Koronavirüs salgını toplumsal eşitsizlikleri yeniden gündeme getirdi. Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu, İstanbul’daki koronavirüs ölümlerinin sosyoekonomik düzey ve hava kirliliğiyle ilişkisini inceledi. Araştırma, ölümlerin ekonomik durum ve hava kirliliğiyle ilişkisi olduğunu ortaya koydu. Araştırmanın sonuçlarına göre ilçe düzeyinde sosyoekonomik durum kötüleştikçe koronavirüse bağlı ölümler arttı. Hava kirliliğinin yüksek olduğu, işçilerin ve yoksul nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde daha çok vaka ve ölüm görüldü.
Araştırma sonuçlarına göre sosyoekonomik durumdaki her yüzde 20’lik düşüşte, ölüm oranları yüzde 4 oranında arttı. İstanbul’un ilçelerindeki yaşlı nüfusun yüzde 10’un üzerinde olması da toplam nüfustaki koronavirüs ölümlerini yüzde 35 artırdı.
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Nilüfer Aykaç araştırmanın sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Aykaç, koronavirüsün eşitlikçi bir virüs olmadığını belirterek “Bu virüs kırılgan grupları, yaşlıları, yoksulları daha fazla etkiledi. Pandemi bize göstermiştir ki; virüs değil toplumsal koşullar, insan eliyle yaratılan uygarlık, eşitsizliği var ediyor. Böylesi eşitsiz bir ortamda virüs kırılgan grupları öncelikle tehdit ediyor. Hava kirliliği arttıkça koronavirüse bağlı ölümler daha fazla oluyor. Yoksulsanız, hane halkı geliriniz düşükse ve ev içi hane halkı sayısı yüksekse koronavirüs daha öldürücü olabiliyor” diye konuştu.
HERKES EŞİT DEĞİL
Koronavirüsün dünyanın ekonomik ve politik yapısındaki pek çok açığı ve çelişkileri açığa çıkardığını belirten Aykaç, “Salgının, çok ciddi tıbbi, psikolojik ve sosyolojik etkilere sahip olduğu izlenirken çok güçlü bir iktisadi kâbusu da ortaya çıkardığı görüldü. Fakat bu ekonomik kâbus tüm sınıflar için aynı şiddette yaşanmadı. Yoksulları, işçileri, işsizleri ve göçmenleri daha fazla etkiledi” dedi. Virüs enfeksiyonlarının sınıfsız olmadığının altını çizen Aykaç, “Büyük kentlerin her tarafı eşit değil. İnsanların çalışmak için evden çıkmak zorunda olduğu yerler, işçilerin yoğun olarak yaşadığı, daha yoksul nüfusun yoğun olduğu bölgeler. Bu bölgelerde salgının arttığını görüyoruz. Virüs potansiyel olarak herkesi etkilemekte ancak ölümlerin ve salgının artış hızının yüksek olduğu yerlere bakıldığında toplumsal eşitsizliklerinin ve kırılganlıklarının ön plana çıktığı görülmektedir” açıklaması yaptı.
ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDILAR
Dr. Nilüfer Aykaç ve Dr. Osman Elbek, pandemi boyunca uygulanan sokağa çıkma yasaklarında İstanbul trafiğindeki yoğunluğa ilişkin de bir araştırma yaptı. Bu dönemde trafikteki en yoğun hareketlilik mavi yaka olarak tabir edilen işçilerin yoğun olarak yaşadığı ilçelerde gözlendi. Bu bölgelerin Avcılar, Bahçelievler, Esenyurt, Küçükçekmece, Kurtköy, Pendik, Samandıra, Ümraniye ve Tuzla’da olduğu izlendi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***