Askeri öğrencilerin gözünden 15 Temmuz’un anlatıldığı ‘Mavi Otobüs’ yayına girdi. Dikkatleri üzerine çeken ve büyük bir beğeni toplayan yapım, Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Yazgülü Aldoğan‘ın da gündemindeydi. İşte yazının ilgili bölümü
15 Temmuz’un Kurbanları
O meşum 15 Temmuz gecesinin gerçeklere uygun olarak aydınlatılacağı, kimin neyi planladığı, kimin neyi uzaktan gözlemlediği, kimin gerçek suçlu, kimin gerçek kahraman olduğunun anlaşılacağı günü bekliyorum. O geceyi yapan, yaptıran, ya da bu bize yarar diye müdahale etmeden seyreden, adil ve gerçek bir biçimde ortaya çıkmadı, gerçek aydınlatılmadı. Bu patırtının ortasında günah keçisi yapılanların acısı, çektikleri ise hâlâ sürüyor. O gece terör saldırısı var diye sokağa çıkarılan, er, öğrenci, uzman çavuş, stajyer, astsubay, kursiyer teğmen, vb. gibi alt rütbedekilerin davalarında, vurun abalıya oldu. Onlara en ağır cezalar verildi. Ayakta kalmaya çalışarak altı yıldır adaleti bekliyorlar.
MAVİ OTOBÜS
Geçenlerde Yargıtay, bu davadan müebbete mahkûm edilmiş öğrencilerden 66’sının kararını bozarak tahliye etti. Devreleri arkadaşlarının hazırladıkları bir belgesel “Mavi Otobüs” 15 Temmuz’da yayımlanacak. “Mavi Otobüs” o gece öğrencilerin emir komuta zinciri içinde bindirilip götürüldükleri otobüs. Son otobüse binmedi öğrenciler. Yurtdışı bir görevden yeni dönmüş, jet pilotu Binbaşı Mehmet Gürler, şortla geldiği kampta, aldığı emri uygulamadı. Öğrencilerini otobüse bindirmedi! Öğrencilerin hayatı kurtuldu. Hem dışarıda pusuya yatmış, çıkanı taramak üzere bekleyenlerden, hem darbeci diye yaftalanmaktan, hem müebbete mahkûm olmaktan, hem yıllardır cezaevinde yatmaktan kurtuldular.
Ama jet pilotu Binbaşı Mehmet Gürler, KHK’li oldu, tutuklandı, cezaevinde yatıyor. Üstelik hastalandı. Taleplerine rağmen zamanında müdahale edilmediği için hastalığı ilerledi. MS’e yakalandığı, yürüme ve konuşma zorluğu çektiğini duyurdu avukatı. Bir jet pilotunun MS’e yakalanmasının verdiği psikolojik yıkım da cabası. Yavaş yavaş hayatını yitirecek bulunduğu koşullarda. Öğrencileri, “Suçu bizi kurtarmaktı, bizi otobüse bindirmeyip, linç edilmemizi önlemekti” diye feryat ediyor. Köprüde linç edilen, aşağı atılanların, sırtından kurşunlananların hakkını aramak da bir kararnameyle durduruldu. O gece kimlerin silah sıktığı da şimdilik, o gecede kaldı. O dosyalar yeniden açılacak inşallah!
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***