Dolar ve Euro’nun 20 yıl sonra ilk kez eşitlenmesi, gelirinin önemli bir kısmı Euro, maliyeti ise dolardan oluşan ihracatçıları zor durumda bıraktı. Birçok sektörde kayıp, toplam gelirin yüzde 15’ine ulaştı.
ABD doları ve Euro arasında dengelerin değişmesi ve paritenin 20 yılın ardından ilk kez eşitlenmesi, Türk ihracatçısını negatif etkiledi. İhracatın büyük kısmını Avrupa Birliğine gerçekleştiren, hammadde ithalatını ise dolar üzerinden yapan birçok sektörde, parite kaynaklı kayıpların arttığı belirtiliyor. Sadece otomotiv sektöründe söz konusu kaybın ilk 6 ayda 1 milyar doları bulduğu, ikinci yarıda da benzer oranda bir kaybın yaşanacağı dile getiriliyor. İş insanları doların güçlenmesinin Avrupa pazarındaki rekabetçiliği negatif etkileyeceğini belirterek, söz konusu kaybın az da olsa telafisi için pazar çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapılabileceği dile getiriliyor. Dolar/euro paritesi en son 2000’li yılların başında 1’in altını görmüştü. 2008’de 1,60 seviyelerini zorlayan parite sonrasında dalgalı bir seyir izlemiş ve Mayıs 2021’in ardından yeniden düşüş trendine girmişti. Bu yılın başında 1,13 seviyelerinde bulunan parite, ABD’de Fed’in sıkılaştırma politikalarına karşılık Avrupa’da ise resesyon endişesinin yükselmesiyle 20 yılın ardından ilk kez eşitlendi.
Türkiye para politikasından bağımsız olarak gelişen söz konusu durum, Türkiye ekonomisi ve ihracatçısı için ne anlama geliyor? Geçen yıl Euro cinsi gerçekleştirilen ihracat 103 milyar iken, dolar cinsi gerçekleştirilen ihracat 109 milyarı bulmuştu. Yani ihracatta iki para birimi açısından eşit bir dağılım söz konusu. İthalata gelindiğinde ise durum dolar lehine değişiyor. TUİK rakamlarına göre 2021’in tamamında 271 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Euro cinsi ithalat 79 milyar iken, dolar cinsi ithalat ise 176 milyarı aştı. Oransal açıdan bu yılın ilk yarısında da benzer bir durum söz konusu. Dolayısıyla dış ticaret yönüyle doların güçlenip Euro’nun değer kaybetmesi, ihracatçı açısından önemli bir dezavantaj oluşturuyor. Zira maliyeti dolar üzerinden oluşan ihracatçı, daha düşük Euro ile mal satmış oluyor. Bu da, 2022’de 250 milyar dolar hedefi bulunan ihracat için önemli kayıpların oluştuğu ve bu durumun da süreceği anlamına geliyor.
Pazar çeşitliliğine gidenler var
İhracatın lokomotif sektörü olan otomotiv sektöründe ilk 6 ayda parite kaynaklı kaybın 1 milyar doları bulduğu belirtiliyor. İkinci yarıda da benzer oranda bir kayıp bekleniyor. İhracatın bir başka lokomotif sektörü olan hazır giyim sektöründe de ise beklenen kayıp yüzde 15…
İş insanları, paritede yaşanan kaybın telafisi noktasında ise pazar çeşitliliğine yönelik çalışmaların yapılabileceğini belirtiyor. Bu yönde adım atan sektörler de var. Yani dolar ile ihracatın yapılabileceği pazarlara öncelik veriliyor. Türkiye ihracatının lokomotif sektörleri paritede yaşanan gelişmeleri ve bunun ihracata etkisini DÜNYA gazetesi için değerlendirdi…
TEKSTİLDEN, KİMYAYA, OTOMOTİVDEN DERİ SEKTÖRÜNE İŞ DÜNYASI ENDİŞELİ
Hazır giyimde kayıp yüzde 15
* İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe: Hazır giyim sektörü, ihracatının yüzde 67-70’ini AB’ye gerçekleştiriyor. İngiltere’ye ise pound ile satış yapıyoruz. Yani gelirin çok önemli bir kısmı Euro ve pound. Hem pound hem de Euro, dolar karşısında değer kaybediyor. Geçen yıl 1,13—1,15 olan dolar/euro paritesi şu an eşitlenmiş durumda. Paritenin aşağı inmesi geliri Euro ve pound, gideri ise dolar olan hazır giyim sektörü için dezavantajlı bir durum oluşturuyor. Rekabetçiliğimiz negatif etkileniyor. Hammaddenin çok önemli bir kısmı dolar üzerinden alınıyor. İhracatçı geçen yıldan bu yana parite nedeni ile yüzde 15 kayıp yaşamış durumda. Yılbaşından bu yana ise söz konusu kayıp yüzde 13 civarında. İkincisi, Uzakdoğulu rakiplerimize karşı avantajımızı da kaybediyoruz. Bizim ana ihracat pazarımız Avrupa olduğu için biz daha fazla etkileniyoruz. Strateji oluştururken, alım yaparken ve bütçeleme yaparken bunlara dikkat etmemiz lazım.
