Fenerbahçeli için Fenerbahçe’nin Avrupa’da mücadelesi kuşkusuz farklı bir keyiftir…
Ancak Fenerbahçe bu keyiften taraftarını uzun süredir mahrum bırakıyor. Avrupa bir yana, Türkiye’de de sınırlı bir heyecan yaşanıyor son yıllarda…
Bu sezon farklı, daha umutlu başladı… Jesus’un gelişi, takıma zamanında transferler derken Polonya’da ilk maçta alınan golsüz beraberlik sonrası Dinamo Kiev karşısında tur umudu da arttı, ilerleyen süreç için Şampiyonlar Ligi gruplarına katılım arzusu da…
Ama bir de takımın sürekli değişen yapısı var. Gelenler gidenler derken tam D. Kiev maçı öncesi Kim’in Napoli’ye transferi gündem oldu.
Anında haberler derlendi, Ali Koç döneminde satılan oyunculardan yaklaşık 100 milyon euro gelirin nasıl da bir başarı olduğu yazılmaya başlandı.
Kuşkusuz bu satışlar büyük başarı ama bazı kilit isimlerin, alternatifi garanti altına alınmadan gönderilmesi soru işareti… Hele de ‘Bu yıl şampiyon olmaya mecburuz’ açıklamasının yapıldığı bir dönemde…
Onbir açıklandığında Lincoln Henrique’ye aklım takıldı. İlk transferlerdendi, iyi bir kamp dönemi geçirdi. Ama daha kadro tamamlanmamışken, 2 Kiev maçında da onbir olmaması düşündürücü. Demek Jesus kendisini en azından şimdilik onbir düşünmüyor.
İlk yarı çok klasik bir Türk takımı performansı sergiledi. Stresli, baskı hisseden ama yine de rakibi zorlayan bir takım… Sayılmayan bir gol, direkten dönen vuruş artılardı ama Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda yine bir baskı hissediliyordu…
İkinci yarıda bir başka klasikle yüzyüze gelindi… Ciddi çıkış gösteren, ancak alt ligden geldiği lig ve takıma henüz profesyonel olarak hazır olmayan bir oyuncunun atılışı vardı. İsmail Yüksek iyi futbolcu, büyük çıkış gösterdi ama daha Fenerbahçe formasıyla böyle sınavlara çıkması için erken olduğunun sinyalini çok veriyor. Kızan olabilir ama bakın, ilk yarı bitiminde İsmail’in atılmasından korkan çok mesaj vardı Twitter’da.
Transfer ettiği golcülerden hala yararlanmaya başlayamayan Fenerbahçe’de Jesus, Serdar’ı da kenarda tutunca Sarı Lacivertliler gole gitmekte gece boyunca zorlandılar.
Uzatmaya götüren gol ise takımın en değerli isimlerinden biri, savunmadan Szalai’den geldi. Hani ‘Bu performansı sonrası iyi bir teklif de ola gelir ve Fenerbahçe para için onu da satarsa, ne olur savunmanın hali’ diye düşünmemek elde değil…
Uzatmalarda beklenen gol gelmedi. Ama beklenmeyeni bağıra bağıra, zamanında Fenerbahçe formasıyla sınıfta kalıp gönderilen Karavaev attı, D. Kiev turu geçti… Fenerbahçe ise sınıfta kaldı. Kalanların da başında soru işaretleriyle Jesus geldi…
Emre Mor düşünüldü, çıkarıldı… Her maça etkide bulunan Arda niye düşünülmedi?
Yeni transferler böyle bir maçta sonradan umut mu olmalıydılar?
Golcü sorunu baştan sıkıntıyken niye transfer döneminin sonuna kaldı?
Para için gönderilen Kim sonrası Fenerbahçeli hala Tisserand, Novak kaderi yaşamayı hak ediyor mu?
Kombineler bitti… Formalar kapış kapış… Ama daha ilk sınavda yine hüzün…
Fenerbahçe çok uzun aradan sonra resmi maç kaybetti… Ama yine de yeni bir dönem diye sabırlı olmak önemli…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***