sandık üzerinden tehdit içeren değerlendirmelerine…
Arınç’ın derdi; kimin haklı ya da haksız olduğu, tartışmalardan kimin kârlı çıkacağı değil, kendisinin ne elde edeceği…
Arınç zillet ittifakı aktörlerine dayanışma mesajı yollarken aslında kendi hesabına nabız yoklaması yapıyor. “Olur da adam bulamazlarsa beni cumhurbaşkanı adayı yaparlar.” diye…
‘ERDOĞAN HASEDİ VE KISKANÇLIĞI’
Poker suratın ve zoraki soğukkanlılığın arkasına büyük bir siyasi ihtiras gizleyen Arınç, kendisini Cumhurbaşkanlığına potansiyel aday ve alternatif görüyor olmalı! Esasında Zillet İttifakına şirin görünmesine gerek yok. Desteklediği KHK’lılardan yüz bin imzayı toplayabilir.
Bülent Arınç’ı yiyip bitiren korkunç ikilem, bilinçaltına yerleşmiş Sayın Erdoğan hasedi ve kıskançlığının tetiklediği Othello sendromu ile Ak Parti saflarında verdiği hizmetler arasındaki gelgitler…
‘SUSMAK VAKARDIR’
Arınç, kendisini Ak Partiden uzaklaştıran bu sırrı artık daha fazla taşıyamadı ve genetik kodlarına yerleşmiş malum hassasının da sevkiyle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı muhalifi cepheye yanaşmaya başladı.
Her hâl ve hareketi; Arınç’ın bir türlü yenemediği rekabet duygusunu, siyasi hırslarını ve muhafazakârlık makyajıyla süslenmiş şişkin egosunu ele veriyor. Zillet ittifakı Cumhurbaşkanlığı adayını açıklamakta geciktikçe de işin cazibesi Bülent Arınç’ın cerbezesini kamçılıyor.
Hakikatte ise o; konuştukça batıyor, milletin gözünde büsbütün bitiyor. Arınç’a Hazreti Ali’nin bir sözünü hatırlatalım: “Susmak vakardır.” Bizden bir de Türk atasözü hatırlatması: “Söz gümüş ise sükût altındır.”
ARINÇ NE DEMİŞTİ?
Arınç, Şehit Yüzbaşı Ali Alkan Vakfı’nın “Olağanüstü Hal Hukuku” başlıklı konferansında açıklamalar yapmış, KHK davaları hakkında MHP’nin etkili ve söz sahibi olduğunu söylemişti.
“KHK’lıların yalnızca AK Parti’yle değil MHP ile de temas kurmalarını” öneren Arınç, “Siyasette bugün Cumhur İttifakı söz sahibiyse, hedefinizde sadece AK Parti olmamalı. MHP ile ilgili neden bir çalışmanız yok? Sayın Bahçeli’ye, onun hukukçu olduğunu bildiğimiz veya zannettiğimiz milletvekillerine neden ulaşmıyorsunuz? Onlar da söz sahibi. O kadar söz sahibi ki, iki sene önce gerçekleştirilen bir şartlı tahliye mekanizmasına istediklerini koydular, istemediklerini terör suçlusu ilan ettiler” ifadelerini kullanmıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***