Otomotive 6 aylık faturası 1 milyar dolar
* Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik: İhracatımızın yüzde 65’inden fazlasının Euro olması ve ihracat istatistiğinin dolar tutuluyor olması, ihracat değerimizi negatif etkiliyor. Otomotivde 6 ayda 1 milyar dolara yakın parite kaynaklı bir kayıp oldu. Aynı zamanda birçok hammadde dolarla alınıyor. Dolayısıyla doların güçlenmesi Avrupa pazarındaki rekabetçiliğimizi kötü etkileyecek.
Dolar bazında satış yapacak pazarlar bulmalıyız
* İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu: Hammadde ithalatımız dolarla ama ihracatımız Euro ile. Maalesef aradaki parite farkı karlılığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bizim de dolar bazında ihracatımızı artırmak, Euro ile yaptığımız ihracatın pazar payını azaltmak için dolar pazarlarına daha çok çaba sarf etmemiz lazım. Farklı pazarlarda, dolar bazında mal satacak pazarlar bulmamız lazım. Avrupa yakın bir bölgeydi. Ticaret Bakanlığımızın son olarak açıkladığı, 18 ülkeye 80 milyar dolar ihracat hedefi Uzak Pazarlar Stratejisi doğrultusundaki önemi bir kat daha ortaya çıktı. Uzak pazarlarda dolarla daha fazla katma değerli ihracat yapmak için çaba sarf edeceğiz.
Küresel rekabetimiz etkilenecek
* İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz: Tekstil sektörü olarak yılda 13 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz. Hazır giyim ile birlikte ihracatımız 30 milyar dolar ve yaklaşık 20 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyoruz. Türkiye ekonomisine en fazla döviz girdisi sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörleri olarak dışa bağımlılığımız büyük ölçüde yok. Ama pamuk gibi bazı hammaddelerde ithalatçıyız. Dolayısıyla ihracatı ağırlıkla Euro, ithalatı ise dolar ile yapan tekstil sektörümüz için Euro-dolar paritesinin eşitlenmesi, ihracatının yarısını Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştiren sektörümüzde olumlu bir gelişme değil. Euro, dolara karşı uzun yıllar daha değerliydi. Biz de ana ihracat pazarımız AB olması sebebiyle paritedeki farkı lehimize çeviriyorduk. Dolayısıyla paritedeki eşitlenme tüm küresel rakiplerimizi etkileyeceği gibi Türk tekstil sektörümüzü de etkileyecektir.
Kimya yüzde 10 daha kazançlı olabilirdi
* İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister: Mal ve ürün ihracatımız ile hizmet sektörü ihracatımızın çoğunluğunu Euro ile ithalatımızın ise çoğunluğunu dolar ile yapıyoruz. Hazine ve özel sektör dış borç ödemeleri de yine yaklaşık yüzde 60 oranında dolara ve yaklaşık yüzde 30 oranında Euro’ya endeksli. Buna göre Euro dolardan daha değerliyken ve pariteden dolayı daha kazançlı durumdayken, oranlar aynı kaldığında dolar-Euro paritesi dolar lehine gelişmeye devam ettiğinde, biz parite kaybı yaşayacağız. Şirketler için de benzer bir durum hakim. Kimya sektörümüz de hammadde bakımından yüzde 70’i dolar üzerinden dışa bağımlı bir sektör. İhracatının Euro ile yapılmasıyla aradaki kur farkı ihracatçıya maalesef olumsuz olarak yansıyacaktır. Kimya sektörümüzün ve Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 50’sinin Avrupa birliğine yapıldığı göz önüne alınırsa parite kaynaklı gelirimizin de azaldığını net olarak söyleyebiliriz. Eğer parite yakın bir zamandaki gibi 1,15–1,20 aralığında seyretmiş olsaydı, bizim de ihracatımız en az yüzde 10 değerli olacaktı.
