Yıllar önce CNN ekranlarında “Şakkadanak dolar satarım” çıkışıyla bilinen ekonomi yazarı Necmettin Batırel, akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artışlara tepki gösterdi. Batırel, alınan bir dizi ekonomik önleme karşı, akaryakıt fiyatlarındaki artışın hesapları “altüst” ettiğini vurguladı.
Batırel “Enflasyon, yani hayat pahalılığı en büyük problem hâline geldi. Fiyatları düşürmek için Hazine, Merkez Bankası, BDDK, SPK, bütün imkânlarını seferber etti. Peş peşe kararlar açıklanıyor. Amaç Türk lirasına değer kazandırmak. Ama iki önemli gelişme var ki, hesapları altüst ediyor. Birincisi akaryakıttaki büyük artış. Ekonomik düzenin bozulmasında birinci derecede rol oynuyor. Fiyatlar 1 yılda anormal arttı. 13 Haziran 2021’de dolar kuru 8,5 TL idi. Bugün 17,25 TL, yüzde 102 artmış. Brent petrol aynı tarihte 70 dolardan satılıyormuş, bugün 119 dolar, yüzde 70 artmış” dedi.
“Fiyatlar normal seviyesine inmedi”
TRT Haber’in aktardığına göre dolardaki çıkışın durmasına karşın akaryakıtın normal seviyelere inmediğini vurgulayan Batırel şöyle dedi:
“Gelin görün ki, benzinin litresi 1 yılda 7,15 TL’den 28,45 TL’ye çıkmış, tam yüzde 297 artmış. Fiyat 4’e katlanmış. Dolardaki artışla Brent petroldeki artışın ortalaması olan yüzde 85’lik artışı benzine uygularsanız, litre fiyatı 13,22 TL çıkıyor. Oysa bugün fiyat 15 lira daha yüksek. Peki bu tablo nasıl oluştu? 20 Aralık 2021’de dolar kuru 18,36’ya çıkınca fiyatlar anormal yükseldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Brent petrolün 140 dolara tırmanmasıyla ipler koptu. Ama daha sonra hem kur artışı durdu, hem de petrol gevşedi, ama fiyatlar bir türlü normal seviyesine inemedi.
Devlet akaryakıttan büyük oranda vergi alıyor. Toplanan vergiler bütçede en büyük gelir kaynağı oluşturuyor. Devletin buna büyük ihtiyacı var. Vatandaşa hizmet olarak yansıtıyor. Bunların hepsine tamam, itirazımız yok. Ama aşırı yükselen akaryakıt maliyetleri tavana çıkarıyor, tepeden tırnağa zam geliyor. Enflasyon zirvede kalıyor.”
” ‘Önce benim vatandaşım’ deyin”
Artan gıda fiyatlarına ilişkin de eleştirilerde bulunan Batırel, gıda ihracatına kısıtlama getirilmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Rusya dünyaya gıda satmıyor, Hindistan onu izliyor. Çin, gelecek 5 yılda yaşanacak büyük gıda krizine karşı sürekli stok yapıyor. Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri %32 artışla 4 milyar 469 milyon dolar, meyve ve sebze mamulleri %30 artışla 970 milyon dolarla rekor kırmış. Zeytin ve zeytinyağı sektörünün dış satımı yüzde 48 artarak 167 milyon 317 bin dolara ulaşmış. İşte bunun için bir kilo pirinci 20, mercimeği 24, şekeri 20, zeytinyağının (riviera) litresini 55 liradan alıyoruz.
Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığından ülkemizin yıllık hububat, sebze – meyve ihtiyacını öğrenmeli. Bunun üzerindeki rakamların satışına kesinlikle izin vermelidir. Gıda ihracatına mutlaka kota getirilmelidir. Satmayın kardeşim “Önce benim vatandaşım” deyin.. Bizim ihtiyacımız varken dışarıya niye mal satıyoruz. İhracat artsın ülke döviz kazansın buna itiraz yok. Ama kaş yapayım derken göz çıkarmayalım. Gıda fiyatlarını düşürmek istiyorsak yurt içinde mal bolluğu yaşatmalıyız. Ne oluyor biliyor musunuz?
“Vatandaş cebinden ödüyor, olmaz böyle şey”
5 ayda 13,5 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatının bedelini vatandaş 20 milyar dolar olarak cebinden ödüyor. Olmaz böyle şey. Gıda fiyatlarının TÜFE üzerindeki payı yüzde 23,3.. Akaryakıtın yüzde 4,9… Bu iki kalemin TÜFE üzerinde yüzde 30 etkisi var. Ama diğer kalemler bu maliyet artışlarından dolaylı olarak aşırı etkileniyor. Akıntıya karşı kürek çekiyoruz. Bu yöntem derhâl değişmeli. Enflasyonla mücadele topyekûn yapılmalı ki sonuç alınsın.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***