ERSAN AY | BRÜKSEL TR724
Belçikalı milletvekilleri uzun süredir tartışılan İran ile mahkûm takası anlaşmasını onayladı. Belçika’da terör suçlamasından hüküm giymiş İranlı bir diplomatın, serbest bırakılması ve ülkesine dönmesine izin verilmesi bekleniyor.
Belçika ve İran arasında yapılan anlaşmaya göre Belçika’da mahkûm edilen İranlıların ve İran’da mahkûm edilen Belçikalıların cezalarını kendi ülkelerinde çekmelerine izin verilecek. Anlaşma ayrıca her iki ülkenin de mahkumlara af çıkarmasını mümkün kılıyor. Anlaşma 6 Temmuz tarihinde dış ilişkiler komitesinde onaylanmış ve mecliste ciddi tartışmalara sebep olmuştu. Mecliste oylamaya sunulan anlaşmaya 79 milletvekili onay verirken 41 vekil ise aleyhte oy kullandı. 11 vekil ise oylamadan çekildi. Anlaşmanın Belçika’da terör suçlamasından hüküm giymiş İranlı bir diplomatın Tahran’da tutuklu bulunan Belçikalı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele ile takas edilebilmesi için özel olarak yapıldığı düşünülüyor.
Bombalı saldırı hükümlüsü iade mi edilecek?
Anlaşma onaylanmasının ardından Belçika’da terör suçlarından hüküm giymiş İranlı diplomat Esadullah Esedi’nin İran’a iade edileceği konuşuluyor. Sürgündeki muhalif bir grup olan İran Ulusal Direniş Konseyi’nin Fransa’da 2018 yılının haziran ayında düzenlediği mitingi hedef alan bombalı saldırıda rol aldığı gerekçesiyle 20 yıl hapse mahkûm edilen diplomatın İran’da affedilmesi ve serbest bırakılması bekleniyor. Tahran ise şubat ayının başlarında Belçika vatandaşı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele’yi tutuklamıştı. 41 yaşındaki Belçikalı iddialara göre casusluk suçlamaları sebebiyle kötü şartlar altında hapiste tutuluyordu.
Belçika’da adaletin satılık olduğu mesajı veriliyor
Parlamentodan yapılan oylamaya ve anlaşmanın onaylanmasına ise tepkiler sürüyor. Muhalefet partilerinden DéFI’nin lideri François De Smet anlaşmanın Belçika’nın itibarı ve vatandaşlarının güvenliği üzerinde korkunç yansımaları olacağını ifade ederken sosyal medya hesabından “Belçika adaletinin satılık olduğu mesajını veriyor” şeklinde paylaşımda bulundu. Birçok milletvekili, yapılan anlaşmayı İran’a ödenen bir tür fidye ve şantaja boyun eğme olarak değerlendirdi. Oylamaya katılmayı reddeden Belçikalı vekil Denis Ducarme kuvvetler ayrılığına ve özellikle de kesinleşmiş yargı kararına saygı duyulmamasına tepki gösterdi. Bazı ülkelerin İran’la daha önce esir takası yapmış olduğuna dikkat çeken Ducarme “ama burada bir teröristten bahsediyoruz” dedi.
İran muhalefet hareketinin üyeleri kararı protesto ederken birçok insan hakları grubu da Belçika’dan anlaşmayı iptal etmesini istedi. İnsan hakları grupları verilen kararın hüküm giymiş bir teröristin serbest kalması ve eylemlerinden sorumlu tutulamaması ile sonuçlanabileceği konusunda uyarılarda bulundu. İran’ın AB vatandaşını rehin almasını meşrulaştırabileceğine dikkat çekildi. Uluslararası Af Örgütü, yapılan anlaşmanın Avrupa’da suç işleyen İranlı ajanlara “cezasızlık sağlamaya hizmet etmemesi” gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Belçika vatandaşlarını terketmez
Belçika’da hükümet İran’da tutuklu bulunan vatandaşlarının serbest kalmasının tek yolunun anlaşmanın onaylanması olduğunu düşünüyor. Belçika Başbakanı Alexander De Croo, eleştirilerde bulunan vekillere “Ailesine ne cevap vereceksiniz, hücrede çürümesine izin vereceğinizi mi?” diye sordu. “Belçika vatandaşlarını terk etmez”, dedi. İran’da aylardır tutuklu bulunan Vandecasteele’nin ailesi anlaşmanın onaylanmasını memnuniyetle karşılarken ailenin temsilcisi bir teröristin geri gönderilmesi anlamına da gelecek olan anlaşmanın adil olmadığını fakat masum bir insanı hapiste tutmanın da adil olamayacağını dile getirdi.
Belçika Adalet Bakanı Vincent Van Quickenborne, masum olan vatandaşlarının İran’ın “otoriter” rejiminden kurtarılması gerektiğinin altını çizerken anlaşma için İran tarafından Belçika’ya baskı yapıldığı iddialarını da reddetti. Mahkûm takası anlaşmasının İranlı diplomatın tutuklanmasından bu yana gerilen iki ülke arasındaki tansiyonu azaltacağı öngörülüyor.
Rehine diplomasisi
Hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığı otokratik yönetimlerde başka ülkelerin vatandaşlarının rehin alınması ve rejimin çıkarları için takas amacıyla kullanılması nadir rastlanılan bir uygulama değil. İran’ın Belçika vatandaşını casusluk suçlamasıyla hapse atması ve rehine olarak kullanması akıllara Rahip Brunson’u getirdi.
Rahip Brunson 2016’nın aralık ayında tutuklanmış ‘terör örgütleri adına suç işlediği ve casusluk yaptığı’ iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenmişti. ABD’nin gerilen ilişkiler ve yaptırım tehditleri sonucu Brunson’a 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmiş ve hükmün açıklanmasının ardından hapiste geçirdiği süre göz önüne alınarak serbest bırakılmış ve yurtdışı çıkış yasağı kaldırılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rahip Brunson’un haksız tutukluluğuna gelen tepkilere “Diyorlar ki, papazı bize verin. Bir papaz da sizde var. Siz onu bize verin biz de onu yapalım yargıda gereğini size verelim” diyerek cevap vermiş ve bir pazarlık teklifinde bulunmuştu. 15 Temmuz’un ardından Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel de dahil olmak üzere önemli bir kısmı gazeteci olan Batılı ülke vatandaşları Türkiye’de tutuklanmış ve rehine olarak kullanılmak istenmişti.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***