Girdi maliyetini yukarıya taşıyor
* Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır: Makine sektörü için temel pazar yaklaşık yüzde 50 ihracat ile AB. Buna karşın başta enerji olmak üzere çelik gibi temel girdilerinin dolar bazlı temini, girdi maliyetini yukarıya taşıyor. Tüm bu gelişmelere karşın Avrupa kaynaklı artan talep sürerken küresel ekonomide sıkı para politikalarına geçişin de etkisi ile yavaşlama söz konusu. Ancak bunun etkileri henüz görülmüş değil. Makine ithalatında ise Çin ve Uzak Doğu ağırlığı dikkate alındığında paritedeki bu gelişmenin fiyatları bir nebze yukarıya taşıyacağı beklenebilir.
1 euro’nun kaç TL olduğu önemli
* Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu: Makine imalat sanayi, ihracatının yüzde 70’ini Euro ile ithalatının da yüzde 70’ini dolarla yapan bir sektör. Bu tip yoğunluğa sahip sektörlerde Euro’da yaşanan değer kaybının şüphesiz ki olumsuz etkileri olur ancak bu genel kabulden önce, bazı özel durumlara bakmak gerekir. Pandemiden bu yana, özellikle de Yeşil Mutabakat tedbirlerinin üretim üslerindeki kısıtlamaları ile Ukrayna krizinin de etkisiyle, dinamik fiyatlama stratejileri sektörde zorunlu hale geldi. Hem fiyat listeleri ortadan kalktı hem opsiyonlar kısaldı. Müşterilere neredeyse günlük fiyat verilir hale geldi ve avanslar arttı. Bizim için 1 Euro’nun kaç dolar olduğundan çok 1 Euro’nun kaç TL olduğu önemlidir. Burada oluşacak gayri tabii kurlar, ihracatın istikrarlı artışında pariteden çok daha etkili olur. Öte yandan Euro bölgesi, bizim ana pazarımız. İleri ülkelerdeki yavaşlama makine teçhizat yatırımlarına beklendiği kadar yansımadı. Bizde de ihracat eski hızında olmasa da hem miktar hem de değer olarak artıyor. Sektörel açıdan baktığımızda ve 2022 makine ihracat hedefimizi 27 milyar dolar olarak belirlediğimiz düşünüldüğünde parite etkisinin bizi zorlayacağını söyleyebiliriz.
Deride kayıp yüzde 5-10
* Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Gözmen: İhracatımızın çoğunluğunu yaptığımız AB ülkelerinde parite düşüşü, ham ve yardımcı malzeme tedarikini dolar olarak temin eden firmalarımızda yüzde 5 ila 10 arası bir kayba neden olmakla birlikte dolar bazında ihracat rakamlarımızın düşüşüne de sebep olacaktır. Sektörün biraz daha bekleyip durumun kalıcı olması halinde çok çabuk pozisyon alıp, satış ve tedariklerinde yeni fiyatlandırmalara gitmesi gerekir. Bu tabii ki AB pazarına çalışan firmalar için olumlu sonuç vermeyebilir.
