CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kimlik üzerinden siyaset yapılmasını eleştirerek “Hanginiz anne babanızı seçme özgürlüğüne sahipsiniz? O zaman benim kimliğim neden siyasete konu oluyor? Benim elimde olmayan bir şey neden siyasete konu oluyor?” diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya’da Muhtarlar ve Çiftçiler Buluşması’nda konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:
Tarım toprağı olarak Türkiye’nin birincisidir Konya alın teri döken insanlarımız var.
Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; Sizler üretmezseniz 81 milyon aç kalır, gücünüzü bilin.
Hesabını yaptık, 2006’dan bu yana çiftçinin hükümetlerden 211 milyar lira alacağı var. TBMM, görevini yapmış, kanunu çıkarmış. Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında destek vereceksin demiş. Niye verilmez?
Siz sadece kendi adınıza sormayacaksınız. Ege’deki Kars’taki çiftçi için de soracaksınız. Konya, toprak olarak Hollanda’dan büyük bir il.
Her birimizin sorumluluğu var. Sorumluluğumun ağır olduğunu da biliyorum. Benim kavgam, sizin kavganızdır. Sizin hakkınızı arıyorum. Benim saraylarda oturmak gibi bir niyetim asla olmayacaktır. Bu milllet, halk nasıl mütevazi yaşıyorsa devleti yöneten insanın da öyle yaşaması lazım. Milleti dinlemeden milletin derdini anlayamazsın.
“Benim elimde olmayan bir şey neden siyasete konu oluyor?”
Hanginiz anne babanızı seçme özgürlüğüne sahipsiniz. O zaman benim kimliğim neden siyasete konu oluyor? Benim elimde olmayan bir şey neden siyasete konu oluyor?
CHP Genel Başkanı olarak söylüyorum; kahabahtimiz var. Gelip sizin sofranıza oturmadık, niye oy vermediniz diye kızdık. Geliyorum, derdinizi dinliyorum; hak için, hukuk için, adalet için mücadele ediyorum. Mücadele hem bugünümüz hem geleceğimiz içindir.
“Türkiye’de iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor”
Türkiye’de iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor. Türkiye’de hiç düşünür müydünüz; Türkiye’de Tarım Bakanı Fransa tarımına katkılarından dolayı madalya aldı. Niye almayasın ki? Her şeyi Fransa’dan alıyorsun.
Tohuma, gübreye, elektriğe zam. En iyi siz biliyorsunuz. Geçen yıl 4 milyona yakın garibanın da evinde elektrik kesildi. 4 milyonun sesi duyulmuyordu, ben de ödemedim. Elektrik kesildi, bütün dünyada haber oldu. 4 milyonun sesi. “Bunun elektriği kesildi” demem yetmiyor. Senin de elektriğin kesiliyor, 1 hafta onlar gibi yaşıyorsan onların sözcülüğünü yapabilirsiniz.
Hiçbir çiftçi ektiğinden doları zarar etmeyecek. Ne ekiyorsanız maliyeti bellidir. Sana makul bir kar vereceğim. Altında satıyorsan ben alacağım devlet olarak. Zarar etmeyeceksin. Tarımda havza bazlı planlama yapmanız lazım. Herkes ne ekeceğini bilecek. Herkes bir sonraki yıl karla bunu kaça satacağını bilecek. Herkes ekecek, biz ithalatçı değil ihracatçı olacağız. Afrika’da birçok aç var. Onlara göndeririz.
“Suriyelileri 4 aşamalı göndereceğiz”
Hiç kimse kimliği, inancı dolayısıyla ötekileştirilmeyecek.
Suriyelileri ben en geç iki yıl içinde kendi iradeleriyle göndereceğim. Bana soruyorlar ‘nasıl’ diye. Dört aşamalı. Karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Emperyal güçlerin kayığına neden binelim? Ezogelin’i Suriye’ye gelin verdik arkadaşlar. Çorbasını içiyoruz ama Ezogelin’in kim olduğunu bilmiyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***