DİYARBAKIR – Halkın geçimini sağlayabilmesi için asgari ücretin en az 8 bin ila 10 bin TL olması gerektiğini belirten Diyarbakırlılar, “Bu devlet kaşıkla verip, kepçeyle alıyor. Bütçenin hepsi savaşa ve çirkin işlere kullanılıyor. Bunu bizler değiştirebiliriz” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayı enflasyon rakamlarını yüzde 73.50 olarak açıklarken, bağımsız kuruluşlar bu oranın çok daha yüksek olduğu görüşünde. Açıkladığı enflasyon rakamları üzerinde oynamalar yaparak enflasyonu daha düşük gösterdiği defalarca tespit edilen TÜİK verilerinde dahi enflasyon oranının beklenenin çok üstünde gerçekleşmesi ve seçime bir yıl gibi kısa bir süre kalmasıyla seçmendeki AKP memnuniyetsizliğinin büyümesi asgari ücrette “iyileştirmeye” götürdü.
Sene başında 2 bin 825 TL olan asgari ücreti yüzde 50’lik zamla 4 bin 253 TL’ye çıkaran hükümet, daha 6 ay geçmeden bir ara zam daha yaptı ve asgari ücret 5 bin 500 TL oldu. Ancak beklentileri karşılamayan zam oranı tepkilere neden oldu. Asgari ücret, TÜRK-İş’in Haziran verilerinde belirlediği 6 bin 391 TL’lik açlık sınırının altında kaldı.
Mikrofon uzattığımız Diyarbakırlılar, yeni zammın da çözüm olmadığı görüşünde.
KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALIYORLAR
Ferhat Yusufoğlu adlı yurttaş, belirlenen yeni asgari ücretin de yüksek enflasyon ve döviz kuru karşısında yetersiz olduğunu belirterek, “Ülkede ev kirası bile 4 binden az değil. Düşünsene bir adam 5 bin 500 TL asgari ücretle çalışıyor. Bunun yol parası, sigarası var. Haliyle evine ve çocuklarına bir şey alamıyor. Asgari ücreti artırmak değil, alım gücünü yükseltmek lazım. Yapılan zamla pek bir şey değişmedi. Asgari ücreti 5 bin 500 TL yaptılar ama ertesi gün her şeye zam yaptılar. Bir hafta sonra elektrik ve suya zam yaparlar. Bu devlet kaşıkla veriyorsa kepçe ile alıyor. Asgari ücret en az 10 bin TL olmalı ki yetsin insanlara. Asgari ücrete zam yapılmalı, ürünlere değil. ‘Bayramdan sonra düzelecek’ dediler ama bir şey düzelmedi. Tam tersi her şey kötüye gitti. Bu laflarla halkı uyutmaya çalışıyorlar” dedi.
‘BU ASGARİ ÜCRET YETMEZ’
Ahmet Ablak da zam oranının yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Kiminin 5 çocuğu var kimi de kiracı. Bu ücret nasıl yetsin? Kirada oturanlar çok, bina aidatı var yetmiyor. İktidarın halkı düşünmesi lazım. Şu anki asgari ücret dayanmıyor. Asgari ücret en az 8 bin TL olmalıydı. Onlar da biliyor bu ücretin yetmediğini, insanlar perişan” diye belirtti.
‘TOPLUMUN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Belirlenen zam oranlarına karşılık her şeye de zam yapıldığını belirten Aysel Azar, “Halk perişan. Bir kova yoğurt alıyorsun 100, bir teneke yağ 800, un 500 TL. Bazı aileler kalabalık, onlar nasıl yapacak? Bazı aileler, ekmek bile alamıyor. Bir ekmek olmuş 6 TL. Paranın hiçbir kıymeti kalmadı. Asgari ücret ne kadar olsa da insanlara yetmeyecek, her şey çok pahalı. Bunlar parayı kendi aralarında dağıtıyor. İnsanların psikolojisi bozulmuş. Fakir insanlar ne yapacak? Neden halk ayaklanmıyor” diye sordu.
‘BAŞIMIZA DAHA NELER GELECEK?’
Asgari ücretin en az 8 bin TL olması gerektiğini ancak çoğu çalışanın asgari ücretten daha düşük çalışmak zorunda kaldığını hatırlatan Berken Zer, “Onların cebindeki maaş fazla, o yüzden keyifleri yerinde. Karınları tok, sanıyorlar ki halkın da karnı tok. Devlet halkın gerçekliğinden çok uzak” dedi.
Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Diyarbakır ziyareti esnasında sarf ettiği “Türkiye 5 milyon yeni istihdam sağladı. Bu bir rekordur. Şom ağızlılara göre; öleceğiz, biteceğiz diyenlere bir kapaktır” sözlerini hatırlatan Zer, “O bir insan etrafında 500 insan var. Ciğerciye girdiler, en az 20 bin TL yemeklerine verip gittiler. Şu anda bir insan, hayalinde bile 20 bin TL görmüyor. Bunların her biri 5-6 maaş alıyor keyifleri yerinde. Bu paranın nereye gittiğini biliyoruz fıstık, kadayıf, baklavalarına gidiyor. Diyarbakır Valiliği’nde de gördük fıstık borcu vardı, böyle bir şey olabilir mi? Geleceğimiz hiç parlak değil. Eğer ki kendisi baştan inerse biraz güzelleşir ama 20 yıl da ülke anca toparlanır. Bakalım kurtulana kadar başımıza ne gelecek?” ifadelerini kullandı.
‘ASGARİ 10 BİN TL OLMALI’
Belirlenen asgari ücretin temel ihtiyaçları dahi karşılayamadığını söyleyen İdris Çoban, şunları söyledi: “Ellerinde var, yapmak isteseler daha da fazla yapabilireler ama yapmıyorlar. Bilinçli olarak insanları aç bırakıyorlar ki hiçbir şeyi sorgulayamasınlar. Biliyorlar ki tok olan insan sorgulamaya başlayacak, okuyacak, gezecek. Bilinçli insan istemiyorlar. Hesap yapmak için ekonomi uzmanı olmaya gerek yok. 10 yaşındaki çocuk bile yapabilir. Kira, yemek, faturalar da var bunları hesaplayınca yetmediğini görüyorsun. Bundan dolayı gidip babandan, abinden borç alıyorsun, bu yüzden asgari ücretin en az 10 bin TL olması lazımdı.Bakan Nebati’ye güvenmiyorum. ‘Gözlerime bak ne görüyorsun’ diyen bir adamı ciddiye alamam ben. Önemli olan gözlerin değil yaptıklarındır. Gözlerle olacak bir iş değil. Bütçe adil dağıtılmalı, adil yaşam olmalı. Bu bütçenin hepsi savaşa ve çirkin işlere kullanılıyor. Devlet, halkının yaşam koşullarını düzeltmeli. Nasıl vergi alıyorsa dönüşü de öyle adil olmalı. Bakıyorsun yurt dışındakiler emekli olduktan sonra ülke, ülke geziyor. Bizim emeklilere bakıyorsun başka bir şehirdeki kızını görmeye gidemiyor. Kız kardeşim İzmir’de doğum yapmış babam hayırlı olsuna bile gidemiyor.”
‘TOPLUMLA ALAKALARI YOK’
Serdar Eşlin adlı yurttaş, toplumun gerçekliğine göre asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Bugün 3-4 kişilik bir ailenin en az 10-12 bin lira kazanması gerekiyor ve ancak bu şekilde geçimlerini sağlayabilirler. Bugün bir evin kirası 3 binden aşağı değil. Ee mutfak, yemek, hastane, okul bu standartlara göre bir ailenin geçimini sağlayabilmesi için en az 12 bin TL’ye ihtiyacı var. Hesaplarına gelince ülkemiz, Avrupa ülkelerini örnek alıyor ama nedense asgari ücrette örnek almıyor. Burada zulüm ve aşağılama var. Türkiye’deki siyaset toplumun gerçekliğini yansıtmıyor. Bakan Nebati’nin söylediklerinin aksine, üretim olmadığı için geriye gidiliyor. İnsanları kendi gündemleriyle kandırıyorlar fakat gündemi yakından takip edenler boş şeylere kanmıyor. Onlarla arkadaş olanların durumu zaten iyi ve hiçbir sıkıntıları yok. Bir atasözü vardır; ‘Tok açın halinden anlamaz’ diye onlar da toplumdan kopmuş ve uzaklaşmış. Ekonomi genel bir konu, hepimizi etkiliyor. Her şey adalete bağlıdır. Yanlış politikalar yüzünden bu duruma geldik, halk ise kimsenin umurunda değil” ifadelerini kullandı.
‘BİZ DEĞİŞTİREBİLİRİZ’
Mizgin Zilan adlı yurttaş ise, ekonomi böyle kötü gittiği sürece asgari ücretin hiçbir çalışana yetmeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Piyasaya bakarsak kimse 10 binden aşağı geçimini yapamaz. Asgari ücret bu haliyle yemeye, giyinmeye yetmez. Bunlar, insanların içine karışmayana kadar kimin ne yaşadığını bilemezler. Bugün millet açlıkla karşı karşıya, bunu bizler değiştirebiliriz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***