Hakkında YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle hapis ve siyasi yasak talebiyle açılan davanın ilk duruşması bugün görülen İBB Başkanı İmamoğlu, “Uzun zamandır muhalefeti bastırmak için yargıyı silah gibi kullanma geleneği oluştu. Kullanıldığı tek kişi elbette ben değilim” dedi.
CHP heyeti ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) eski başkanı Sadi Güven ve üyelere hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın ertelenmesinin ardından açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “İmamoğlu, 16 milyon İstanbullunun arkasında. Onlarını haklarını savunma noktasında, CHP parti terbiyesi ve kültürü içinde birikimi ile İBB’de tarih yazmaya devam edecek Erdoğan çatlasa da patlasa da” dedi.
Ekrem İmamoğlu ise dava sürecine ilişkin olarak, “Bu davada 4 yıla kadar hapsim ve siyasi yasaklı olmam istendi. Bu süreçte hukukun bu şekilde bir mahkemeyi açıyor olması bile talihsizlik. Bu talihsizliğin yaşanması hepimizi üzmüştür” açıklamasında bulundu.
‘TOPLUMU GERMEK İSTİYORLAR’
“Uzun zamandır muhalefeti bastırmak için yargıyı silah gibi kullanma geleneği oluştu” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kullanıldığı tek kişi elbette ben değilim. Son bir ayda Gezi’de yıllarca hapis cezası verilmiş yol arkadaşlarım, hemşehrilerim var içinde… Yine Kaftancıoğlu davası var… Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’na, ana muhalefet partisinin genel başkanına yapılan linç girişiminde bulunan cezalarla kıyaslıyoruz… Bu yapılanların yegane sebebi var, toplumu germek istiyorlar. Geçmişte samimi duygularla bu siyasilere oy veren vatandaşlarımız, kendi siyasi kadroları bile yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorlar.”
‘TOPLUMU SUNİ GÜNDEMLERLE YORMAK, SEÇMEN KAYIPLARINI DURDURMAK İSTİYORLAR’
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Dikkatleri dağıtmak, toplumu suni gündemlerle yormak, seçmen kayıplarını durdurmak istiyorlar. Bunu bir intikam aygıtına çevirerek mahkemelerle yapma çabasındalar. Bu sadece bir siyasi kazanımla tanımlanamaz, milletimizin en önemli, bir arada oluşunu var eden adalet duygusu noktasında hepimizin başını öne eğen bir durum. Yargıyı tahakküm altına alıyorlar, almaya devam edecekler gibi gözüküyor. Her yol mübah gibi hareket ediyorlar. İktidar ne derse desin, muhalefet herhangi bir şey söylese hemen suç kavramıyla karşı karşıya kalıyor. İçişleri Bakanının bana ahmak demesine yanıt verdiğim halde, ki buna siyasi kavramla yanıt verdim, kendisine iade ettim, sanki YSK’ya demişim gibi 4 yıl hapis ve siyasi yasak istenen davada yargılanıyorum.”
‘ÜLKEYİ KORKU SÜRECİNE SÜRÜKLEME ÇABASINDALAR’
İmamoğlu, “Meclis çatısı altında Cumhurbaşkanın milyonlarca insana dönüp konuşmasında, benim burada ifade edemeyeceğim bir hakareti gördük, bunlar çok ağır hakaretler… Böyle olunca o bir avuç insanın içinde bulunan kişilik de aynı ifadeyi kullanmakta kendinde hak görüyor. Biz toplumu temsil eden insanlar olarak vatandaşı ya da kendimizi savunurken bu sözleri iade etmek zorunda kalıyoruz. Yaptığımız iş bu. Sözünü iade ettim o gün, söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye dedim… Allah’a havale ettim. Bizim ahlakımız ancak buna müsaade ediyor. Türkiye’de hukuk şu anda herkese eşit değil, birilerine küfür de hakaret de serbest! Kaos yaratma çabasındalar, ellerinden geleni yapıyorlar, ülkeyi korku sürecine sürükleme çabasındalar” şeklinde konuştu.
‘SADE VATADAŞLAR ONLARIN DA VATANDAŞ OLDUĞUNU ÖĞRETECEK’
“Muhalif her sesi kısmak, kendilerine karşı olanları bertaraf etme çabasındalar ama buradaki heyet, sadece milyonlarca insanın bir sesi, boş beklerler, çok beklerler, böyle bir şeyi asla başaramayacaklar. Bu halk çok zeki, kaos yaratma çabalarınıza, masum insanları sokağa dökerek gerginlik ortamı yaratmanıza geçit vermeyecek. Bu millet güle oynaya, bayram havasında, kardeşçe sandığa gidecek, bu ülkeden esirgediğiniz adaleti, tekrar tesis edecekler, az kaldı. Bu milletin o iktidardaki bir avuç insana, bu ülkenin sade vatandaşlarına onların da vatandaş olduğunu öğretecek.”
‘İSTANBUL SEÇİMLERİNİN ÜZERİNDEN 3 YIL GEÇTİ’
“Hala üzerinde tepindiğiniz, acısını hissettiğiniz İstanbul seçimlerinin üzerinden 3 yıl geçmiş, kendi içinizdeki insanlar bile seçimi iptal etmenin yanlış olduğunu söylemelerine rağmen aynı akla devam ediyorsunuz, bu çok şaşırtıcı. Bugün artık İstanbul seçimlerini iptal ettik, ne doğru yaptık, hukuk adına ne güzel iş olduğunu söyleyecek bir tane AK Partili yönetici çıksın konuşsun, Allah’ın kulunu bulamazsınız. Yüzlerce terörist vardı, terörle iltisaklı sandık görevlileri vardı, ama bir kişi bile yargılanmadı.”
‘HIRSLI, SULUGÖZ, SİNİRLİ BİRİYMİŞ’
“Bir kişi var, o da İçişleri Bakanı. Seçim güvenliğinden en sorumlu birinci kişi… Seçim akşamı bile görevini ihmal edip rakibimle toplantı yapacak kadar görevini ihmal eden bir kişiydi. Halkın iradesini gasp etmek için İstanbul’un bazı ilçelerinde elini geleni ardında koymadı.
Hüngür hüngür ağladım dedi. Hırslı, sinirli, sulugöz biriymiş. Bir İçişleri Bakanı dünyanın en normal süreçlerinden biri gerçekleşince neden ağlar? Neyi kaybetti, bunu anlamamız lazım… İstanbul’un kendi malı mülkü olduğu duygusuna kapıldılar, böyle bir rüyadalar. Bu rüyadan uyanacaklar, alıştılar ağlamaya, önümüzdeki ilk seçimde de bu kez onları hep beraber hıçkıra hıçkıra ağlatacağız.”
‘BU MAHKEME BENİMLE İÇİŞLERİ BAKANI ARASINDA’
“Bu davanın açılması bile talihsizliktir. Ama bu mahkeme, benimle, bana hakaret eden İçişleri Bakanı arasındadır. YSK’yı ve yargıyı istismar etmeyi bıraksınlar. O bir avuç insan YSK ve yargının itibarı ile yeterince oynadı. Rahat bırakın onları. Sizlerin de hukuka ihtiyaç duyduğunuzu hatırlatmak isterim. Vazgeçmeyeceğiz… Yapılan hamleler bizim dayanma gücümüzü büyütüyor. Bizimle toplum arasındaki bağlarımızı güçlendiriyor, sizin gerçek yüzünüzü ortaya çıkarıyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***