Çeşitli sendika ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle oluşan Seçim Güvenliği Platformu, kamuoyunda “Dezenformasyon Kanunu” ya da “Sosyal Medya Düzenlemesi” olarak bilinen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” konusunda bir uyarı yazısı paylaştı.
“Sansürcü bir seçim düzenlemesi” olarak nitelenen kanun teklifinin, sosyal medyadan, medyaya kadar pek çok konuyu düzenlediğinin ve 40 madde ile eşit propaganda hakkını yok ettiğinin altı çizildi. Teklifle seçim düzenlemesinin tek elde toplandığı, burada da basından sosyal medyaya kadar her türlü iletişim aracına müdahale edilerek bir anlamda dezenformasyon ve sansürün artırılmasının önü açıldığı vurgulandı.
Seçim Kanunu üzerinde yapılan değişikliklerin ilk kez 15 Mart’ta TBMM’ye geldiği hatırlatıldı ve bu ilk düzenlemede “Cumhurbaşkanına seçimler konusunda yasaksız yetkiler verildiği” belirtildi.
MUHALEFETİN GÖRÜŞMELERE ‘NASILSA GİDECEKLER’ REHABVETİYLE İLGİ GÖSTERMEDİĞİ VURGULANDI
“Seçim kanunu TBMM’de görüşülürken muhalefet partileri yeterince ilgi göstermemiş, 14 Parti’nin sadece altısı komisyon toplantılarında yer almış, Genel Kurul görüşmelerine milletvekili katılımı ise sınırlı kalmıştı. İncelediğimiz tutanaklardan ‘zaten gidecekler’ diyen bir rehavetin hakim olduğu görülmüştü. Nitekim kanun teklifi elektronik oylama bile yapılmadan geçmişti” denilen yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Seçimlerin düzenlemesine dair yetkileri yasaksız bir şekilde Cumhurbaşkanı’na veren ve önceki seçimlerde yapılan eşitsizlikleri yasal hale getiren bu kanunun devamında basına ve sosyal medyaya müdahale yetkisi verilerek daha adaletsiz bir seçim için bir adım daha atılıyor.
‘Dezenformasyon Kanunu’ teklifi tali komisyon olarak Dijital Mecralar Komisyonu’nda 1 Haziran günü görüşüldü ama toplantının raporu henüz paylaşılmadı. Esas komisyon olan Adalet Komisyonu’nda 9, 14 ve 15 Haziran’da 22 saat 59 dakika süren 3 toplantı ile görüşüldü. Komisyon raporu 21 Haziran’da TBMM sayfasında paylaşıldı.
TBMM komisyonlarında 37 saat 5 dakika görüşülen teklifle ilgili partilerin şerhlerine dair birkaç haber basında yer aldı. Ancak, seçim sürecini ve özgürlüğü bu denli etkileyecek olan teklife karşı parti teşkilatlarını ve seçmeni bilgilendiren etkili bir çalışma görmedik.
ÜÇÜNCÜ DALGA SEÇİM DÜZENLEMESİ DE VAR
Bu teklifin geleceği çok önceden belli idi. İçeriğine dair basında pek çok haber çıkmıştı. Seçim için iki önemli adımın arkasının geleceğini de biliyoruz. Üçüncü dalga düzenlemesinin bağımsız bilgi üreten kurumlara yönelik olacağını, örneğin TÜİK’e alternatif bağımsız ENAG gibi yapılara izin verilmeyeceğini önceki haberlerden öğrenmiştik.
ADİL BİR SEÇİM İÇİN ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?
Seçim kurallarının bir kişi tarafından belirlendiği bir seçim düzenlemesine kuralsız, kısıtsız bir sansür ve engelleme hakkı veren bir basın düzenlemesi de eklenirse 2018 seçimlerinden daha adaletsiz bir seçim ile karşı karşıya kalacağımız açıktır. Partilerin, milletvekillerimizin bu kanun teklifini önlemek için Genel Kurul oturumlarına tam kadro katılmalarını talep ediyoruz, bekliyoruz. Seçim Güvenliği Platformu olarak dezenformasyonun önünü açacak, seçimde halkın bilgilendirilmesine sınır getirecek bu düzenlemeye dair basın örgütleri ve medya emekçileri ile aynı yerde durduğumuzu belirmek istiyoruz.
Bizler sessiz bir seçim istemiyoruz, adil bir seçim, adil bir propaganda ve bilgilenme hakkının da olduğu demokratik bir seçim istiyoruz.”
Seçim Güvenliği Platformu, aşağıdaki sendika ve sivil toğlum kuruluşlarından oluşuyor:
DİSK / KESK / TMMOB / TTB / SODEV / Alevi Bektaşi Federasyonu /
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği / Hak İnisiyatifi Derneği / İnsan Hakları Derneği /
Mülkiyeliler Birliği / ODTÜ Mezunları Derneği / Anıtpark Forum / Anti Kapitalist Müslümanlar /
Demokrasi İçin Birlik / Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu /
Hak ve Adalet Platformu / Seçim 2023 Yerel Medya Koordinasyonu / Sensiz Olmaz Hareketi /
Yurttaş Girişimi / Yurttaşlık Derneği
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***