Analiz – 15 Temmuz’un 6. yıldönümünde ‘iktidar söylemi’ çökmeye başladı. Suç örgütü lideri Sedat Peker‘in yarım kalan ifşalarıyla bile 15 Temmuz’un neden yapıldığına dair perde aralandı. 15 Temmuz sonrası AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın Bahçeli, Perinçek ve devletin derin kesimleriyle kurduğu ittifak Türkiye’yi suç cehennemine çevirdi. Mafya, Türkiye’nin dört bir tarafına hakim oldu. Uyuşturucu trafiğinin merkezi haline gelen Türkiye’de narko-devlet tehlikesi doğdu.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 15 Temmuz’un 6. yıldönümünde dikkat çeken açıklamalar yaptı. Çiçek, “Halen birçok yönleriyle o işin aydınlandığını düşünmüyorum. Üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Çünkü devletin işleyişi açısından birçok problemi getirdi” dedi.
SARALLAR VE DEMİR YUMRUK OPERASYONUYLA FİLM GERİ SARILIYOR
Çiçek’in bu açıklaması, devletin derin kanadında yaşanan güç savaşlarının gün yüzüne çıkması olarak yorumlandı. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde, 15 Temmuz sonrası oluşturulan mafya ve uyuşturucu düzeninin dağıtılması için ittifaklar kuruldu. Son yapılan Sarallar ve Erol Evcil’e yönelik Demir Yumruk operasyonuyla filmin 15 Temmuz’a doğru geriye sarılması için düğmeye basıldığı konuşuluyor. Filmin başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT binasına götürdüğü Ayhan Bora Kaplan, dayı lakaplı Levent Çiçek, İsmail Altınok gibi uyuşturucu, çete, yağma, adam yaralama gibi suçlardan sabıkası olan mafya var.
MAFYA BABALARI VE UYUŞTURUCU BARONLARININ ÖNÜ AÇILDI
Bu film geriye doğru sarıldığında 15 Temmuz’a giden süreçte ve sonrasında yaşananların Türkiye’yi nasıl narko devlete dönüştürdüğü gözler önüne seriliyor. Siyaset bilimcilerin ‘Tek Adam rejimi’ ‘İkinci Cumhuriyet’, ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ ‘Otoriter Parti Devleti’ ‘Erdoğanizm’ adını verdikleri yeni dönemde devletten parça koparan mafya babaları ve uyuşturucu baronlarının önünü açan kritik olaylar şöyle:
130 BİN MEMUR İHRAÇ EDİLDİ, MÜLAKATLA YANDAŞLAR YERLEŞTİRİLDİ
15 Temmuz öncesinde hazırlanan listelerle emniyet, yargı, ordu, akademi ve bürokraside büyük bir tasfiye yapıldı. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na göre OHAL ile Türkiye’yi yöneten Erdoğan’ın yayınladığı KHK’larla en az 130 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. Kamudan atılan memurların yerine mülakatla AKP ve MHP’ye yakın isimler yerleştirildi. Özellikle Emniyet ve Jandarma gibi güvenlik kanadında parti devletinin bürokrasi ayağı kuruldu. Bu memurlar Erdoğan ve Bahçeli’nin hoş gördüğü kişilere ellerini sürmedi. Dosyaların üzeri örtüldü.
8 BİN YENİ HAKİM VE SAVCIYLA ‘REJİM YARGISI’ KURULDU
15 Temmuz’dan hemen sonra 4 bin 500’den fazla hakim ve savcı “Gülen Hareketi” üyesi oldukları gerekçesiyle görevlerinden uzaklaştırıldı. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) açıklamasına göre 15 Temmuz’dan önce yaklaşık 16 bin olan hakim ve savcı sayısı 2018 sonunda 20 bine yaklaştı. Böylece mevcut hakim ve savcıların 8 bini 15 Temmuz sonrasında atandı. Anayasa Mahkemesi dahil yüksek yargının büyük çoğunluğu Erdoğan tarafından belirlendi. Yeni yargı düzeninde Cumhur İttifakı’na yakın olup suç işleyenlerle ilgili soruşturma açılmadı. Muhalifler ise attıkları tweetler yüzünden cezaevine gönderildi.
