HATAY – İHD Hatay Şubesi, Samandağ’da gözaltına alınıp, serbest bırakılan 24 kişinin gözaltı sırasında ve sonrasında hakaret, tehdit ve darba maruz kaldığını belirterek, sorumluların yargılanmasını istedi.
Hatay’ın Samandağ ilçesinde, Samandağ Kalkındırma Derneği ve Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen 22’nci Geleneksel Evvel Temmuz Festivali kapsamında açılan stantlarda yer alan 70’lerin devrimci önderi İbrahim Kaypakkaya’ya ait posterleri gerekçe gösteren polis, 13 Temmuz akşamı 24 kişiyi darp ederek gözaltına almıştı. Samandağ İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 24 kişi “2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu muhalefet” ve “örgüt propagandası yapma” iddiasıyla haklarında işlem yapılırken, 14 Temmuz’da sevk edildikleri Samandağ Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakıldı.
‘2 POLİS BİZLE İÇERDE NEFESSİZ KALDI’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi, yaşanan olaya dair binalarında açıklama yaptı. Gözaltına alınıp serbest bırakılanların katıldığı açıklamada basın metnini İHD Hatay Şube Yöneticisi Selman Altınöz, yaşanan gözaltı ve emniyette karşılaştıkları hak ihlallerine dair 6 kişinin derneklerine başvuru yaptığını kaydetti. Polislerin stantlarda bulunan yasal dergi, kitap ve posterleri gerekçe göstererek, 24 kişiyi hakaret ve darp ederek gözaltına aldığını belirten Altınöz, 10 kişilik gözaltı aracına 24 kişinin bildirildiğini, 2 sivil polisin kendileriyle birlikte yanlışlıkla araca konulduğunu, o polislerin nefessiz kaldıkları için can havliyle pencerelere vurarak kendilerini çıkarmaları için arkadaşlarından yardım talep ettiklerini, sonrasında o polislerin gözaltı aracından indirildiğini ve gözaltı aracının aşırı hızlı giderek savrulmalarına, düşmelerine ve ezilmelerine neden olduğunun başvurularına kendilerine paylaştığını aktardı.
‘EMNİYETTE HAKARET VE TEHDİT’
Gözaltına alınanların havasız bir koridorda 8 saat ayakta bekletildiğini, polisin hakaret, sözlü sataşmalarına ve tehditlerine maruz kaldığı, bir çevik kuvvet polisinin silahını göstererek tehdit ettiğinin kendilerine aktarıldığını dile getiren Altınöz, şunları ifade etti: “Samandağ Emniyetindeki kamera kayıtları incelendiğinde o polisin çok rahat bir şekilde tespit edileceğini, sabah 05.00 gibi 10 kişinin Samandağ’dan Antakya ilçesindeki nezarete götürülürken önce hastaneye sağlık kontrolü için götürüldüklerini, sağlık kontrolünden sonra nezarete götürüldüklerini, nezarethane pencerelerinin kapalı tutulduğunu aşırı sıcaktan dolayı terlediklerini, sonrasında klimanın aşırı soğuk verecek şekilde çalıştırıldığını, birçoğunun bu işkenceden dolayı terleme, titreme, öksürme yaşadığını, sonraki gün saat 14.00 gibi ayarlanabilen plastik kelepçelerin bileklerini dahi oynatamayacakları şekilde sonuna kadar çekilerek savcılığa götürüldüklerini, buna tepki verdiklerinde ‘nasıl sıkacağımızı size mi soracağız’ şekilde terslendiklerini, savcılıkta havasız bir koridorda 8 saat bekletildiklerini orada da hakaretlere, sataşmalara, aşağılanmalara ve tehditlere maruz kaldıklarını, hatta bir polisin yanlarına gelerek burası ‘ahır gibi kokuyor’ dediğini, gözaltı süresi boyunca kendilerine su verilmediğini, savcılığa verdikleri ifade sonrasında serbest bırakıldıklarını dile getirerek yapılan bu haksız hukuksuz uygulamalardan dolayı derneğimizden yardım talebinde bulunmuşlardır.”
‘CEZASIZLIK İŞKENCEYİ SIRADANLAŞTIRDI’
İHD’nin verilerine göre 2021 yılının ilk 11 ayında resmi gözaltı yerlerinde en az 415 kişinin işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını hatırlatan Altınöz, cezasızlık politikaları nedeniyle işkencenin sıradanlaştığını vurguladı. Altınöz, şöyle devam etti: “Türkiye’de işkence suçunun kovuşturulması için yasadaki muğlaklık yerini korumaktadır. İşkence suçu nedeniyle yapılan suç duyurusu başvuruları ya çeşitli gerekçeler ile takipsizlikle sonuçlanmakta ya da daha az cezayı öngören ve zamanaşımına tabi olan ‘basit yaralama’, ‘zor kullanma sınırının aşılması’ ya da ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından soruşturulmaktadır. Öte yandan işkence yapan kolluk görevlileri hakkında bir şikâyette bulunulması, soruşturma ya da dava açılması halinde işkence görenler hakkında derhal ‘memura hakaret etmek, mukavemet etmek, bu sırada yaralamak, kamu malına zarar vermek’ gibi gerekçelerle karşı davalar açılmaktadır. İşkenceciler aleyhine açılan davalar cezasız kalırken işkence görenler aleyhine açılan davalar kısa sürede ağır cezalar ile sonuçlanabilmektedir. Bizler İnsan hakları savunucuları olarak ilgili kurumlara Türkiye’nin taraf olduğu ve yükümlülüğü bulunduğu uluslararası sözleşmeleri hatırlatırız. Buradan ilgili kurumları gerekli soruşturmayı açmaya ve hak ihlallerinin yaşanmaması için ivedilikle gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***