Karlılıklar ciddi etkilenecek
* İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı: Hammaddemizi, girdi maliyetlerimizin yüzde 100’e yakınını dolar bazında alıyoruz. Maliyetlerimizi oluşturan unsurlar dolar bazında. Ülkenin ihracatının yüzde 50’si de Avrupa Birliği bölgesine yapılmaktadır. Dolayısıyla, bu bizim Avrupa Bölgesi’ne olan satışlarımızı çok ciddi manada olumsuz etkileyecektir. Dolar bazında tedarik ettiğimiz bir hammaddeyi Euro bazında satacağımız için eskiden aradaki parite farkı bizi koruyordu. Bu farkın ortadan kalkması, firmaların karlılıklarını çok ciddi etkileyecek. Firmalar paritedeki değişimi ürün satış fiyatlarına yansıtmaları durumunda, Türkiye’nin Avrupa Bölgesi’ndeki rekabetçiliğinin kaybolmasına sebebiyet verecektir. Doların, Euro karşısında güçlü olması bizim istemediğimiz olumsuz baktığımız bir durum.
Gemi inşaya sınırlı etki
* Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği (GYHİB) Başkanı Cem Seven: Gemi ve yat inşasında satışlar bazı istisnalar hariç Euro ile gerçekleşiyor. Maliyetlerde ise dolar sadece gemi sacı ve bazı ekipmanlarda var. Ana makina, pervane, jeneratör ekipmanların ise maliyetleri Euro. Sac maliyetinin toplam inşa maliyetindeki yeri ise inşa edilen gemi ve yatın büyüklüğüne göre değişiyor. Genel olarak, Euro/dolar paritesinde dolar lehine olan hareketin satışların Euro ağırlıklı, maliyetlerin ise gemi sacı ve bazı ekipmanlar haricinde yine Euro olması nedeni ile parite etkisinin olumsuz ancak sınırlı olduğunu söyleyebiliriz.
Ufak bir sıkıntı olur ama aşılır
* Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan: Euro olarak ihracat yapan firmalarda kurdan dolayı ufak bir maliyet sıkıntısı olur ama bu aşılamayacak bir durum değil. Dünyada tedarikle ilgili sıkıntı gitgide büyümekte dolayısıyla artık tüm dünyada dolar veya Euro bazında da fiyat artırılabilir. Pariteden dolayı Euro bazında siparişlerde azalma gibi bir durumun yaşanacağını düşünmüyoruz. Sektörler dünya piyasalarını takip etmekte ve şu anda Türkiye’de emtia fiyatları birçok ülkeden ucuz olduğu için bizi etkilemez.
Türk sanayicisini zorlu bir dönem bekliyor
* İDDMİB Denetim Kurulu Üyesi ve ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan: Dolarla ürün alıyoruz, Euro ile satıyoruz. Bu anlamda aradaki yüzde 15-20 fark bize direkt ya kar düşüşü, ya da zarar olarak yansıyor. Bu kadar üst üste gelen olumsuzun ardından ekonomik sorunlar, enflasyon, emtia fiyatlarındaki düşüş, dünyadaki piyasaların daralması gibi birçok sorunun yanında bu da üzerine eklenen bir sorun oldu. Parite, 1 eşiğini aşıp biraz daha aşağı inebilir ama sonrasında orta ve uzun vadede 1.15-1.20 seviyelerine gelir diye düşünüyorum. Özellikle savaşın belli bir noktaya gelmesiyle beraber tekrar eski noktaya geleceğini öngörüyorum. Asıl sorun, pandemiden sonra işlerin açılıp bir anda tekrar kapanması. Bunun üzerine karlılığı da etkileyen en önemli konulardan biri Euro/Dolar paritesi oldu. Türk sanayicisini zorlu bir dönem bekliyor. Piyasalardaki daralma kapasite kullanım oranlarımızı düşürüp karlılığımızı da etkileyecek.”
Avrupa’da fiyatlar artacak
* Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayici ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger: Ev ve mutfak eşyaları sektörü olarak yüzde 55 oranında Euro ile ticaret dönüyor. Hammadde emtialarını ise dolar bazında alıyoruz. Aradaki makas bizi finansal yönde olumsuz şekilde etkileyecektir. İnsanlar yüzde 5’lik pariteye alışmıştı. Uzak pazarlara daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Gelişmelerin sektörde yapacağı değişiklikleri yaşayıp göreceğiz, Euro Bölgeleri’nde fiyatların biraz daha artacağını ve satışa olumsuz şekilde etki edeceğini söyleyebiliriz.
KAYNAK: DÜNYA – YENER KARADENİZ
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***