Siyaset kulislerinde cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için erken seçim yapılacağı konuşulurken T24 yazarı Murat Sabuncu çarpıcı bir iddia ortaya attı. Sabuncu bugünkü köşe yazısında HDP’nin kısa bir süre önce “Altılı masa Meral Akşener ya da Mansur Yavaş’ı aday gösterirse HDP cumhurbaşkanlığı için aday çıkaracak” kararı aldığını ve bu kararı altılı masada şu an itibariyle en yüksek oyu olan siyasi partinin genel başkanına ilettiğini öne sürdü.
Sabuncu’nun kaleme aldığı yazısının ilgili kısmı şöyle:
Ben ilk turun çok önemli olduğunu ve burada başarı yakalanamazsa muhalefet açısından ikinci turun aday kim olursa olsun zor geçeceğini düşünüyorum. O yüzden hem altılı masanın varlığı-devamlılığı hem süreçte HDP ve sol partiler ile kurulacak diyalog çok önemli. Çünkü HDP cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda aday çıkartırsa seçimlerin ikinci tura kalacağı kesin gibi. Yine seçim sonrası Meclis’te oluşacak olası aritmetikte, sistemi değiştirebilecek oy için yüzde 58’lik bir toplam gerekiyor. Burada da HDP oyları önemli. İlk turda aynı anda Meclis aritmetiği de ortaya çıkacağı için ikinci turda Meclis çoğunluğunu alacak partinin adayının söylemi de önemli olacaktır. Erdoğan buradan çıkan sonucu da kullanacaktır.
HDP’ye ve güncel siyasal duruşuna biraz daha yakından bakalım.
CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN ADAY ÇIKARACAKLAR MI?
Kısa bir süre önce HDP yönetimi bir karar aldı. Ve bunu altılı masada şu an itibariyle en yüksek oyu olan siyasi partinin genel başkanına iletti. Karar şu: Altılı masa Meral Akşener ya da Mansur Yavaş’ı aday gösterirse HDP cumhurbaşkanlığı için aday çıkaracak. İlettikleri bir diğer konu da şu. Altılı masanın adayı açıklanmadan önce bu masanın bir temsilcisiyle, çıkartılacak adayın şeffaf bir şekilde kendileriyle konuşulması.
Bunu biraz açalım.
Uzun süredir ‘Kürtler Mansur Yavaş’a oy verir’ konuşması yapılıyordu. Ancak önce Kürt siyasetinin önemli ismi Ahmet Türk’ün ‘oy vermezler’ çıkışı, ardından Yavaş’ın Van ziyareti sırasında kalabalık içinden bir kişinin ‘Demirtaş’ı da aramızda görmek istiyoruz’ demesinin Yavaş’ın o an ‘inşallah’ demesiyle aynı anda okunması ve sonrasında basın ekibinin bununla ilgili yalanlayan açıklama yapması. HDP’nin itirazının ana temelleri burada. Akşener’e de HDP’yi muhatap almayan ve ‘terör’ ile bağlantılı gösteren sözleri nedeniyle karşı çıkıyorlar. Kamuoyu önünde kendileriyle konuşulmasını istemeleri ise; yerel seçimlerde özellikle uzun süredir kazanılmayan büyük şehirlerin kazanılmasında ‘belirleyici aktörlerden biri olduklarının’ seçim sürecinde ve sonrasında önemsizleştirildiğini düşünmeleri.
ADAY ÇIKARTIRLARSA ERDOĞAN’A YARAR MI?
Bu soruyu kendi aralarında tartışıyorlar. Anketler aday çıkardıkları takdirde seçimlerin ikinci tura kalmasını kesin gibi gösteriyor. Böyle bir durumda ikinci turda Erdoğan’ın, yukarıdaki anket de dikkate alınırsa kazanma-kaybetme olasılığı adaya bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Bu riski alıp ‘muhalefete kaybettiren olma ihtimalinin’ parti ve Türkiye için risklerini de konuşuyorlar.
HDP’nin kapatılma olasılığına ve sonrasına dair yol haritasına gelince. Geçen hafta Ankara’da tüm siyasi partileri ziyaret eden TÜSİAD yöneticilerine verdikleri brifingde de anlattıkları gibi tüm olasılıklara hazırlar. Bu arada Erdoğan’ın aday çıkarıp muhalefetin elini zora sokan bir HDP’yi mi kapatılan bir HDP’yi mi, siyasette görmek ya da görmemeyi tercih edeceği de düşünülmesi gereken bir konu. HDP İÇİNDE ‘AKP’DEN TECRİTİ KALDIR TALEBİ DOĞRU OLDU MU’ AYRIŞMASI
HDP’nin çağrısı ile 12 Haziran’da (dün) ülkenin değişik yerlerinden Gemlik’e binlerce kişi hareket etti. Öcalan’a uzun süredir uygulanan tecrite karşı bir tepki amacıyla yapılmıştı. HDP çağrısında şöyle diyordu: Bütün Türkiye halklarını, kadınları, gençleri, derdi demokratikleşme olan herkesi 12 Haziran’da tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için yürüyüşe çağırıyoruz.
HDP içinde bu çağrı ile ilgili fikir ayrılıkları var. Fikir ayrılığının nedenini anlatan kaynaklardan biri şunu söyledi:
Çağrının niteliğinden çok ‘özgürlük talebinin AKP’den istenmesi problemli. Seçimlere bir yıl kala Erdoğan’ın siyaseten de kullanabileceği bu talep yanlış oldu diyebilirim.
Bu kaynağın aktardığına bir cümle de ben ekleyeyim. Bu talep Erdoğan’ın halen güçlü ve ondan bir talepte bulunulabilir aktör olduğunun da kabulü anlamına geliyor.
Bir diğer kaynağın vurgusu şöyle idi:
Eylül 2021’de partinin açıkladığı tutum belgesinde Kürt sorunu ve çözümle ilgili konuda ana vurgu Meclis’e idi. Eski Eş genel Başkan Selahattin Demirtaş, HDP’yi de içine katarak tüm muhalefeti bir arada ciddiyetle durarak, ortak somut bir mesajda buluşulmasını söylüyor. Ahmet Türk ‘sokak ile Ankara merkezli parlamento içi siyasetin birleştirilmesinin’ önemini vurguluyor. Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel tutum belgesine atıfta bulunarak içinde olunabilecek onurlu bir seçim ittifakından bahsediyor. Şu anda AKP’nin bunu siyasette kullanacağı, yapsa bile bunun geçici olacağı bilindiği halde tecritin kaldırılması isteniyor. Şu anki tavırla muhalefetle ayrı yere düşülüyor.
Bitirirken… HDP’nin durumu kritik. Her anlamda. Kendinden kaynaklanan ya da dış etkiler sebebiyle. 3 Temmuz günü kongresi var. Mithat Sancar ve Pervin Buldan pek muhtemel eş başkanlığa devam edecek. Ancak HDP’nin duruşu ve tutumu seçim sürecini ve sonrasını etkileyecek.
Not: Meral Akşener’in bu tweet’i çok önemli: Kadınlar Günü’nde bile gösteri izni vermeyenlerin, ilginç bir şekilde göz yumduğu, Kadıköy’deki terör propagandasında polisimize yapılan çirkin saldırıyı şiddetle kınıyorum.
Huzurumuz için çalışan evlatlarımıza el kaldıranlar için acilen gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***