SERMAYEYE ÖNCE AKP ÇÖKTÜ: BOYDAK VE KOZA İPEK’İN MALLARI PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
Türkiye’deki sermayeyi kontrol etmek amacıyla 10 Temmuz 2018 tarihinde Erdoğan damadı Berat Albayrak’ı Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadı. 12 Eylül 2018 tarihinde ise 30 milyar dolarlık parayı yöneten Türkiye Varlık Fonu’nun Başkan Vekili yaptı. Başkanlığını ise Tayyip Erdoğan kendisi yaptı. Merkez Bankası’nın 128 milyar doları damat Berat Albayrak zamanında ucuza satıldı. Bu süre zarfında 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatıldı. 1000’e yakın şirkete kayyım atanarak el koyuldu. Muhalif sermaye AKP’ye aktarılmış oldu. AKP’li Nurettin Canikli eliyle Boydak’ların içinin boşaltıldığı TBMM tutanaklarına girdi. Koza İpek Holding’e ait Angel’s Peninsula Oteli’ne de Melih Gökçek’in oğluyla çöktüğü ortaya çıktı.
BAHÇELİ’NİN İSTEĞİYLE ÇAKICI HAPİSTEN ÇIKARILDI, MAFYA SAVAŞLARI BAŞLADI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talebi ve Erdoğan’ın onayıyla Çakıcı Affı olarak bilinen infaz düzenlemesi yapıldı. Bu düzenlemeyle organize suç örgütü lideri olan 16 yıldır cezaevinde bulunan Alaattin Çakıcı, tahliye edildi. 2020 yılındaki bu tahliyenin ardından iktidar-mafya ilişkileri iyice gün yüzüne çıktı. AKP’nin ardından mafya babaları güçlerine göre Türkiye’deki Marina, liman, demir çelik fabrikası gibi şirketlere çöktü. Arkasından mafya arasında savaşlar başladı. Kıbrıs’ın kumarhaneler kralı Halil Falyalı öldürüldü. Falyalı’nın bahis şirketleri ve kumarhane işlerini Çakıcı’nın devraldığı basına yansıdı.
HER TAŞIN ALTINDAN MAFYA ÇIKIYOR
Erdoğan tarafından hapisten çıkarılan diğer bir mafya babası Sedat Peker ise yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Eşinin ve çocuklarının kaldığı eve polis operasyonuna sinirlenen Peker, YouTube üzerinden videolar yayınlayarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mafya ve uyuşturucu baronlarıyla ilişkisini deşifre etti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bilgisi dahilinde SADAT ile Suriye’ye silah taşıdığını açıklayan Peker’in işaret ettiği her yerden başka bir mafya düzeni çıktı.
CUMHURİYET TARİHİNİN UYUŞTURUCU REKORLARI KIRILDI
Peker, eski Başbakan ve AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırırım’ın Mehmet Ağar ile uyuşturucu ticareti yaptığını delilleriyle ortaya koydu. Peker’in ifşaları sonrası İzmir-Mersin limanlarında yapılan uyuşturucu operasyonlarında Cumhuriyet tarihinin rekorları kırıldı. Polisin göstermelik yakaladıkları Türkiye’de yakalanmayan uyuşturucu miktarının boyutlarını dünya medyasının gündemine soktu.
VATANDAŞ FAKİRLEŞTİ, AKP’LİLER ZENGİNLEŞTİ
Peker, Erdoğan ile helalleşme videosunu çekmese de Türkiye’de yaşayanlar 15 Temmuz sonrası yayına konulan iktidar-derin devlet-mafya filmini yaşayarak izliyor. Sandıkta kazanan Erdoğan olurken, Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek “Erdoğan bizim çizgimize geldi. Türkiye’yi biz yönetiyoruz” demekten geri durmuyor. Halk her geçen gün fakirleşirken, Erdoğan sermayesi bir gecede milyar dolarlarına milyon dolarlar ekliyor. 20 Aralık operasyonundan haberi olanlar 18 liradan doları satıp 10 liraya düşünce yeniden alıyor. Yüksekten alıp satamayan vatandaş ise çarpılıyor. Kur korumalı TL mevduat adı altında bankada parası olanlara devlet Hazine’sinden vergi muafiyetleri dahil 100 milyar lira aktarılıyor.
Filmin sonunda Sarallar ve Erol Evcil mafyası dururken, başında ise 15 Temmuz akşamı TRT binasından ellerinde silahlarla fotoğraf çektiren ve Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’na getirilmesinin ardından güçlenerek “Ankara’nın baronu” haline gelen mafyalar var.
Filmi ileri geri sarınca 15 Temmuz’un neden kurgulandığı çok net anlaşılıyor. Ancak görmek isteyenlere…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***